var bunlardan.
çevremizde, kafamızı kaldırdığımız da göze göze geldiğimiz, selam verdiğimiz, suratına "ayyyy naber" deyip arkasından konuştuğumuz bunlar işte.
bedenini değilse de, 21 gram gelen ruhunu, 21 gramlık adam etmeyen beyinlere satanlar bunlar. paranın açtığı tüm kapıların antresi bunların beyinleri. ara ki dolu bi oda bulasın. varsa bır range rover'ın, inan bana bacak arasını da açacak yine bunlar sana.
sakın bana; "insanları yargılama" deme. isteyen istediğini yapsın bana ne? olayım farklı benim. hayır madem para senin bedenindeki her kapının anahtarı o halde orospu ol. maske takma, orospu gibi insan ol. insan suratlı maskenle ortalıkta salınma!
her şey ya da günü gelince herkes yatıyor birilerinin altına. sigara kül tablasının mesela. altına yatmayı da mecazı yönden algıla. hangimiz patronuna bir şey anlatırken elpençe divan durmuyoruz? bu da bı nevi "siktir git" diyememenin altına yatma...
nedir orospu? sen hiç "ben mühendisim" diyip suratını gizleyen kişi gördun mü? ya da cümle mühendisi olmuş bir adamın sözlerini gizlediğini? sen hiç bir orospunun "hahahaytt severek yapıyorum ben bu işi" ( yapsa da orhan gencebay filmlerinden araklamıştır o sahneyi. kurtulacağını bilir) dediğini gördün mü? göremezsin! saklar bu sevişmenin mühendisleri yüzlerini, tüm bedeninin açıklığına inat. çünkü hayat baştan tek kurşunla şart koymuştur bunlara rus ruleti tadında.
ya peki ruh orospusu nedir bildin mi?
orospunun tam tersine, suratında hiç kızarma olmadan satmaktır ruhu arsızca.
senin kendine biçtiğin "seviyeli ilişki" kaftanın bir beden büyük ulan sana.
iğreniyorum ruhundan. yakışıklı gördügünde ağzından akan salyandan. para gördüğünde bana her yol paris lafından. deden yaşındaki adamla yatmandan, buruşmuş tenlere para için katlanmandan.
o değil de; ruh 21 gram geliyormuş ya, sahi ne kadar lan 21 gram et bedeli? et bile degil ki ruhun, yeminle lime lime kıyma.
orospu dediğiniz, yüzüne maske takıp anlatırken hayat hikayesini ağlaya ağlaya,
bunların o suratlarında en ufak bir kızarma olmadan, göbek atıyorlar ya normal hayatta ha işte bu çemkirme buna.
hulusi'nin mahmud'a "o ruh senin ananda da var mı" diye sorduğu ve belki de asıl tartışmayı başlatmış olduğu turkishmusic.org'daki sezen aksu tartışmasının etrafında terennüm ettiği ruh.
şöyle bir fıkra var bununla ilgili:
"Buraya kadar" demiş, kasap kendi kendine.. "Buraya kadar.."
15 yıl önce, bir utangaç genç kız dükkânına gelmiş ve şişkin karnını gösterip "Bu bebek senden" demişti. Kasap "Ağzını kaparsan, doğacak bebeğin 15 yaşına kadar bütün etleri benden" diye söz vermişti. O gün, 15'inci yıl doluyordu. 15 yaşındaki çocuk, et almaya geldiği zaman "Bugün 15 yaşına giriyorsun. Git annene söyle, bu benden alacağınız sonuncu bedava et. Bunu söylerken, annenin yüzündeki ifadeye de dikkat et" demiş. Oğlan etle eve dönüp, annesine kasabın söylediğini anlatınca, kadın gülmüş.. "Şimdi hemen kasaba dön ve ona de ki, 'Biz 15 yıldır, bedava sebze, bedava meyve, bedava balık, bedava süt, bedava ekmek, bedava yağ, pirinç, makarna alıyoruz.' Bunu söylerken de kasabın yüzündeki ifadeye dikkat et.."