umay umay'ın okuduğum ilk şiir kitabı. ismine şiir kitabı demek pek doğru olmaz ama ismi böyle geçiyor.
mensur şiir denilebilir.
bu kitabı okurken ve dolabımdayken fark eden ''aaa kitaba bak, küfürlüü'' dedi. zaten sanat toplum için olmamalı.
kitabın adından sanane demek geliyor içimden. sanarsın grinin elli tonu.
bu güzel kadının 2 şarkısını dinlemek isterseniz; https://youtu.be/OFLW-D-teR8 https://youtu.be/Cj8fW3nHi0I
4 defa okuduğum umay umay kitabıdır. bununla beraber bütün güzel çocuklar şüpheli, cevapsız ağrı, 34 u 442 veda busesi, rüya duvarları ve sokaklar boşaldı artık öpüşebiliriz isimli umay umay kitapları da okunmaya değerdir.
yeni baskisi altikirkbes siir serisinde olan umay umay eseri. tek bir solukta aci nasil tadilir ogretircesine bir soluk harflerden. ironiktir, okuyucusunun fikrini orospu eder kizilca.
Köşeye sıkıştırıldım
anlamıyorsun
seni parçalayabilirim
bir zamanlar
hayat isimli
dudakları çok çirkin
bir arkadaşım vardı
o da senin gibi baktı
ona aşık olmamıştım ama ...
anlamıyorsun
boğuluyorum
beni ağlat ...
umay umay
"...ben varoşların dansıydım, o prenslerin anarşisti. ben çok zengin olmak istiyordum, o ise serseri. ben onu sevenlerden nefret ediyordum, ama o herkese beni sevmelerini söylüyordu..."
An itibari ile bitirdigim ve buraya not düşmeden edemediği m muhteşem Umay Umay kitabı. Bir kaç kelime yazmadan önce kitaptan, sizlere diyecegim bir notum var ; pert bir ruha , çökmüş bir içe, felç olmuş bir kalbe sahipseniz bu aralar,üstüne bir de Umay okumayın. Ben yaptım. Bu sebepten muzdaribim. Duracak mıyım ? Hayır. Zira ikinci kitabı bekliyor yanımda. Neyse hadi birkaç cümle karaliyim:
"Kar yağacak, kış sözcükleri bulabilmek için yalnız yürümeliyim. "
"Bilmiyorum. Tuhaf bir hediye aldım sanki, onu almaktan hep korkmuştum. "
"Birbirimizle hiç ama hiç konuşmadığımız sözcükler var ya.. ben onların sırça köşkünde partiler düzenliyorum."
"beni çok seveceksin...ah ne kadar çok seveceksin. seni kendimle aldatacağım, sana anlattıracağım. anlatma lan...anlat da bir yarın daha yok olsun. herkesten gözün gibi saklayıp bacaklarının arasında uyuttuğun bebeği görsünler. hadi anlat.., biraz daha ağzına sıçsınlar. rüyalarına tükürsünler, kollarını kessinler, ayaklarının koktuğunu söylesinler. yanmaya başla, seviştiğin geceleri unuttursunlar...yatagının yanına park ettirsinler kalbini. acı yarısına cık, benimki daha buyuk diye kıçını yırt. yırt ki kıçına şarap döksünler. hemen uysallaş; 'yaaa, zaten ben....' diye uysallaş. uysallaş uysallaş. beni çok seveceksin, kalbimdeki ağrıyı seveceksin, kavgayı vereceğim sana, kavgayı seveceksin. sana hep; 8. doğumgünümü kutlarken, tüm mumları söndürürken, beyaz elbisem ve at kuyruğu saçlarım çikolataya bulaşırken, 'orada duran çocuktun' diyeceğim. atma lan, atma kendini. o'sun, pastamın tam ortasındaki mumsun ve seni otuzdört (otuz?) dilime böldüm. şimdi bütün parçalarını toplamışsın...kutlarım..., beni aldattın. vazgeçtim. seni ısırdığım elmayla aldatacağım. gelmeyeceğim."
pirinç işlemeli bir aynada kırıldı yüzümün diğer yarısı.
herkes uyuyordu. yüzümün yarısı benim, yüzümün yarısıyla hep yarım öyküler anlatırım.
peki sen, yarım dudaklı bir kadını öpmek ister misin?
-
aşk daima eksik kalıyor. offf bunu bana niye yaptın, bunu bana niye yaptın?
dur bir nefes alayım ve senin sevdiğin kadın olayım.
-
biraz daha uyu, biraz daha hayatta kal diye tutunduğum
rüyalar beynimden yollara fışkırıyor!
-
yine aramamışsın beni.
biraz daha geç kal ki, bir şey daha bulayım.
bir gerçek daha.
-
kendimle yalancıktan arkadaş oldum.
-
beni de böyle sevmişlerdi ama teypte başka şarkılar çalıyordu.
Ben hep sokak orospularına, ibnelere, travestilere aşık olacağım.
hep masumuz işte, kalmadı gözyaşımız diye bağıracağım, senin için akvaryumlar çalacağım. Sen büyük evler gibi yıkıldığımda sanma ki acımı öptüğünü unutacağım.
Hayatım boyunca yağmura rastladım, hep yağmura. Sana.
Pis yağmur! pis yağmur.
-
ölüyorum, annem bana hiç kızmıyor.
-
yanlış bu sözcükler yanlış! Çok ağladım, çok erkek oldum çok da kadın.
Kimseyle, kendimle bile yaşayamazdım.
Hep yarım kaldım, hep!
-
Ben kendimi yakarak öğrenirim, sarı ve sıcak öğrenirim.
yalayarak,
tükürerek,
durup kusarak öğrenirim.
--spoiler--
Peki ben senin nereni gözlerimle satıyorum... bu kadar yenik bir şeyi neden itiraf ediyorum. Sen kumbaraların içinde yüzen küçük siyah dudaklı " küçük bir balıkken..."
--spoiler--
Hayat hiçte istediğimiz gibi gitmedi. Kendi yasalarımızı oluşturmaya çalıştık hep... Biz ( kimiz) bile diyemeden kendisiyle yüzleşemeye korkan birer sokak kedisiydik...Seni ilk gördüğümde, kim bu diye sordum etrafa Kısacık saçların, rengi mavi, kalbin KIRMIZIydı Kalbi KIRMIZI olmayanlardan bende nefret ediyordum ...
orhan pamuğun "benim adım kırmızı" kitabında yazarın anlatmaya çalıştığı ve en sevdiği rengin orospu kırmızısı olduğunu doğrulayan rehber kitapdır ki orhan pambuk bu rengi kişiliğiylede özdeşleştirmiştir. okan bayülgen eşdeğer ruh renklerine sahip oldukları için orhan pambuğu sevmektedir.
--spoiler--
kırmızı...
sana sadece kırmızı demeliyim. ben başaramıyorum kırmızı. hatırlamak dışında bir mucizem yok. birşeye inandım. birşeye ve sadece bir kere ağlayarak dansettim. oysa hayata bağlanmak için ayağa kalkmıştım.
artık özgürüm, öyle yalnızım ki......
dogrum yok benim. her yarim $ey gibi.
ne kederli, ne de mutlu.
peki ya sen! hiç hikayen yok mu senin?
"biraz daha uyu, biraz daha hayatta kal diye tutundugum
ruyalar beynimden yollara fı$kırıyor!"
"bir nefes daha...
geleceği gördüm. kayip duruyordu avucumdan. belirsizliği, igrencligini örtmüyordu.
kırmızı bir senfoni yazmak istedim, yalnız ışıkta duyulan.
cünkü beni, sadece babamin aldigi pabuclar sevindirdi, bayram kiyafetleri, annemin saclarima dokunmasi sevindirdi.
..............
şiimdi herşey hazir. bir tek eksigim var kirmizi.
bir türlü tamamlanamayan tamamlandikca eksik kalan kirmizi...
pirinc işlemeli bir aynada kirildi yüzümün diger yarisi.
herkes uyuyordu. yüzümün yarisi benim, yüzümün yarisiyla hep yarim öyküler anlatirim.
peki sen, yarim dudakli bir kadini öpmek ister misin?
bir dilenci gibi yalvariyorum yine de yanit vermiyor aynalar...
dur bir nefes alayim... ve senin sevdigin kadin olayim.
inan biktim bu sözcüklerden; karanlik, gece, cocuklugum, korku, yeni sevgilim. afrika, cilek tanricalar ve calan telefon zillerinden biktim. bir de kirmizi rujumdan... kendi fotografina gülümseyen, kendi ickisinde bogulan, kendi annesinin celladıyım. buyum i$te, ba$ka türlü nefes alamam. cocuk da doguramam. hadi nefes al!
..............
ben hep sokak orospularina, ibnelere, travestilere.... aşık olacagim..
hep masumuz işte kalmadi gözyaşımiz diye bagiracagim senin için akvaryumlar calacagim.
sen büyük evler gibi yikildigimda sanma ki acimi öptügünü unutacagim. cünkü, ne mucize, hep güzel bir kadin olacagim. hayatim boyunca yagmura rastladim, hep yagmura... sana... pis yağmur, pis yağmur.
bir,iki,üç,dört,beş.....altı değil!hayat, benden gizlediğin ellerini hangi cebinde saklıyorsun?
her aşk bir orospu yaratıyor.bense beyaz duvaklar ,dokunduğumda irkilen sırtlar çiziyorum.bende oluyorum senin o kendin için korktuğun yerde.....