Eğer bir satıcı sana 5 liralık bir şey satıyorsa onun maliyeti en fazla 1-2 liradır. Korsan kitapçı sana aynı kitabı 5 liraya verirken 1 lira maliyeti olan kitaba sırf parlak kapaklı olduğu için 35 lira verilir mi?
Not: korsanı desteklemiyorum ama yayınevlerinin yaptığı da insafsızlık. Kitabı 10 lira yap 15 lira yap 35 lira nedir kardeşim.
hesap, kitaptan zerre anlamayanların düz mantıkla eleştiredikleri durum;
emek hırsızlığıdır. kimse bana korsan ucuz biz öğrenciyiz diye ağlamasın. sanki 3 günde bir kitap bitiren milletiz. bir kitabı en az 1 hafta okuyoruzdur. 20 tl üzerindeki kitaplar zaten 1 aya yakın elimizde kalır genelde -kalındırlar- kolombiya' nın en büyük yazarı marquez, kitaplarının kolombiya' da basılmasına izin vermemektedir mesela sırf korsan yüzünden. böyle büyük bir yazarın var ve sen onu kitaplarını basamıyorsun. işte korsan' ın etkisi! kitaptan anlayan, kitaba değer veren adam zaten korsan okumaz. internet üzerinden 2. el kitapları zaten korsan fiyatına bulabilirsiniz artık. http://www.nadirkitap.com iyi bir sitedir bu iş için.
korsan kitap, kitabı bir mal gibi görmeyen gerçek kitap satıcılarını küstürür, dahası onları ayakta duramaz hale gelir ve bu insanlar kapatırlar o küçük dükkanlarını ve sonunda kitap pazarı bkm gibi kitaptan bihaber olan, kitabı bir ticari mal olarak gören zihniyetin eline kalır. zaten bilinçsiz bir okuyucuyuz; iyi çevirinin önemini, iyi kitabın farkını pek bilmeyen bir milletiz. en azından kitaba değer veren, kitaptan anlayan adamlar ayakta kalırsa kitap kültürünün gelişmesi sağlanır aksi halde ise yozlaşır bu kültür. ve yozlaştıktan sonra raskolnikov secde eder suç ve ceza' nın sonunda, samsa toplumdan farklı olanın dışlanmasına bir örnektir diye yorumlanır kafka' nın dönüşümü. orjinal kitap alın! ve bunu d&r' dan değil gerçek kitapçılardan alın. hayatında kitap kapağı açmamış adamdan satın almayın kitabı.
ama kitapçı abi 2 lira kazanıyor. üstelik kul hakkı yemiyor, üstelik dükkan kirası, vergi, elektrik faturası vs ödüyor, üstelik onun satamama gibi bir de kaygısı var ama korsancının yok. zira korsancı zaten bestsellerları basıyor.
türkiye'de okuma oranının düşüklüğünden dem vuruluyor, sebeplerinden bir tanesi hatta en önemlisi kitap fiyatlarıdır.
Türkiyede asgari ücret 800 lira civarında,
sen adama kitap ücreti 40 lira dersen, adamdan maaşının yüzde 5'ini bir kitaba vermesini istemiş oluyorsun.
verir mi adam? vermez, o 40 liraya neler alınır der, mutfak masrafını yapar, çocuğuna verir, faturasını öder.
peki bu kitabın maliyeti ne?
ıvır zıvır dahil 3 lira diyelim,
elden ele, elden ele, herkes kar koya koya ediyor, 40 lira.
alınır diyene saygı duyarım da, korsana laf eden adama mal derim.
maddi imkanı olanlar için mümkün olabilecek durum. alamayacak durumda olanları da korsana yönlendireyim demiyorum. her mahallede yahut semtte en az bir kütüphane var. abone olup istediğiniz kitabı bedavaya okuyabilirsiniz.
yapılmaması gerek eylemdir. mesela ben george r. r. martin'in A Song of Ice and Fire yani game of thrones serisini d&r'dan almak istersem -ki istedim ama alamadım- toplam 112,5 tl'ye ihtiyacım var. ama aynı kitapları gidip bi sahaf'tan veya korsancıdan almak istersem muhtemelen 30 tl'ye tüm seriyi almış olurum.
peki ben neden 30 tl vermek varken gidip ufak parlayan bi bandrol yüzünden aynı kelimelerle yazılmış seriye 112,5 tl vereyim? vermem. gitsin d&r da, o seriyi 30 tl yapsın ordan alayım.
bir yazar emek veriyor, bilgi birikimini, tecrübesini, anılarını okurlarla paylaşıyor, eyvallah. Ama bu ülke türkiye. Burada herkesin maddi durumu iyi değil. Herkes bir kitaba 35 lira veremez. Kiminin blr haftalık harçlığı, kiminin fatura parası bu para.
Adam tezgaha gidip bakıyor, 35 lira. Daha sonra durumunu göz önüne getirip kitabı almaktan vazgeçiyor. Oysa kitap 15 lira olsa 10 lira olsa düşünmeden alacaktı.
şimdi şöyle bir soru gelir insanın aklına, eğer bir yazar gerçekten adam gibi bir yazarsa daha çok kitleye ulaşmak mı ister, yoksa 1 kişiye ulaşıp parasını kenara atmak mı?
15 lira olsa belki 10 insan olacak ama 35 lira olsa 2 insan alacak. Hem daha fazla okura hitap edecek, hem daha çok kazanacak. Bir de bu yönden bakılmalıdır.
konu hakkında hiçbir şey bilmeyenlerin biliyormuş edasıyla ya da kulaktan dolma bilgilerle verilmez o para yeaea diye çemkirdikleri durumdur.
öncelikle yıllar önce ölmüş yazarların kitaplarına para verdiğinde o yazarın hakkını yine korumuş oluyorsun çünkü mirasçıları var sonuçta o adamın ya da kadının. kaldı ki zaten 70 -sanırım 70' ti- yıl geçtikten sonra artık o yazar için telif durumu ortadan kalkıyor, o sebeptendir ki benim gözümde korsanla eşdeğer olan bazı yayınevleri dünya klasiklerini en naif tabirle piç ederek basıyorlar.
sonrasında 35 tl olan kitapların ortak özelliğine baktığında genelde kalın olduğunu görürsün zaten. şimdi yine biri çıkacak korsan da aynı kalınlıkta ama 10 tl diyecek. iyi de o 10 tl içinde ne vergi var, ne yazarın hakkı var, ne çevirmen parası var, ne toptancı parası var, tasarımcının parası var, ne isim hakkı var.... yani o on tl. içinde bir bok yok. ve daha önce söylediğim gibi zaten korsancı çok satanları basıyori yani satamama kaygısı yok ama kaliteli yayınevlerinin -can gibi mesela- yaın hayatlarına devam edebilmeleri için, gerçekten değerli eserleri okura ulaştırabilmeleri için, o masrafları karşılaya bilmeleri için hem çok satacak bazı kitapları basma hem de satmayan kitaplardan zarar etmelerini engelleyecek kadar para kazanmayı hesap ederek fiyat verme zorunlulukları var.
kitaplarla azıcık aran iyiyse zaten fark edersin ki banka yayınları ucuzdur can' a göre. çünkü banka yayınevlerinin kar amacı yoktur pek. dolayısıyla can' dan 40 küsür tl' ye alınabilcek suç ve ceza' yı iş bankası kültür' den 30 tl' ye alabilirsin.
daha önce de yazdım zaten anlamak isteyen anlamıştır o kitabın o paralar ettiğini. ama sen yine de diyorsan ki ben kitap okumak istiyorum ayda 3 kitap gömüyorum ama param yok diyorsan kabul git al korsanı, hatta mümkünse günahı da benim olsun ben razıyım. yalnız 10 dakikada biten şişe biraya barda 10 tl ödeyen adamlar -ki ben de severim içerim ama kitapçıları yok yere suçlamam pahalı satıyorlar diye- gelip burada bilip bilmeden yayınevlerine, kitapçılara çemkirmesinler mümkünse.
son olarak şu mantığı da kabul etmem mümkün değil; işte dotoyevski 30 tl' yi hak ediyor ama vampir srileri etmiyor. teorik olarak haklı bu görüş ama pratikte dostoyevski basmak için yapılan masraf, o çerezlik kitaplar için de yapılıyor. dolayısıyla fiyatlarının yakın olması son derece normal ve dediğim gibi acı da olsa kitapçların, sahafların ayakta kalabilmesi için de o çerezlik kitaplar gerekli. keşke kültür seviyemiz çok yukarılarda olsa, keşke herkes çok ve kaliteli kitap okusa dolayısıyla keşke vampir seriler eokunmadıklarından hiç basılmasa, orhan pamuk ayarında yazarların kitapları basılsa ve ucuza satılsa, ama bu şartlarda durum bu ve ben okumak sitediğim kitap olduğunda eğer pahalıysa bekleyeceğim 6 ay kadar yine ve gidip bir sahaftan 10-15 tl2 ye alacağım 30 tllik kitabı. hem sahaf kazanacak, hem devlet vergisini alacak(sahaflar da fatura kesmek zorundadır) hem de kitabı aldığım kişi ile doğrud düzgün bir kitap sohbeti yapabileceğim hr seferinde.
zaten kitap okumayan bir topluma o fiyattan kitap satmaya çalışırsan sana şak sesiyle beraber bir el hareketi gelmesi muhtemeldir.
şahsen korsanı orijinale tercih ediyorum. neden? çünkü kazandığımız para para değil, hangi bi yere ödeme yapıp para artırayım? ben ortalama 2 günde 1 kitap bitiren biriyim, her 2 günde bir kitap almaya kalksam götü açarım.