kendini yazar ve aydın sanan şahsiyet. halk kabul etmedi ki ne sanıyor kendini. sadece kendi çevresi onun görüşlerini, kitaplarını gerçekten anlayabiliyor. gerçekten türk olsaydı şu durumda bu ülkeyi terk etmezdi. kendine can yücel'i örnek alırdı.
edebiyat bir okuma biçiminin ürünüdür kaçınılmaz olarak. örneğin orhan pamuk'un romanları. ben onları değerli ve iyi yazılmış romanlar olarak okuyorum. başkaları başka türkü okuyorlar aynı romanları. metin aynı, okuma biçimleri farklı. her kitaptan yalnızca anlamak istediklerimizi anlıyoruz. doğaldır bu ama öte yandan "tinsel cahilliğin o ürkütücü kendini beğenmişliği", o muazzam bilgiçlik!
türk edebiyatının nobel almasıyla gurur duyduğum lakin saçmalıklarına dayanamadığım büyük türk düşünürü ve tarihcisi o.pamuk...
Banu avarın sınırlar arasında programında değindiği yazar. program için link..
lütfen izleyin...
(bkz: http://www.heddam.com/Haber.asp?HaberKimlik=3643)
(bkz: anladın sen anladın)
hayatinin tehlikede oldugunu gorunce yurt disina kacmis edebiyatcidir.
bi hrant dink vardi hani, ermeni dolu diye karalanmaya calisilan... simdi, aldigi tehditlere ragmen "turkiye'yi terketmem" demesi geldi aklima. hem de sonunda canini vermesine ragmen...
benim ülkemin güzel insanları uyanmayı öğrendiğinizde titretin. herşey iyi güzel de ogün samast denen bir katilin isminin geçmesi ne kadar çok uyunduğunun ifadesidir. (adı geçen nobelliyle nazım hikmetin aynı kefeye koyulduğunu düşenebileceklere hemen bildilir ki öyle değil). zamanın da nazım hikmet e vatan haini diyenler sonrasından onun şiirlerini meydanlar da (yanlış da olsa) okudular nazım hikmet gibi olmaya çalışan çok vatan haini var bu ülkede ama vatan ı seviyorum deyip te ogün samastı kahraman gibi gösteren çok vatanperverde var.
Hakkında çeşitli yorumlar yapılmasına rağmen, Türk edebiyat tarihi açısında çok prestijli bir ödüle (*)layık görülmüş yazar.. özellikle (bkz: Kara Kitap) adlı romanı edebiyat tarihimizde yazılmış, "öz türkçesiyle" dikkat çeken önemli bir eseridir... (*)
ülkesini satan ve bu satmayla nobel alan yazardır. yazıktır ki bu adam kukla olarak kullanılır. bu adamı sevenlerde söylediği sözleri savunduğu anlamına gelir. hemde fransa'nın soykırımı mecliste kabul etmesinden yaklaşık 1 saat sonra bu ödülü alır *
nobel ödülü almadan önce bush'un 4-5 kere adından bahsettiği (lan adam bush'un bile dikkatini çekmiş, o kadar kaliteli bir yazar demek ki), kitaplarından birinin bir bölümünü tamamen başka bir yazarın kitabından kopyala-yapıştır yapan, medya destekli (yerli-yabancı),3 bıçaklı, oynar başlıklı yazar.
medyanın zorla dayattığı biri. postmodern olduğunu sanıyor. postmodernliği okuyucuların kendisini anlamasıyla bir tutuyor. ilk romanı olan cevdet bey ve oğulları oldukça iyi ama sadece o iyi. diğerlerini atın çöpe gitsin.
"biz bilmemkaç milyon ermeniyi katlettik" diyordu hatırlarsınız, ardından kürtlerden de bahsediyordu herhalde. biz de, "bu adam ne diyor yahu? nerden duymuş öğrenmiş?" diye şaşırarak nobel kazanmasını izliyorduk.
meğer adam, suç kabulleniciliği (orijinal adı vardır bu psikolojik rahatsızlığın) hastalığından müzdaripmiş. yani örnek vermek gerekirse, etrafındaki biri "kim bu ay'ı* dünyadan ayırdı, hangi katil?" diye sorsa elini kaldırıp "ben, biz, hepimiz" diyerek kendisinin ve çevresindekilerin üzerine suçu alacak, kabullenecek.
en son da, hrant dink'in vurulmasında;
"Hrant, düşüncelerinden dolayı öldürüldü. Düşüncülerini kabul edemediğimiz birini öldürdük. Önce bunu anlayalım" diye demeç vermiş.
vay anasını. biz öldürdük yani?
şahsen ben kimseyi öldürmedim. öldürülmesini dahi istemedim. bu ülkenin vatandaşlarının %99'u da böyle bir şeyin olmasını istemedi.
kendisine göre tek amacı tarihe geçmektir... antik çağda da bu amaçla mabedi yakarak tarihe geçmek isteyen bir kişilik vardır... ancak uzun uğraşlar sonucu sadece adına rastlayabilirsiniz ve tarihi bir kişilik olamamıştır...
hakkında araştırma yapmadan (yapsalar da taraflı kaynaklara başvurup tek tip düşüncelerini yücelterek tatmin olan) tek bir kitabını okuma zahmetine girmeksizin bu yazarı aşağılamayı, yerden yere vurmayı, yargılamayı marifet zanneden, cehaletle yoğrulmuş hayatlarına, daracık, karanlık dünyalarına azıcık güneş ışığının girmesine tahammül edemeyen, karanlıkta yaşarken görme ve düşünme yetisini yitirmiş, bugüne kadar türlü ninnilerle uyuduğundan ve uyutulduğundan bihaber bir koyun sürüsünün geviş getiren ot beyinli kahramanları tarafından değeri anlaşılmayan, anlaşılmayacak olan yazar.
orhan pamuk'un sadece batı'da prim yapmak için türk düşmanlığı yaptığını söylemek ucuzdur, zira kendisi kitapları ile avrupa'da yeterince konuşulmakta olan bir insandır. soykırım konusunda söyledikleri tartışılabilir , ancak 'bunun sayesinde' ödül aldığını söylemeye cesaret edenler, (bkz: nobel ödülü)nü (bkz: eurovision)'la , kral tv müzik ödülleriyle karıştırıyorlardır en fazla. yaşar kemal gibi nobel için uğraşmış ancak alamamış büyük bir edebiyatçı bile kendisini tebrik etmişken orhan pamuk kötü yazar demek ,anca okuduğu en ciddi şey (bkz: hürriyet gazetesi) olan birisine yakışır kanımca.