türk halkının edebi yönünü küçümseyen, türk halkının örf, adet ve sosyal yaşamına çok ama çok uzaklarda olan, hakkında hiç bir şey bilmeyen, kendisini türkiye'de olmadık yerlere koyan insaların sayesinde edindiği ego durumu yüzünden hala ve ısrarla yazmaya çalışan, kullandığı dilin rezilliği bir yana romanlardındaki çalıntı satırların çokluğu, ilber ortaylıdan almış olduğu ayardan sonra hala pişkin pişkin sırıtmaya devam edebilen yazar kişisi.
Hayatını garantiye almanın bedeli miydi kukla kalemini kelama çevirme nedenin Orhan? diyesim gelir. Çok mu mustariptin aydınlanmayan gerçeklerden. Soykırımlardan, vahşetlerden. Mevlana'nın gay olması iftirası çok mu meşgul etmişti seni. Uçkur sevdasının bir tezahürü müydü yoksa iftiraların. Çok aydındın ya, görmediklerimiz görendin hani. O zaman senden beklemek hakkım şimdi. Ebugaribi anlat bize, guantanamo'yu ya da ne bileyim Cezayir soykırımını, Libya kasaplarını, Beyrut zindanlarını. Çok mu mustaripsin Orhan insanlıktan feragat edilmesinden. Anlat bize vietnamı, ırak'ı, zengin sofralarında Fransız şarapları içerken afrika'da ölen çocukları anlat bana Orhan. Sonra aydınlık günlerin garantisi olmaya hak kazan. Mevlana sana bile gel derdi şükür(!) o kadar yüce gönüllü değilim. Mümkünse gelme Orhan!
Orhan pamuk'u Üniversitenin ilk senesinde yeni hayat kitabı ile tanımıştım.
Yıl 2002. Sırf seviyorum diye psikoloji yerine bilmem kaç puan düşük olan edebiyat bölümünü yazıyorum, annemin gözü yaşlı. Ben ise mutlu...
Okulumun denize nazır terasında elimde yeni hayat. "Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti" diye başlıyor.
Sevmiştim yeni hayat'ı.
Sonra dersler başlıyor. Yeni türk edebiyatı hocalarının kimisi kitabını okutuyor orhan pamuk'un, kimisi popüler kültür öğesi olarak bakıyor... Arada kalıyorum.
Sonra kar'ı okuyorum, Cevdet bey ve oğulları'nı, kara kitap'ı...
Okulumun son senesinde nobel alıyor Orhan pamuk.
Sanıyorum, seviyorum.
Ve yıllar sonra masumiyet müzesi'ni hediye ediyor bana çok değer verdiğim biri. Uzun süre ara vermiştim orhan pamuk'a. Başlıyorum yeniden.
Vatan hainliğinin, Nobel ödülüyle taçlandırıldığı yazardır. Ünlü tarih profesörü (bkz: ilber Ortaylı) 2006 yılında kendisine, yaşadığı toplumun kültüründen ne kadar uzak olduğuna dair güzel bir ayar vermiştir:
"Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk bir kitabında şöyle bir cümle yazmış: "imam ikindi namazı saatinde caminin balkonuna çıkarak ikindi ezanını okudu." Profesör ilber Ortaylı bu tek cümleyi analiz ediyor: "Bir kere namazın saati olmaz, vakti olur. Saat ayrı, vakit ayrı bir kavramdır. Camilerde balkon yoktur, minarenin şerefesi vardır. Ezanı da imam okumaz, müezzin okur, o da şerefeye çıkmaz, içeriden okur."