bugün

“Paltonuzu camide unutursanız çalınır, meyhanede unutursanız çalınmaz.”

Dermiş Efsane…
Hic populer olmayan bir yazardir oyleki videolarinda bir ayda 10 kitap okumakla ovunen,okudugu kitaplari yorumlayan youtuberlar hic orhan kemalden bahsetmezler -en azindan ben gormedim-
Zannediyorum bunda yayinevinin de payi var cunku inanilmaz kotu kapak tasarimlari var. Paraya kiyip bi grafikere guzel kapak tasarimlari yaptirmalarini salik verrim. Kitabi kapagina gore yargilamak yanlis olabilir ama olsun siz degistirin tasarimi.
Bir diger etkende eserlerinim yesilcamda cokca kullanilmasi olabilir belki.
En sevdiğim romanı
Eskici ve oğulları.
Türkiye'nin en iyi yazarlarından biri.
asıl adı mehmet raşit öğütçü. öğrenim durumu; orta sondan terk. işçilik, dokumacılık, ambar memurluğu, kâtiplik gibi işlerde çalıştı. askerliğini yaparken 5 yıl hapis cezasına mahkum edildi.
bursa cezaevinde tanıştığı nazım hikmet'in toplumcu görüşlerinden etkilendi. 1950'den ölümüne kadar (1970) kitap ve makale yazarak geçindi.
yoksul kesimin, işçilerin, öğrencilerin, "sokaktaki adamın" hayatını anlatan öykü ve romanlar yazdı. istanbul'da orhan kemal müzesi açıldı. 1972'den beri adına roman yarışması düzenlenir.
eserlerinden bazıları: avare yıllar, baba evi, murtaza, 72. koğuş, sarhoşlar, el kızı, ekmek kavgası, bereketli topraklar üzerinde.
''Paslansın kınında bütün dünyanın süngüleri mermileri çürüsün sandıklarında bütün dünyanın...''
toplumcu gerçekçi, Türk romancısı ve oyun yazarıdır. Bursa Cezaevi’nde şiir yerine roman ve öykü yazmaya teşvik eden de Nazım Hikmet olmuştur.(1914, Adana – 1970, Sofya)
Bugün kendisinin ölüm yıldönümü. “Haziran’da ölmek zor” boşuna dememişler. Ölümünün üzerinden tam 49 yıl geçmiş. Geçmiş geçmesine ama yazdıkları hala aynı tazeliğini koruyor.

Hayatı boyunca hep işçinin, köylünün, ezilenin yanında oldu. Toplumu kazıklayan kesimine ise genellikle komedilerinde yer verdi. Birnevi onlarla dalga geçti. işin en güzel özeti ise yine bir fotoğraf. Tabutunu öpen bir işçi.

görsel
Toplumcu gerçekçi.

Bizden toplumcu gerçekçi olup da marksizm zırvalığına kapılmayan hiç olur mu?

Bu da o zırvalığın peşinden gidenlerdendi.
"müfettişler müfettişi" hala güncelliğini koruyan romanlarındandır.
Edebiyat geleneği olan bir ülkede doğsaydı esamesi bile okunmayacak edebiyatçıdır. Gerçi şimdi de çok gözde olduğu söylenemez.
Şu an "vukuat var" adlı kitabı elimde, neden daha önce hiç okumadığıma üzüldüğüm yazar.

Kitaptaki yöreye has diyaloglar son derece özgün ve sürükleyici. Konuyu biliyor olmak farketmeksizin, adeta içine çekiliyor insan.

T: Türk edebiyatının özgün ve usta yazarı.
”Bence asıl ölmek / istenilmeyen dünyada yaşamaktır / Her yirmidört saatte yirmidört kere ölerek.”

http://www.orhankemal.org/links/76.htm
Çok önemli bir romancıdır. Seneler evvel işlediği konular, eserlerinde bize gösterdiği davranışlar vesaire bugün Halen karşılık bulmaktadır türk toplumunda. Okuyun.

Toprağı bol olsun.
orhan veli'nin adaşıdır.
Adana ve çukurova bölgesindeki işçileri, ezilen köylüleri işlemiştir.

Karşılıklı konusma tekniğini ustaca kullanmıştır.

Hikayeleri: ekmek kavgası, çamaşırcının kızı, 72.koğuş, sarhoşlar, kardeş payı, önce ekmek...

Romanları: baba evi, murtaza, eskicinin oğulları, avare yıllar, bereketli topraklar üzerinde, hanımın Çiftliği, gavurun kızı, suçlu devlet kuşu.....
Orhan Kemal, iki kez, hakkında yapılan ihbar üzerine hapse girdi. ilki askerdeyken başına geldi. Nazım Hikmet ve Maksim Gorki'nin kitaplarını okuduğu gerekçesiyle beş yıla mahkum edildi. Hapishane Orhan Kemal’ e okul olmuştur. ilk şiirlerini hapishanede yazmıştır. fakat cezaevi yıllarında tanıştığı nazım hikmet'in yönlendirmesiyle öykü ve romana kaymış, her öyküsüne, her romanına derin bir insan sevgisi sinmiş, yaşadığı gibi yazmış, yazdığı gibi yaşamış, çok iyi gözlem yeteneğine sahip, büyük türk yazarı.

romanları;

Baba Evi 1949,
Avare Yıllar 1950,
Murtaza 1952,
Cemile 1952,
Bereketli Topraklar Üzerinde 1954,
Suçlu 1957, Devlet Kuşu 1958,
Vukuat Var 1958,
Gavurun Kızı 1959,
Küçücük 1960,
Dünya Evi 1960,
El Kızı 1960,
Hanımın Çiftliği 1961,
Eskici ve Oğulları 1962 (Eskici Dükkanı adıyla 1970),
Gurbet Kuşları 1962,
Sokakların Çocuğu 1963,
Kanlı Topraklar 1963,
Bir Filiz Vardı 1965,
Müfettişler Müfettişi 1966,
Yalancı Dünya 1966,
Evlerden Biri 1966,
Arkadaş Islıkları 1968,
Sokaklardan Bir Kız 1968,
Üç Kağıtçı 1969,
Kötü Yol 1969,
Kaçak (ö.s.) 1970,
Tersine Dünya (ö.s.) 1986.

“… Eşe dosta selam… inandığım doğruların adamı oldum, böyle yaşadım, karınca kararınca bu doğruların savaşını daha çok sanatımda yapmaya çalıştım, kursağıma hakkım olmayan bir tek kuruş dahi girmemiştir…”

Orhan Kemal 2 Haziran 1970’te saat 21:15’te 56 yaşında hayata gözlerini yummuştur.

“insan dediğin cart diye ölmeli, altına oturak falan sürülmeden… Her şey birdenbire olmalı… Böyle ölmek isterim… Kimseye muhtaç olmadan” demişti. Öyle de oldu.
Soyadı öğütçü'dür. Eşiyle fabrikada çalışırken tanışmışlar ve evlenmişlerdir. Kendisiyle yapılan bir röportajda zor ve sıkıntılı günlerde intihar etmeyi düşündünüz mü sorusuna: "evet, işsiz kaldığı, maddi açıdan zor günler geçirdiği dönemde kendini yaraladığını anlatıyor."

Eşiyle birlikte Malatya'ya iş aramaya gittiğini, paralarının kalmadığını, ekmek alabilmek için eşinin yüzüğünü sattıklarını, Adana'da kalacak yerleri olmadığı için otogarda kaldıklarını ve buradan da çıkartıldıklarını kendisiyle yapılan bir röportajda anlatmıştır. (bkz: eşlerine göre ediplerimiz)
“... her şey yalan, her şey rüya. onun için, birbirinize sahip olun, birbirinizin kalbini kırmayın, acı söz söylemeyin, sevin birbirinizi.” (cemile- sayfa : 63)
Bugün ölümünün 47. Yıldönümü olan cumhuriyet sonrası dönemi şairi.
20. yüzyılın hakettiği değeri bir türlü görememiş yazarlarımızdan bir tanesi.

Zor bir çocukluk geçirdi.Çocukluğunda beyrut'ta yaşadı bir süre.Bundan dolayı bazı eserlerinde beyrut'tan bolca bahseder.

Gençlik yıllarında maksim gorki ve nazım hikmet okumasından dolayı 5 yıl hapis yattı.Hapis yıllarında şiir yazıyordu aslında.Nazım hikmet'le tanışmasından sonra yazarın hayatı değişti.Öykü ve roman yazmaya başladı.

Akımına bakacaksak toplumcu gerçekçilik diyebiliriz.Kısacası oplumcu gerçeklik, sanatçıyı toplumsal bir varlık olarak görür. Toplum için sanat anlayışıdır kısacası.Birçok eğitici ve önemli eseri vardır diyebiliriz.

27 roman, 19'u öykü kitabı yazmıştır.insan-toplum ilişkilerini en iyi anlayıp anlatan yazarlarımızdan.

Baba evi, dünya evi gibi sevdiğim eserleri vardır.Kesinlikle okunması gereken yazarlarımızdan birisi.

Bugün doğum günü toprağı bol olsun.

görsel
başarılı roman ve öyküleriyle tanınmış fakat şair olamamak içinde ukte kalmış türk yazardır. kendisi nazım hikmet'in mapus arkadaşıdır ve aynı zamanda nazım hikmet ile üç buçuk yıl isimli bir kitabı vardır. orhan kemal mapus yıllarında hevesle yazdığı şiirleri nazım'a gösterir, onlar hakkında yorum yapmasını istermiş. nazım'ın bir gün "sen şiir yazma orhan, sen öykü yaz" demesiyle de orhan kemal iyiden iyiye öyküye yönelmiş, günümüzün başarılı öykücülerinden olmuş. fakat bugün orhan kemal'in nicelik olarak kısıtlı olan şiirlerinden birini bulup okuduğumuzda -burada biraz öznel olacağım- gayet başarılı olduğunu görürüz. nazım hikmet orhan kemal'in cevherini görememiş midir, yoksa orhan kemal nazım'ın tavsiyesi üzerine öyküde ustalaşınca mı bu denli kuvvetli tasvirleri olan şiirler yazmıştır şahsım adına hala merak konusudur.

orhan kemal'in söz konusu şiir denemelerinden biri:
Bu yüzleri salyalı, kirli, iğrenç çehreler
Korkunç bakışlarıyla beni çıldırtacaklar
Kim bilir belki bir gün içeriye girenler
Yerde cansız uzanmış, bir ceset bulacaklar

Bir hayata el atan, bu imansız duvarlar
Arasında bunalan, deliren bir insan var
türk edebiyatının en usta yazarlarından birisi. diyalog ustası diye anılan orhan kemal bu övgüyü fazlasıyla hak eder zira okuduğum kitaplar arasında onun kadar doğal diyalog kurduran görmedim. 7 yaşında ki çocuğu da 70 yaşında ki adamı da son derece doğal bir şekilde konuşturur.
türk edebiyatının çınar ağaçlarından biridir. eserlerinde kendi zamanının gerçeklerini usta bir şekilde kaleme almıştır. edebiyatımızın en önemli isimlerinden biridir.
Bugün itibariyle idolüm olabilecek yazarımız.Kendisine bugün izlediğim muammer adlı tiyatrosuyla daha çok hayran bırakan üstad.
Çocuklarıyla içten, sıcak ilişkileri vardı, çapkınlıklarını anlatacak kadar.