herkesin gibi bizim de yargılarımızla biçimlenmiş yanlış kalıplarımız var; çokları buna önyargı diyor, ama bu önyargı yargıyı askıya alıp taşlaşıp sonra da put gibi göğe kaldırılınca önyargı bile olmayı haketmekten uzaklaşıyor, bir yargı olmayan oluyor çünkü hayali ve gerçekdışı olayları, nesneleri kendisine içerik alıyor. orhan gencebay' ın kendi dalındaki, musikideki, bilgi birikimine hayran oldum, bizim de önyargı olmayı haketmeyecek bir çürümüşlüğümüz vardı; orhan gencebay' ı minibüslere ve tır şoförlerine bırakmış, arabesk deyip bir küçümseme içerisinde geçiştirmiştik. bu da bizim cahilliğimiz olsun.
sevmenin saygı göstermemek anlamına gelmediğini de tekrardan kavramış olduk bu saygı duyulası adam sayesinde.
konuk oldugu bir siyaset meydani programinda kucuk yasta gordugu aleti buyuklerine aldirmak istemis fakat enstrumanin adini bilmedigi icin baglama yerine mandolin aldirtmis oldugunu anlatmistir. ve o gun bugundur dogu ve bati muzigini birlestirici hamleler yapmistir.
ayrica genis muzik bilgisi, mutevaziligi ile gonlumde kurmus oldugu tahti civiylede cakip saglamlastirmistir.
kendisi arabesk muzik yaptigini kabul etmemektedir. ki aslinda arabesk adinda bir muzik turu yoktur. trt kurumumuzun ona bir cok kez haksizlik ettigi kanaati bende olusmustur. oyle ki sarkilari 364 gun yasak olup, calinmadigi halde sadece yilbasi geceleri calinmistir.
neden sahneye cikmadiniz sorusuna, ki ciksa bellkide su an en varlikli sanatci olmustu, ben daha cok isin mutfagini seviyorum demistir. muzik yapmak beste yapmak daha zevkliymis kendisi icin. ben halkima muzik vermek istiyorum bir seyler uretmek istiyorum demistir.
ona ilk orhan baba denmesi onun kucuk yaslarina denk gelmekteymis. soyle ki mahalledeki cocuklar kavga ederlerken orhan gencebay kuvvetli ve guclu oldugu icin onu one surerlermis.
ki anlasilan orhan gencebay o olaylar yuzunden bir cok kez dayak atmis ve anladigim kadariylada bir o kadar dayak yemistir.
gelecek albumunde anadolu rock tarzi bozlak calismasi oldugunu belirtmistir. simdiden merak ettim bu neymis diye.
onu rakamlarla anlatmak gerekirse:
- yasal olarak 65 milyon album satisi yapmistir. ki bu satis sayisi dunya capinda bir rakammis.(korsanla ne kadar olur varin onu siz dusunun ki o zaman en az 150 milyona ulasacagimiz buyuk olasiliktir)
- bu sanatcimizin 1000 civari bestesi varmis. bunun 400 tanesini kendi yorumlamis. bu 1000 bestenin 600 tanesi seslendirilmistir.
- kendisi hakkinda tam 20 adet kitap yazilmis.
- 9 universite kendisine fahri doktoralik unvanini vermistir.
- batsin bu dunya kaseti bugune kadar 10 milyon adet satmistir.
kendisi adina 400den fazla fan club acilmistir. (ki bu rakam en az 4-5 senenin rakami)
asik veyselden etkilenmistir. trt ona iki-uc defa, tabiri caizse ibnelik etmistir. buda yetmemis ekranlardan yasaklanmistir, sadece onemli gunlerin, onemli saatlerinde cikarmistir ekrana. trtnin saz sinavini en yuksek puanla kazanmistir, ki bunu hala gecebilmis biri yoktur.
90 filmin muzik direktoru olarak calismis, 36 filmde basrol oynamistir. en son bir yerde okuduguma gore de ayaginda kundura turkusunde ki sazi calan kisiymis.
sevemediğim, bir türlü kanımın ısınamadığı, ses itibariyle de çok dar bir alanda paslaşan;
ama sanatçı ünvanını layıkıyla taşıyan ve taşıması gereken bir isim.
*bir filminde gemilerde talim var'ı söylemiştir.bu bir bahriyeli türküsüdür.gencebay'da bahriyelidir...
*bir teselli veri londra'da tanıdığı maria isimli bir ispanyol güzeline yapmıştır...
*gencebay yürekten olsun'da grup bağlamalar hariç tüm bağlamaları kendisi çalmıştır...
*divan sazı arıyorum şarkısında kullanmıştır...
*idam mahkumu yıllar önce ferdi cleyn orkestrasınca yorumlanmıştır...
*kendisini trt'den uzaklaştıran baş aktörlerden biri rahmetli nida tüfekçi hoca'dır.nida bey'le gencebay çok sonraları kendisiyle ragıp ustanın atölyesinde karşılaşmışlardır.gencebay'a saz çaldırmışlar ve nida hoca kendisinden özür dilemiştir...
*gencebay 66 yılında ülke çapında saz çalma imtihanında arif sağ ve çinuçen tanrıkorur'la birlikte derece almışlardır...
*trt'de sanatçı olmak için yapılan saz sınavlarına girmiş ve şimdiye kadar alınmış en yüksek puanı almıştır.hala bu puanı alan kimse yoktur.bu rekorpuan bir başkası tarafından kırılamamıştır.(artık siz düşünün ne kadar iyi saz çaldığını)
*gençliğinde hasköy'de haftada bir toplanır ve çayırlıkta sabahlara kadar saz çalarlarmış.çayır falan kalmadı tabi şimdi...
*arif sağ'la zamanın da sayısız albümde beraber çalmışlardır...
*ferdi tayfur'un ilk albümünün yönetmenliğini yapmış ve bağlamaları çalmıştır.albüm tutmamıştır...
*hakkı bulut'un ilk albümünün orkestrasyonunu yapmış ve arif sağ'la sazlarını çalmıştır.albüm tutmamıştır...
*ibrahim tatlıses'in ilk albümün de a. sağ'la birlikte saz çalmıştır.bu ikili mahsun-i şerife bile saz çalmışlardır...
*cem karaca'nın grubunun bir şarkısına bağlama çalmıştır...
*kervan plak 74-80 döneminin en büyük firmasıdır.sezen aksu bile burada çalışmıştır.en güzel albümlerini bu firmada çıkarmıştır...
*trt'ye ilk çıkışı 66 senesinde ankara radyosu saz sanatçısı iken olmuştur...
*yasaklardan sonra trt'ye ilk çıktığı akşam (1985) minibüsler çalışmamıştır...
*cemal safi'nin söylediğine göre gencebay'ın yaptıkları bir anlamda buz dağının görünen yüzüdür.gerisini siz hesaplayın...
29 Aralık 2006 günü 5N1K'ya konuk olarak fizikten felsefeye çok geniş bir alanda fikir beyan etmiş, aforizma niteliğindeki kimi ifadeleriyle bizleri oldukça şaşırtmıştır.
üstad. hiçbir zaman sığ bir arabeskçi olarak görülmemelidir, ki görenin alnını karışlarım.
saz çalışı yeter, şarkıları derinden gelir. dinlemekten onur duyarım.
bir dönem çevirdiği namus konseptli filmleriyle bize bol bol göğüslerini izlettirmiş, entelektüellere bile yerel müziği sevdiren, arabesk yapmayan ama öyle sanılan, sazda flamenko gitar tınıları bile duyurabilen usta. şimdilerde popüler kültüre malzeme olmuş olsa da o hala orhan baba.
çıktığı 5n1k programında bilim ve felsefe konularındaki bilgisi ve yorumlarıyla soner yalçın'ı ve tahminen bütün izleyenleri çok şaşırtmıştı. o nedenle ilginç bir adam.
yıllarca bir pırlanta gibi kendisini muhafaza ettikten sonra seviyesiz popstar yarışmalarının sofrasına meze olmamalıydı diye düşündürten büyük üstat. bu coğrafyanın görüp görebileceği en değerli, en mükemmel santçılardan bir tanesi.
30 sene evvle neyse şimdi de her şeyiyle aynı olan eşi bulunmaz bünye. sesi, saçı, bıyığı, hal ve tavırlarında zırnık değişim yok adamın. hayatımda gördüğüm en ağır insanlardan, mesafe abidesi. acaba hayatında hiç yarıla yarıla gülmüş mü ya da osura osura sıçmış mı acayip meraktayım.