bundan on- onbeş yıl kadar önce tv de bir gazeteci idi sanırsam, bir sebepten dolayı mısır a gittiğini ve kahire çarşılarında dolaşırken kulağına gelen müzik sesinin orhan gencebayın bir şarkısı ile aynı olduğunu anlayıp hadi ya yoksa deyip doğru o müzik çalan yere doğru gidip satıcıya çalan kasetin kabına bakabilirmiyim dediğini sonra kabı eline alıp o şarkının bestecisinin arapça yazılı ismini satıcıdan okumasını rica edince satıcının bestecinin adının orhan gencebay olduğunu söylemesiyle biraz utanarak birazda orhan abi adına gururlanarak oradan uzaklaştığını dinlemiştim.
arap ülkelerineki ve bizdeki arabesk müziğini bayağı takip eden biri olarak düşüncem orhan gencebay ın aşırma yapmayacak kadar iyi müziksiyen ve karakterli insan olduğuna inanıyorum. alıntı yapanlar yok mu çok, o ayrı orhan abi ayrı.
Orhan Gencebay'la birlikte anılan arabesk müzik tarzının başlangıcı, o henüz tanınmazken, yani 60'lı yılların başında popüler olan Suat Sayın'a dayanır. Suat Sayın, zamanın popüler sanatçısı Ahmet Sezgin'e 'Sevmek Günah mı' adlı şarkıyı yapar. Kısa bir süre sonra bu bestenin Mısırlı Abdülvahap'ın şarkısından alınma bir ezgiye dayandığı ortaya çıkınca Türk Müzik piyasasında Arap Müziği, Arabesk kavramları tartışılmaya başlanır.
Orhan gencebay'ın ortaya çıkışı ise 60'lı yılların ortalarına rastlar. gencebay, yine ahmet sezgin için 'Deryada Bir Salım Yok' şarkısını yapar ve bu şarkı çok tutulur. şarkı'da, arap ezgileri kullanılmamış olmasına rağmen orkestrasyon açısından yaylı partüsyonların çokluğu, düyek ritmin kullanılması ve bunun gibi birkaç teknik özellikten dolayı 'sevmek günah mı'ya ciddi benzerlikler göstermektedir. Bu benzerlikler ile Orhan Gencebay'ın müziği de arabesk adını almaya başlar.
Orhan Gencebay asıl çıkışını 1968'de 'Bir Teselli Ver' ile yapar. Orhan Gencebay müziği özeliyle belirlenen arabesk denilen müzik türü, genel olarak Türk müziği kuralları içinde çeşitli etki ve kaynakları harmanlayan bir müzik türüdür. Halk müziği ve Türk klasik müziğinin çeşitli makam, ritm ve enstrümanlarıyla, Batı müziği ritm, enstrüman ve tekniğini çeşitli ağırlıklarla kullanan; ritmi ön plana çıkaran, keman ve elektrobağlamanın önemli bir öğe olduğu eklemlenmiş fakat öznel bir yapıdır.
tam da bu noktada orhan gencebay tarzının, kökeni mısır'a dayanan arap müziği ile farklılıklarına da deyinmekte fayda vardır zira, arap müziğinde; türkçe şarkılarda ön planda tutulan ve köken itibarı ile bir türk sazı olan bağlamanın yerine ud, zurna ya da dilli kaval veya ney yerine aslen endülüs kültüründen geçme gırnata yani klarnet ön plandadır. keman ve kanun kullanımı ile kullanım biçimi ise büyük benzerlikler gösterir.
Orhan Gencebay baskıya, yoksulluğa ve haksızlığa, insanseverlik geleneğine yaslanarak karşı çıkar. istediği yeni bir düzen değil daha adil bir düzendir. Yine sözlere baktığımızda göze çarpan birşey daha vardır; ikilik. ikilik aynı zamanda baskıya yoksulluğa karşı çıkıştaki sembolizme de işaret eder. Örneğin, 'Yarabbim' adlı şarkısında, aşk coşkusu ile hasret duygusu birarada gitmektedir. Bu ikilem ritmlerin kullanılmasıyla daha da belirginleştirilir. Bu, modernleşmeye hem evet diyen hem de direnen gecekondu insanına mecazi bir yolla ulaşma çabasıdır ki çok da başarılı olmuştur. Orhan Gencebay'ın özellikle 68-79 yılları arası yaptığı şarkılarda bu önemli özellik kendisini açıkça hissettirir.
gencebay, alaylı bir müzisyen olarak kendisini çok iyi yetiştirmiş, müzik piyasasına şarkıcı olarak değil güftekar ve bestekar olarak girmiş, türk halk müziğine çok sesliliği getirmiş, kendisine has meşrebi ile yeni bir soluk vermiş ve halk nazarında hakkıyla yer edinmiş değerli bir sanatçıdır. zaman zaman kendisini yerden yere vuran, kültürü ve felsefesiyle batı taklitçiliğini halka dayatan mekteplilere karşı ise o bilindik efendiliği ile saygıda kusur etmeden ve halktan aldığı güçle dimdik ayakta kalabilmeyi başarmıştır. müzik bilgisi bir yana sırf bu yönüyle dahi takdire şayan bir sanatçıdır.
orhan gencebay türkiyede arabesk müziğin temellerini atmıştır. fakat arabesk müziği dünyaya ve türkiyeye tanıtan ümmü gülsümdür. dolayısıyla ilk dönem eserlerinde ümmü gülsüm esintileri olması normaldir. fakat bu güne kadar kendini yeterince ispatlayacak çok sayıda orjinal parçaya imza atmıştır orhan baba.
30 yildir ispatlanamayan iddia "abdel halem hafizin introlari ile orhan gencebayin introlari birebir ayni olmasindan mutevellit dogru bir iddidadir" cumlesiyle ispatlanmistir.
başlığı orhan gencebay adına açmama rağmen ispat diye konulan videoda bir tane orhan gencebay bestesi olmaması şaşırtıcıdır. önce orhan gencebay bestelerini bir bilmek lazım di mi ama? ulan ne diyim güleyim mi? ağliyim mi?
velhasıl kelam sadece iddiadır ve hala ispatsızdır. zaten 1979 yılında ispat eden olursa müziği bırakırım demişti. en son solo albümü 2010 yılında çıktığına göre. 30 yılda kimse ispatlayamamış.
yotubeden arap müziklerini dinleyin. ferdi tayfurun sezen aksunun erkin korayın hatta birçok sanatçının telif hakkı verilmiş veya verilmemiş birçok arap bestesi söylediğini görürsünüz. bu konuyla 10 yıldır ilgilenen yakın arkadaşlarım var. ama bir tane gencebay eseri bulamazsın. hatta arapların orhan gencebay bestesi (bkz: aşk pınarı) söylediği görülmüştür.
bu çirkin iddiayı atanlar oraya buraya bakın demeyecek ben nasıl oraya kanıt koyduysam aynen onun gibi kanıt koyacaklar. yok öyle insanı zan altında bırakmak, adilik yapmak!
bir elin parmağını geçmeyecek sayıda insanın ki bunların içinde ünlülerde var ortaya attıkları iddiadır. bu iddia yeni değil orhan gencebayın sanat hayatında adıını duyurduğu yıllardan beri varolan bir iddiadır.
her ne kadar bu insannlar bir elin parmağını geçmeyecek sayıda olsada, orda burda, dost meclisinde, televizyonda bunları ispatsız bir şekilde dile getirerek başkalarını etkileme potansiyeline sahip olmalarından ötürü kendilerine bir önlem alınması en sağlmanıdan ayar verilmesi şarttır.
orhan gencebay kadar kibar ve sabırlı olamayacağım kimse kusura bakmasın. elbetteki beste çalmak, emek çalmak büyük bir adilik pezevenkliktir. sana ait olmayan birşeyi seninmiş gibi göstermek afedersiniz ama biraz şerefsizlik gibidir lakin böylesine çirkin bir iddiayı ortaya atarken ortaya hiç birşey sunmamak, bir insanı, en önemlisi büyük bir bestekarı zan altında bırakmak, aklıyla bilgisiyle yaptığı onca besteyi arapların besteleri bunlar demek üstelik ortaya tek bir somut örnek koyamamak afdedersiniz daha büyük emek hırsızlığı adilik yavşaklık pezevenkliktir.
demiştim orhan gencebay kadar kibar olamayacağım. 12 yıldır orhan gencebay dinlerim hakkında araştırma yaparım. genel olarak müzikle müzisyenlerle ilgili başka araştırmalarım da olmuştur. konu orhan gencebay olunca hassaslaşırım, duygusallaşır ve birazda asabileşirim. çünkü türkiye topraklarında hatta dünyada bu kadar değerli bir müzisyen olupta bazı kesimlerce bu kadar aşşağılanan başka müğzisyen olmamıştır. sen 1000 e yakın beste ver, 20 nin üstünde enstrumanı oyuncak gibi icraa et, eserlerinle yunanlara, azerilere orta asyaya hatta araplara hatta ve hatta led zeppeline peter gabrile ilham ver. uluslararsı üniversitlerden sana müzik profu ünvanları verilsin, berlin flarmoni orkestrasınca türk müziği kürsüsü teklifi edilsin ama birileri çıksın onca emeği afedersiniz bir şerefsiz edasıyla hırsızlıkla suçlasın ve üstüne basa basa söylüyorum hiç bir somut örnekte ortaya koyamasın. bunun adı adiliktir.
bana bakın ordasınız, burdasınız, şurdasınız. azsınız ama insanları etkileyebilmesi potansiyeline de sahipsininiz. ilk önce şu videoyu izleyeceksiniz. spikerin sorduğu soru araplardan beste çaldığına dair bir soru.
"eserlerim ortadadır araplardan beste çaldığım ispat edilsin müziği bırakırım"
orhan gencebay TRT 1979 u 1980 e bağlayan yılbaşı gecesi.
hodri meydan!
eğer hala iddialarınızda ısrarcı iseniz açık ve net bu başlık altında ispat etmezseniz, delil sunmazsınız en adi pezevenksiniz adisiniz, şerefsizsiniz!