galasında tüm ünlü kadınların üzerlerinde hayvan cesetleri (halk arasında kürk denmekte) ile boy göstermesi hayvan hakları savunucuları ve duyarlı insanları kızdırmış olan yılmaz erdoğan geyiği
şuanda vizyondaki bir çok türk filminden daha iyi bir film.izlerken kesinlikle sıkılmazsanız ama komik derseniz komik değil ancak kesinliklede sıkıcı bir film değil...
yılmaz erdoğanın canlandırdığı karakteri cem yılmaz oynasaydı daha güzel olabilecek, alt yazıyla başlayarak izleyenleri dumur eden film. istanbula tekrar aşık olmamıza sebebiyet veren film.
yılmaz erdoğanın kapkaç, çete, mafya vs gibi ilişkileri çok iyi işlediği, izlerken hiç sıkmayan, az ama komik espri barındıran ve türk sinemasında nadir rastlanan bir bütünlüğe sahip izlemeye değer film.
(bkz: bye bye hepiniz)
büyük umutlarla gittiğim yılmaz erdoğan filmi.
filmden çıktığımda yaşadığım şoku anlatamam.yılmaz erdoğan gibi iyi bir senaristin nasıl olurda bu kadar kötü vasıfsız ve boş bir senaryo yazdığını aklım almadı doğrusu.karakter mi var ortada olaymı?ikiside yok aslında son dönemlerin popüler akımı olan istanbulu arka plana oda yerleştirmiş.o istanbuldan da bir kaç hayat almış filmine.olmamış kanımca daha sağlam temeller üzerinde oturtmak gerekidi senaryoyu.inandırıcılığı neredeyse sıfıra yakın.
ayrıca bu filmde türk sinemasında bir ilk gerçekleşti ve helikopter çekimleri kullanıldı.gayette başarılı olmuş bu çekimler.lakin kardeşim tamam güzel basmışın parayı almışsın teknolojiyi,iyide etmişsin ama bu kadar insanın gözüne sokulmazki.bu bir tatdır bir çeşnidir.öle zırt pırt kullanınca güzel olmaktan uzaklaşmış insanı rahatsız edici bir konuma gelmiş.
kanımca filmde takdire değer tek olay sesler olmuş.ünlü bir ses teknisyeni ile çalışılmış.ve bu daha ilk sahneden kendisini belli ediyor.nerede o klasik türk filmlerinin içi boş sesleri nerede bu sağlam dolu sesler.gerçekten çok hoşuma gitti.
yılmaz erdoğandan gibi son derece yetenekli birisinden bundan daha kaliteli eserler beklemek bizlerin hakkı, bu eserleri ortaya koymakta onun borcudur...
film bile diyemeyeceğim sinemadan cıktıktan sonra verdiğim paraya acıdıgım, senaryosuyla dizi bile cekilemeyecek sadece güzel bir pazar gununu güzelim istanbul görüntüleriyle harcamak isteyen sinema seyircisini tatmin edebilen, yılmaz erdoğanın kulaklarını cınlatarakta buyuk bi zevkle dvd sini kopyaladığım iğrenç bir film
küfür duymadıkça gülemeyen kimi insanların beğenmediğini düşündüren filmdir. kibar feyzo gibi küfürle koparan filmler de güzeldir ama bu film farklıdır. zekice espriler ve yaratıcılık örneği tiplerle beğendiğim filmdir. peltek konuşan karakterin bican günalan*'ı sean connery 'ye benzettiği sahnesinde gülmekten kendimi dağıttığım filmdir ayrıca.