her ne kadar bütün organlarımı bağışlamak istesem de arada bir şu şekilde çıkan haberler bu kararı vermemi güçleştiriyor.
--spoiler--
geçirdiği trafik kazasının ardından hayat destek ünitesine bağlanan ve 'öldü' denilerek organları alınmasına karar verilen 21 yaşındaki genç, fişi çekilmek üzereyken parmaklarını oynatınca yeniden hayata döndü.
abd'de arizona üniversitesi öğrencisi sam schmid'in yaşadıkları, duyanları hayretler içinde bırakıyor.
okulda basketbol oynayan ve kayakla ilgilenen schmid, başarılı bir sporcuydu. ekim ayında korkunç bir trafik kazası geçiren 21 yaşındaki genç, beynindeki tahribattan dolayı önce yoğun bakıma alındı ardından da komaya girdi. günlerce yaşam destek ünitesi'ne bağlı kalan schmid'in fişinin çekilmesi ve organlarının başkalarına nakledilmesi için hazırlıklar yapılmaya başlandı. tam bu esnada, doktorları bile hayretler içinde bırakan bir gelişme yaşandı.
yaşam destek ünitesi sayesinde nefes alan genç adamın belki de ölümüne dakikalar kala parmağını oynatması ise yeniden hayata dönmesinin başlangıcı oldu. öğleden sonra fişinin çekilmesi kararı verilen schmid, birkaç saat kala iki parmağını havaya kaldırdı. herkesi şaşırtan genç adam için tekrar testler yapıldı ve beyin fonksiyonlarında umut verici gelişmeler görüldü. schmid, hastanede doktoruyla birlikte bir basın toplantısı düzenledi. öldü denilen hasta şimdi konuşabiliyor, ayakta duruyor ve yürüteç yardımıyla da olsa yürüyebiliyor. schmid, "kendimi çok iyi hissediyorum" diye konuştu.
barrow nöroloji kurumu'ndaki doktorlar, tam konuşma kapasitesine kavuşması, dengesini sağlaması ve hafızasına tam olarak kavuşması için schmid'in önünde daha uzun bir yol olduğunu söylediler.
kaza öncesinde üniversitenin basketbol takımında koçluk yapan schmid, kazadan önceki haline döneceği inancını muhafaza ediyor. hasta, "kendimi evden okula, işe giderken, günlük işlerimi yaparken tahayyül ediyorum. eski hayatıma dönmek istiyorum" diye konuştu.
--spoiler--
bu yıl ekim ayında çıktığım kız tıp öğrencisi diye ona yaranırken tüm organlarımı bağışlamamla son bulan olayı hatırlatan başlık kızdan ayrıldık ama olsun ölünce toprakta çürüyeceğine başka bedende çürüsün.
bir tanıdığımın 'verdiğim böbrekle, ciğerle ya da kalple o kişi yaşamaya devam eder ve içki vs. gibi günahları işlerse ben de sorumlu olurum' diyerek karşı çıktığı benim de ona karşı çıktığım mevzu.
vasiyettir bir nevi organ bağışı.bu yüzden zorlama yapılmamaktadır.ilerde bir gün başınıza gelebileceğini yada en sevdiğiniz insanın organa ihtiyacı olabileceğini düşünün ve en yakın üniversite hastanesine giderek organ bağışı kartınızı edininiz.
çok pis aklımda, ilk fırsatta yaptıracağım da , insanın aklına gelmeden yapamıyo sanki ben onları bağışlayınca onları bekleyen insanlar evrene mesaj gönderecek ve onları bende daha fazla isteyen biri yüzünde gebereceğiz, tehke secrtı okumasamıydım ne..??
bazen aklıma gelen ve yapsam ne güzel olur lan diye düşündüğüm olay. biraz önce de haberlerde gördüm, aynı aileden üç böbrek hastası -anne, büyük oğul ve küçük oğul- farklı yıllarda donörlerden yapılan bağışlarla tedavi edilmişler ve bu gerçekten çok şans eseri bi durum, yani aynı aileden üç hastanın organ bulması, binlerce organ bekleyen hasta varken.
lakin, doktor ve hasta yakınlarının konuşmaları canımı sıktı ister istemez;
"kadavradan böbrek nakli sayesinde hayata tutundu!"
düşünün ki altı yaşındaki kızınıza karaciğer lazım. endişeye gerek yok. adını listeye alıyorlar. ama sıranın kızınıza gelmesi belki altı ay belki iki yıl sürecek olması sizi tedirgin ediyor. sizin için en değerli varlığın gözünüzün önünde erimesi sizi üzüyor. ama birşey yapamıyorsunuz. ne yaparsanız yapın bir karaciğer yapamazsınız. bunu siz de biliyorsunuz. hatta sizin için kızınız o kadar değerli ki kendi ciğerinizi vermeye razı oluyorsunuz. ama siz ne yapmanız gerektiğini düşünürken kızınız ölüyor. düşünüyorsunuz 'acaba ölen bir insanın ciğeri toprak olacağına kızıma verilseydi kızım yaşayacakmıydı?' diye. cevap veriyorum 'evet yaşayacaktı. ama hala 'şimdi gözümü verirsem ahirette gözüm olmadan ne yapacağım?' diye soranlar varken daha yüzlercesi ölecek bu çocukların. hatta birgün ben veya bu yazıyı okuyan sen!
sizden istediğim 'istenmesi en zor şey olan' organlarınız. unutmayın siz öldükten sonra bu organlar hiçbir işinize yaramayacak bunları mikroorganizmalar parçalayacak. ama eğer organlarınızı birilerine verirseniz inanın ki sizin ölmeniz başkasına hayat verecek. bunu düşünmek bile güzel...
Organ bagısının ulkemizde vatandaslık gorevleri arasına getirilmesi taraftarıyım, nasıl vergi veriliyorsa organ bagısı yapılsın. Aklın ve vicdanın gerekliligi budur.
Dinen cevaz verilmiş bir konudur. Diyanet işleri Başkanlığı 6.3.1980 tarih ve 396 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu açıklamıştır.Ayrıca
" KiM BiR KiMSEYE HAYAT VERiRSE, O SANKi BÜTÜN iNSANLARA HAYAT VERMiŞÇESiNE SEVAP KAZANIR " (Maide Suresi, Ayet 32 ) ayetide bu durumu desteklemektedir.
dinen yasak olan denmiş fakat dinen de ahlaken de vicdanen de yapılmasında sakınca olmayan bir şeydir.öldükten sonra hiç bir işe yaramayacak et parçasının insan hayatı kurtarabilcekken neden çürümesini bekleriz ki.benim dinimde çok sevap vallahi.
ROBERT N.TEST'iN hatırlamak adlı şiiri organ bağışını çok güzel anlatmaktadır:
GÖZLERiMi; gün ışığını, bir bebeğin yüzünü, bir kadını gözlerindeki sevgiyi görmemiş bir adama verin.
KALBiMi; kendi kalbi ona acı vermekten başka bir şeye yaramayan birine verin.
KANIMI; bir otomobilin enkazı altından çıkarılmış olan gence verin. Verin ki torunlarının oynadığını görene kadar yaşasın.
BÖBREKLERiMi; haftadan haftaya yaşaması makineye bağlı olan birine verin.
KEMiKLERiMi; alın ve sakat bir çocuğun yürümesinin yolunu bulun.
Eğer bir şeyleri gömmemiz gerekiyorsa, hatalarımı, kusurlarımı, insanlara olan ön yargılarımı gömün. Günahlarımı şeytana, ruhumu tanrıya verin. Eğer yeri gelirde beni hatırlamak isterseniz, bunu, size ihtiyacı olan birine yardım ederek yapın. Eğer tüm bu isteklerimi yaparsanız sonsuza kadar yaşarım.
Bağışlanan her organ yaşama tutunan bir insan sloganınıda eklemek istiyorum.
en çok organ bağışını karadenizliler yapıyomuş. saat dilimlerine girmeden kısmen de bi karadenizli olarak söylemek isterim ki karadeniz sınırları içindeyse gayet normalde ülke geneli için de böyle bi tablo geçerliyse karadenizlilerin bi zamandan sonra kendisine lazım olmayacağını düşündüğü organları bağışlaması, yaşamı süresince o organları had safhada, özellikle bi iki tanesini, kullandığının işaretidir gibi.