Bugunku yazısında Ahmet Altan ın da belirttigi gibi türkiyede ordunun her ama her eleştirilişinde gündeme gelen garip bir cümledir. Orduyu eleştirmeyin sakın haa demenin başka bir lisanıdır.
orduya getirilen eleştirileri bertaraf etmek için kullanılan söylem. kişiden kişiye göre değişiyor bu söylem.
şöyle ki; bu gün tuncay özkan olsun, ilhan selçuk olsun, bekir coşkun olsun kalkıp da "ordu neden darbe yapmıyor, darba yapamıyorlarsa bunlar erkek değil, gerekirse yeni bir ordu kurarız bu orduda iş yok" gibi menfurca eleştirilerde bulunabilirler. bunlar bir eleştiridir. çünkü eleştirenler laik cumhuriyetimizin savunucuları aydınlarımızdır.
ancak taraf gazetesinin her hangi bir yazarı, "türk silahlı kuvvetleri halkla ilişkiler departmanı çok zayıf iyileştirmelere dönük personel alınmalı" derse artık o yazar orduyu yıpratmak isteyen, dış mihrakların piyonu, satılmış, işbirlikçi, liboş, vatan haini, şerefsizin önde gideni olur.
böyledir yani bu. bu ülkede ordu eleştirilecekse laik cumhuriyetimizin savunucuları tarafından eleştirilmelidir.
bakın mesela yine aklıma geldi: geçen senelerde bir sınır ötesi harekat yapılmıştı. sonra harekat bir kaç gün sonra bitmişti. deniz baykal ve devlet bahçeli de orduyu amerika istedi de sınır ötesi operasyonu bitirdiniz diye eleştirmişti. resmen ve alenen orduyu amerika'dan emir alan bir örgüt gibi gösteriyorlardı. ama bunları kimse vatan haini ilan etmemişti. işin ironik tarafı da orduyu tayyip erdoğan savunmuştu bu insanlara karşı.
ordu yıpratılacaksa onu da biz yıpratırız. ya da ordu eleştirilecekse onu da biz eleştiririz anlayışı sahip bazı kafalarda.
türk silahlı kuvvetlerinin sınırlarımız icinde uzun süredir bilincli bir şekilde yıpratıldığına şahidiz. şaka gibi darbe planları, yargılamalar ve daha neler...
dünyanın hicbir ülkesi ordusunu zayıf düşürüp av haline dönüştürmeyi bu kadar başarılı ve sistemli bir şekilde uygulamamıştır.
bu devletler bilirler ki; yıpranmış ve zayıflamış bir ordu, o ülkenin yem haline gelmesini kolaylaştırır, özgürlüğünün bitmesi anlamına gelir.
amerikan ordusunun 'özgürleştirme' adı altında yaptığı işgaller, yıkımlar ve ölümlere rağmen tek bir kelime dahi edilmez ordu hakkında.
israil ordusu, yapılanlar katliamlar ortada.
çin, uyguladığı politika ortada. örnekleri coğaltmak elbette mümkün.
ciddi bir şekilde anlaşılması gereken nokta şu; icerde zayıflayan ve hedef haline dönüştürülmüş ülke, dış tehlikeleri de arttırır. kimin arabasına binerse onun türküsünü söyleyenler icin hava hoş elbette ama oluşturulmaya calışılan büyük resmi görmek şart.
yoksa; zamanı geldiğinde o fotoğraf karesinde hic birimize yer yok. en azından cumhuriyetcilere.
