çoktan olması gereken bi kararın gecikmiş bi şekilde alınmasıdır.
sakallı ve başörtülü insanların biricik mehmetlerini hakkaride, şırnakta, diyarbakırda, tuncelide kırarken iyi, bacılarını, analarını yemin töreninde görünce kötü öyle mi? neymiş, çağdaş değilmiş? beğenmiyorsan bu insanları, evlatlarını da alma askere madem öyle mi?
aslen sakalın sürekli traşı konusu da ayrı bi mesele. hadi saç uzatmak pratik olarak temizliği zor vs de sakal ne alaka kardeşim? dünyanın dört bi yanındaki ordularda top sakallısından keçi sakallasına, bıyıklısından hacı sakallısına kadar bi dünya asker gördüm. dahası küpeli asker var lan. ne oluyor şimdi adam görev yapamıyor mı top sakallı olunca, nedir bu kadar traş takıntısı? 1940larda mıyız amına koyim?
el hasılı, bu yasak kalkması orduevleriyle sınırlı kalmasın.
sadece sakal ve türban değil sarık ve cübbe yasağı da kalkmıştır. ayrıca bi insan sakallı ve sakalsız çok farklı görünür orduda yasak olması gereken bi şey varsa sakaldır.
insanların giyimine kuşamına göre muamele gördüğü ( 21. yy en çağdaş uyhulaması ! ) son uygulamalardan birtanesi. Çok geç kalınsada kaldırılmasının ' eşitlik ' adına atılan güzel bir adım.
orduevlerinin orduevi olmaktan çıkması durumudur. orduevinin belli bir ağırlığı, kuralları vardır. iki saatlik düğün için tuvalete tıraşa yollanmak istemeyen adam ya duruma uygun şekilde gelir ya da ayrı bir zamanda tebrik eder eşini, dostunu. sırf bunun için orduevi kurallarını değiştirmek çok manasızdır. askerleri iyice madara ediyorlar, başka bir şey değil.
"her yasak kendi isyanını doğurur" diye bir söz duymuştum ama kaynağını şimdi hatırlayamadım.
orduevi dediğimiz yerlerin ne olduğunu önce bir bilmeli. sonra yapılan bu düzenlemenin artıları eksileri objektif olarak düşünülmeli, ondan sonra gereken yorum hür iradeyle yapılmalı.
öncelikle orduevlerinde askerlerin de çeşitli görevler aldığını biliyoruz. oradaki askerleri ziyarete gelecek olan aileleri için gayet yerinde bir düzenleme yapılmış. sonuçta her askerin annesi öğretmen, babası doktor değil. öyle ya köylü mehmet efendinin de oğlu var orada, dağlı hasan ağa'nın da. şimdi bu bahsettiğim insanlar ve eşleri kendi inançları gereği, hür iradeleriyle bıraktığı sakal yüzünden, başını örttüğü baş örtüsü yüzünden oğullarını göremesin mi? şöyle de sorulabilir: oğlunu görmek için bu insanlar kendi inandıkları davayı neden bir kenara bırakmak zorunda kalsınlar?
isteyen mini eteği, damat traşıyla girsin, isteyen sakalıyla, baş örtüsüyle. insanların giyip çıkardıklarını bizim kadar kendisine dert eden bir toplum daha var mı acaba.
bir de sakala ve başörtüye düşman gibi yaklaşanlar var. bu insanlar aynı zamanda çanakkale zaferiyle de övünür. acaba hiç düşündüler mi oradaki binlerce şehidin, o cephede görev yapan kadınların aileleri ve kendileri sakallı ve başı örtülü insanlardı. onların emaneti olan bu topraklarda şimdi onları tenkit etmek ne kadar akıl mantık işidir aklınıza havale ediyorum. *
orduevini babasının evi sanan gürühu rahatsız etmiş uygulama.yok artık öyle yağma şurası yasak burası yasak, şurayı geçme ötede dur.bu zihiyetten birisi de "halk plajlara hucüm etti vatandaş yüzecek yer bulamıyor" demişti çok şükür bu kafalar yavaş yavaş tarih oluyor.
akp iktidarının ustalık döneminin ilk aşamasını katettiğini gösteren bir haber. daha bu başlangıç. yakında başı açık olanlar üniversiteye alınmayacak diye bir haber görürsek biliniz ki yıl olmuş 2023.
geçtiğimiz günlerde, vatan gazetesi yazarı ruşen çakır da alınmamıştı orduevine. gerekçe malumdu elbette, sakallı olması. ruşen çakır, bu durum üzerine bir yazı kaleme almıştı. yazısında, tsk'nin düşünce yapısını değiştirmesi gerektiğini belirtiyordu. yani bir noktada, tsk'nin aslında geri kaldığından dem vurmuş oluyordu. biraz dikkatli bakıldığında, ne kadar ironik bir durum aslında. esasen tek tiplilik, askere uygulanır, disiplin sağlamadan hareketle. dışarıdan gelen insanlar için, askerlere uygulanan sistemin aynen yansıtılması, durumları geniş açıdan yorumlayamamanın bir tezahürüdür nihayetinde. bu perspektif darlığı, orduevinden hareketle ülke geneline sirayet ediyor bu çevrelerde. bir de kötü bir huyumuz var, terketmemiz gereken. yapılan birtakım değişikliklere karşılık hemen bir misilleme talebi ve beklentisi, sözünü ettiğim. bunu da anlamak mümkün değil, işin doğrusu.
türbanı sevmediğim hatta çok yanlış bulduğum halde, sakallı sarıklı insanları yobaz gerici cahil olarak nitelendirdiğim ve onlardan korktuğum halde onların özgürlüklerini kısıtlamak doğru değildir.
lakin bu alınan karar insanların özgürlüğü için değil şeriatı yaymak, propaganda yapmak, 'bak biz burdayız, adım adım getiriyoruz şeriatı, orduya bile soktuk' demek içindir.
giyim * özgürlüğü çerçevesi altında yapılan büyük adımlardan biridir.
yobazlık değildir. asıl yobazlık özgürlük özgürlük deyip baş örtülü kadınları yobaz olarak görendir. sanırım özgürlük kendilerine özel bu şahısların. baş örtülü kadının özgürlüğü olamaz zaten.
çoktan beri yapılması gerekendir. Ohh be bu haberi duydum da ne biçim keyfe geldim. Arkadaşım mantıklı düşün biraz. Muvazzaf ordu mensuplarına eskisi gibi kılık kıyafet düzenlemesi devam etmeli elbette. Ama subay yakınlarının bu kurallara uyma zorunluluğu da nedir? Saçma ötesi bir uygulamaydı, neyin isyanındasınız amk bu yasağın kalkmasına itiraz edenlerin yarısının sakallı olduğuna eminim. Düşünün ben bir subay yakınıyım askeri kimlik kartı olan biriyim, ve kirli sakalım var arkadaş. Orduevinden yararlanmak istiyorum ama sakalımı kesmek de istemiyorum ne var bunda. Bunun ne alakası var yobazlıkla.
En son orduevine gitme teşebbüsümü anlatayım:
mevsimlerden yaz. Bütünleme sınavlarına çalışıyorum. Yarın gülhane askeri tesislerine gideyim de kafede manzaralı manzaralı çalışayım dedim. Sakallı alınmadığını biliyorum Tabii ki. Sabah özenle traş oldum. Saç sakal damat gibi. Yol sürüyor 1 saat. Gittim gülhaneye. Nizamiyeden girdim içeriye. Kafeye doğru yürüyordum ki askerin biri koştu arkamdan:
"bu kiyafetle giremezsiniz efendim arkadaşlar dikkat etmemişler sizi dışarı almamız lazım"
"Ne var ki kıyafetimde?"
"Kapriyle girmek yasak."
Kapri lan! Temmuz ayındayız hacı kumaş pantolonla mı geleyim ben oraya subay değilim bişey değilim oğluyum ben sadece.
Ben sırf bu yasaklardan bunaldığım için 2 senedir orduevine gitmiyorum. Yarın sabah ilk iş kirli sakalımla o nizamiyeden içeri gireceğim arkadaş. Hava güzel olursa çekeceğim kaprimi de. Hadi görüşürüz.
ne acı yavaş yavaş yok ediyorlar bizi, benliğimizi, gelecek güzel günlerimizi. bunlar bilimden uzak, sığ toplumun başlangıcıdır. buz dağının görünen yüzüdür. görünmeyen yüzü için iran ın geçmişine bakmak lazım.
iyi olmuştur, bir insanı dış görünüşüne göre değerlendiren bu sistem çok önceden değişmeliydi. ne yani bir insan türbanlı olduğu için orduevine giremeyecek mi? bir insanın sakalı olduğu için ordu evlerine girememesi geri kalmışlığın açık örneğidir. burakın bu geri kafalılılığı..