son zamanlarda fışkıran nefret. mevcut iktidar son 2 senedir gerçekleştirdiği tsk yıpratma politikasında bazı kesimlerde başarıya ulaştı. sözlük yazarlarında da ulaşmaya başladığı görünüyor. sol framede ki orduevi alakalı başlıklar sürekli çoğalıyor. mevcut iktidarın halktan çaldıkları bu kadar sözkonusu yapılmazken tsk'nın kimseden çalmadan tamamen kendi imkanlarıyla yaptırdığı ve mevcut askerlerini meslek dallarına göre görevlendirdiği orduevleri göze batıyor. başınızda sürekli çalan ve tek yaptığı dış ülkelere devlete bağlı kurumları satmak olan bir iktidar varken tsk çalışanlarının bir kolayı 2 liraya değilde 1 liraya içmesi neden bu kadar batıyor insanlara orasıda ayrı bir mesele.
hep mantıklı insanlar olarak gördüğüm bazı sözlük yazarları iktidarın amacına ulaşmasına yardımcı oluyor. uydurmaca bilgilere inanmak neden bu kadar çekici olduğuda farklı bir konu. bu ülkenin tsk'yı sahiplenmesi gerek. orduevlerinde yok kola ucuz, berber ucuz diye söylenmemesi gerek. orduevleri yıllardır vardı ve olacak bu kuruluşların kimseye zararı yok faydası var. askere giden genç insanlar gitar tutmayı biliyorsa tutup ellerine g3 verilmiyor. orduevinde kendi mesleğini icra ediyor. bir asker makas tutmayı biliyorsa eline el bombası verilmiyor. insanlar bilmeden konuşmaktan vazgeçmeliler yoksa bu ülke geriye gitmeye devam eder.
orduevlerinden nefretin değil orduevlerinde vatan hizmeti altında askerlere zorunlu hizmetçilik yaptırılıp maliyetinin millete yüklenmesinden nemalananların bu tür çarpıklıkları dile getirenler yönelik suçlamaları ve duygu sömürüsü ile bu düzeni meşrulaştırma gayretleri vardır.
nedense orduvelerinden fazlasıyla nemalanan bu klavye kahramanlarını uzman çavuşların ve ailelelerinin neden bu tesislerden faydalanamadığını sorgularken ya da dağda nöbet bekleyen ve bu uğurda şehit olan erin ailesinin kendilerinden ne eksiği olduğunu sorgularken göremeyiz. bozuk düzenden fazlasıyla nemalanıp bunu eleştirenlere karşı "tsk'ya saldırıyorlar" şeklinde kara propaganda yürütenler elbette bundan rahatsız olacaklardır.
bu ülkenin evlatları vatan savunmasında görev almaya mı gönderiliyor sizlerin yırtık donuna yama yapmaya mı? donunuzu yamayan, çamaşırınızı yıkayan, masanızı donatan bu askerlerin kışlada geçirdiği zamanın devlete, millete doğrudan ve dolaylı maliyeti ne kadar? allah göstermesin yarın başımızdaki terör belasndan çok daha ciddi bir savaş ortamı olsa pasta tabağı mı fırlatacak bu askerler ki ellerine silah verilmemesini övüyorsunuz? komik olmayın!
orduevi ile silahlı kuvvetler aynı değildir. silahlı kuvvetleri millet her zaman sahiplenir, mevcut haliyle orduevine o milletin subay astsubay olmayan fertleri giremez. ordunun ezici çoğunluğu olan uzman çavuşlar ve erler onlardan faydlanamaz. ikisini aynı tutanlar milletin sırtından bedava nemalananlardır.
orduevleri profesyonel ticari işletme olarak devam ettirilmelidir. zorunuza gitse de olması gereken ve birileri geçmek istemese de profesyonel ordu ile olacak olan da budur. nokta.
Parayla çalışan yazar takımının yanı sıra Parasız çalışan küçük militancıkların yani maşaların halkı askerden soğutma çabaları.
Türk ordusuna karşı yürütülen psikolojik savaşın bir parçasıdır. Kaynağı dışarıdadır, akılları sıra ordumuzu gözden düşürmeye çalışmaktadırlar
Türk milletinin düşmanları, bu milletin ordusuna saldırır, bu hep olmuştur...
Sonunda Türk ordusu kazanır, içindeki haini de yok eder.
Atatürk kurtuluş savaşını yaparken de düşman ve sarayın işbirliği ile kuvayı milliyeye karşı 22 ayaklanma çıkarıldı, şanlı Türk ordusu hem bu ayaklanmaların hepsini bastırdı ,hem de düşmanı da yendi! Yurdumuzu da emperyalist işgalcilerden ve onların işbirlikçilerinden kurtardı!
orduevleri bu ülkede mustafa kemal atatürk'e lafını yedirdiği için sevilmez. (bkz: ben bu millete herşeyi öğrettim fakat uşaklığı öğretemedim)
bu orduevlerinde uşaklar, garsonlar, bulaşıkçılar hatta aşçılar bile askerlik görevini yapmak isteyen gariban erlerden oluşmaktadır.
--spoiler--
ingiliz Kralı 8. Edward istanbul'a, Atatürk'ü ziyarete geldiği zaman, Atatürk kendisine bir akşam ziyafeti vermişti. Ziyafetten önce:
kaynak: Baktabul Msn messenger ifadeleri, Avatar, gif, smiley, Resimli Siirler, izle, indir, Komik Resimler, programlar, Resimleri, Haberler
-Bana ingiltere sarayında verilen ziyafetler ne şekilde olur, onu bilen birisini yahut bir aşçı bulunuz. dedi.
Ve nihayet bu sofra merasimini bilen bir zattan öğrenerek sofrayı o şekilde düzene koydular. Akşam imparator sofraya oturunca kendisini Kral sarayında zannederek memnun oldu. Atatürk'e dönerek:
-Sizi tebrik ederim ve teşekkür ederim, kendimi ingiltere'de zannettim.
Diyerek memnuniyetini bildirdi. Sofraya hep Türk garsonları hizmet etmekteydi. Bunlardan bir tanesi heyecanlanarak, elindeki büyük kayık tabakla birdenbire yere yuvarlandı. Yemekler de halılara dağıldı. Misafirler utançlarından kıpkırmızı kesildi. Fakat Atatürk krala eğilerek:
-Bu Millete her şeyi öğrettim, Fakat Uşaklığı Öğretemedim.
--spoiler--
orduevine değilde ordu evini babasının tapulu malı gibi kullananlaradır aslında var olan nefret. milletinin verdiği vergilerle yapılan devlet lojmanlarını, yine millete hakaret ederek kullananlaradır nefret.