dünyada 2. avrupa'da bir ilki yaşatacak şehir, mis kokulu memleketim.
nasıl mı? orgi havaalanı ile. kendisi deniz üzerine kurulan dünya üzerindeki 2. havaalanı olmaktadır. 04.04.2014 yılına açılışını görebiliriz inşallah.
temelleri dün saat 14:30 sıralarında atıldı ordulu bakanların ve giresunlu milletvekili adayları huzurunda atıldı.
Dereleri yukarı yukarı akmıyodur. Test ettim onayladım efendim. Ayrıca Kabadüz ilçesinin Esenyurt köyündeki melet ırmağı görüntüsünü geride bıraktıracak bir özelliğe sahiptir. Doğu karadenizle orta karadenizi ayırır. Yoksa bildiğiniz boklu ırmak.
bugünkü hava durumu parçalı çok bulutlu gök gürültülü sağanak yağışlı- günün kaydedilen en yüksek sıcaklığı 26 derece olan şehir. üşüyoruz lan ağustos ayında... kahrolsun her mevsim yağışlı ve ılıman karadeniz iklimi, yok ılıman falan, kışın yanıyoruz yazın üşüyoruz işte... güney yarımkürede miyiz bilmiyorum ki, mevsimler falan ters dönmüş.
Or-Gi havaalanının ismi igilizce'de toplu seks anlamına geliyor olması sebebiyle, havaalanı adının değiştirilmesi kararına varılmıştır. Alternatif olarak piraziz ismi düşünülüyormuş bu güzel limana.
ayrıyeten güzel ordu'nun bir de güzel Fatsa'sı vardır ki ahh ahh..
2.3 kmlik teleferik ile havası değişmiş olan boztepe'deki çevre düzenlemeleri bitince hatta yakınlarındaki Samsun Amisos tepesi, toptepe, Ünye çakırtepe gibi güzel bir de restoran yapılırsa dahada havalı olacak şehirdir.
1 buçuk saat öncesinde bir ilkini yaşamış şehir.
tüm ordu merkezi ödünü bokuna karıştırarak olduğu yerden zıplatarak höykürecek şiddetinde şimşek ve gökgürültüsüne şahit olmuştur.
sabah 5 gibi yatıp deli bi yağmur yağması eşliğinde şırıl şırıl rahatlatıcı bir uyku çekerken böyle bir sesle uyanmak beni yatağımda zıplatıp, yere düşmeme neden oldu. gerilim - bilimkurgu filmlerindeki gibiydi lan. aradan 1 saat geçti hala kalp ritimlerim düzene girmedi, bizim eve düştü sandım. hoş herkes kendi evinde düştü sanmış. umarım kimseye bir şey olmamıştır.
bak karadenizliyim. ne bol yağışlar, ne şimşekler, ne gökgürültüleri duydum gördüm; ama böylesini görmedim. vay canına.. ohannes..
geçen haftaki şimşek ve sağnak yağışın ardından, geceden bu sabaha sel ile uyanmış şehir.
(bkz: #12753332)
alt yapıyı sağlamlaştırma çabaları şehire patladı. her yer çökmüş patlamış dereler altında kalmış durumda.
şehirde yaşayan biri olarak şunu diyebilirim ki, her yer kir çöp pislik şehir batmış bir illet içerisinde. can kaybı henüzce yokmuş, bu biraz daha sevindirici bi durum.
köylerden de fındık için getirilen ameleler merkezde kapalı spor salonlarına ve liselere yerleştirilmekte.
ramazana saygılı il. ramazanın son 2 haftasını bu güzide ilde geçirdim lokantalar kapalı, açık olanlar da perdeleri çekmiş camlara kağıt yapıştırmıştı. ayrıca insanların ramazan boyunca sokakta hiç sigara veya su içmemeleri de cabası. sel felaketini de gördüm. küçücük dere ertesi gün fırat nehri gibi olmuştu. dere yataklarını bu kadar büyük yapmalarının sebebini de böylece anlamış oldum. karadenizin en güzel ili.
halkı stadyumda atatürk'ün gençliğe hitabesi'ni tek yürek okurken, aybastı ilçesinin belediye meclisinin "hürriyet", "inönü", "cumhuriyet", "istiklal" gibi sokak isimlerini "halk alışamadı" bahanesi ile değiştirdiği şehir.
yazın kurulan teleferik sistemiyle artık arabayla dağı aşmadan boztepeye çıkıp manzarayı seyretmek için sahilden sadece 12 dakikalık ulaşımla mükemmel hizmet kuran memleketim.
ağustos ayında fındık mevsimi nedeniyle boşalıp sonlarına doğru tekrar dolan,yayla şenliklerini kimsenin atlamaması bu şehirde küçük olduğundan mıdır nedir çok güzel bir hiyerarşik düzen var.
devrim hereketlerinde fatsa ilçesiyle meşhurdur. bir de aybastı vardır pek bilinmez kıyıda olmadığı için ama asıl girimşimlerde bulunan ilçedir. aydın insan karadeniz için bilinenin aksine çoktur. bol okijen vardır orada bir yandan şiveli bir yandan kabaca konuşmaların yapıldığı memleketimdir. pek güzel yerleri vardır, gidilmelidir.
çok fazla gelişememiş olsa da fidangörüyle, o eşsiz sahiliyle, küçük ama şirin mi şirin bir memleket oluşu kendisini karadenizin diğer şehirlerinden ayıran özelliği. akşamları sahile inip çekirdek çıtlatan insan toplulukları, taş parke döşemeli dar sokaklarıyla insanı içine huzur doldurup geçmişe doğru alıp götüren hoş mekan.