doğallığın yerini bir süre sonra ister istemez tecrübe alıyor. belki doğallığını kaybetmiyorsun ama gün geçtikçe daha da bir uzmanlaşıyorsun. dudakları resmen dans ettiriyordun, ritimle, nerede yavaşlayacağını, nerede hızlanacağını, nerede yumulacağını, nerde dil gezdireceğini, nerede vakum yapacağını biliyorsun. örneğin;
* öpüşmen çok değişmiş
- nasıl yani hayatım, en son seni öpmüştüm (yalannn yalaaaaan)
* bilmem değişiklik var
- güzel öpemiyor muyum e tabi unutmuşuzdur
* yok çirkin demedim güzel ama çok değişik sanki biri öğretmiş gibi (!)
yani velhasıl doğallık tamamdır ama tecrübesizlik de kötü be aaabi. hem doğal kalın, hem tecrübeli olun, esen kalın, bol bol öpüşün kalbe iyi gelir...
doğallık, isteğin oranını barındırdığından, doğru sayılabilecek sözdür. yıllardır evli olup da, öpüşmesi yetersiz olanlar hep kulağımıza gelmiştir. her şey, istekle güzelleşir. istek, her zaman, özeni getirir zaten.
bazı meslekler amatör ruh kadar profesyonellik de ister,
aklın bir karış havada ancak ayakların yerde olacak.
öpüşmek de onun gibi birşeydir.
öpüşmenin sonunda partnerinizin bademciklerini elinize almak istemiyorsanız tabii. **
evet katıldığım bir cümle. zaten bunun öyle okulu falan da olmaz. sanki herkes fransa'dan hoca mı tutuyor öğrenmek için. kendiliğinden gelişir işte. tecrübe falan hikaye.
doğruluk payı vardır elbetteki lakin yanlışlık payı da mevcuttur tabi..
doğruluk payı vardır çünkü; ebet,öpüşürken doğal olmak esas olandır, onu gerçekten hissetmek, 'dudaktan kalde' denen olayı gerçekleştirmek gerekir..!
yanlışlık payı vardır çünkü; burada kastedilen doğallık insanın gerçekten içinden gelerek, tüm saflığıyla öpüşmesidir. ancak öpüşmeyi bilmeyen biri için doğallıktan söz edemezsiniz.. çünkü daha bilmiyordur ki doğal halini yakalayabilsin..!
herşeyin doğalı makbuldür tezinin önemli kanıtlarından birisidir. Zira olay yapmacıklığa vurulduğunda sıvı alışverişinin dozu kaçar kusma isteği uyanabilir insanda. bizzat yaşadım