bu muyudu be başkan? gitmek bu kadar kolay mıydı? daha söylenecek tezahüratlar, söylenecek şampiyonluk şarkıları vardı... mekanın cennet olsun be başkan...
O mu hayata uymadı, hayat mı ona, bilinmez. Belki çok barışıktılar ikisi de, bu hiç bilinmez.
Aykırıydı. Her aykırı gibi dik'ti. Dikine giderdi, hep dikine...
Bir Baba Hindiydi... Yaramaz bir çocuktu, külhaniydi...
Çoğumuz kadar yorgun, hepimiz kadar ayık, herkes kadar uyanıktı...
Kaya gibi sertti, pamuk şekeri kadar yumuşak...
Saygılıydı, efendiydi, kavgacıydı...
Selam verilmeden geçilecek biri değildi...
Ailesi için oğulları Mehmet, tribündekiler için Optik Başkan, yaşıtları için Optik Mehmet, büyükleri için kısaca Optikti...
Hayatla arasında kurduğu dili belki de en iyi tanımlayan, lakabıydı;Optik
Aynaydı... Mercekti... Işığın kırılması, ışığın yansımasıydı...
Son kez öldüğü gece konuşmuştuk, üniversiteden arkadaşımız Hayati Kurtun telefonundan...
içerden çıkalı bir kaç gün olmuştu.Geçmiş olsun demiş, Lig başlamadan bir gece kafayı çekeriz diye sözleşmiştik.
Ertesi günün öğleden sonrasında, Sait Faikin adası Burgazda yatan güzel gülüşlü kardeşim Reha Mağdenin ölümünün birinci yılında mezarı başına gitmek için vapura binerken, Adnanın telefonuna geldi Optikin ölüm haberi.
Öyle olur ya, ilk anda inanamazsınız. Öyle de oldu. Önce şaşkınlık, sonra keder...
''Her ölüm erkendir'' ya, bu da çok erken oldu be Mehmet... Daha çok maça gidecektik. Aşık Mahzuni diyordu ya Kirvem bu yıl bu dağlarda aman/Sensiz yazın tadı mı olur aman/Selamın niye kesildi/Bir selamın adım olur aman...'' Aynen öyle...
Yine de biliyoruz; Ölümle yaşamı ayıran çizgi, siyahla beyazı ayıramaz ki....
Ona, Optik Başkana,Mor külhani, Ece Ayhan'ın ,Bakışsız bir kedi karasıyla selam ederim...
penche.com;dan gracchus; koymuş siteye, sağolsun, ordan aldım... Usul usul okuyun... ''Gelir dalgın bir cambaz/Geç saatlerin denizinden/Üfler lambayı/Uzanır ağladığım yanıma/Danyal yalvaç için/Aşağıda bir kör kadın/Hısım/Sayıklar bir dilde bilmediğim/Göğsünde ağır bir kelebek/içinde kırık çekmeceler/içer içki Üzünç Teyze tavanarasında/işler gergef/insancıl okullardan kovgun/Geçer sokaktan bakışsız bir/Kedi Kara/Çuvalında yeni ölmüş bir çocuk/Kanatları sığmamış/Bağırır Eskici Dede/Bir korsan gemisi! girmiş körfeze...''
samsunspor-Beşiktaş maçı Samsunspor'un cezası nedeniyle maç Ankara'da oynanıyor. maç bitmiş Beşiktaşımız yenilmiş. otobüslere doğru yürüyoruz. yan tarafımızdan Samsunspor taraftarını taşıyan çift katlı bir otobüs geçiyor. Beşiktaşlılar ile Samsunsporlular el kol hareketi yapıyor. otobüs duruyor ve içnden 20-25 kadar samsunsporlu -şirinler grubu- arkadaş ellerinde dönerlerle Beşiktaşlılara saldırıyor. Optik benim bulunduğum yere en fazla 10 metre belinden kemerini çıkarıyor, onu gören kemerini çıkarıyor, yolun karşısındaki Samsunsporlulara koşuyor, tam bu sırada acı bir fren sesi Optik Başkan havada Samsunsporluların elinden döner bıçakları yavaş yavaş yere iniyor, Beşiktaşlılar kemerleri atıyor. Optik Başkan Ankara'da hastaneye kaldırılıyor, herkes öldü diyor Ankara'dan istanbul'a kadar otobüste çıt çıkmıyor, tribünün kafa abileri Optik'in yanından arıyorlar; "Birşeyi yok merak etmeyin, mesajı da var Galatasaray maçında tribünde" o gün anladık sen ölmezmişin, ölmedin ki sen.
Cenazesi; 26.07.07 Perşembe günü Ikindi Namazına mütakip Fatih Camii'nden kaldırılacaktır.
Not: Saat 15:00'de Eski Açık önünden otobüs kaldırılacaktır.
ölüm sebebi henüz belli olmayan, hapisten bir hafta önce çıkan, intihar ettiği düşünülen, yüksek dozda uyuşturucu aldıktan sonra bir parkta ölü bulunduğu söylenen, beşiktaş tribünlerinin efsanevi isimlerinden mehmet ışıklar.
edit: son yapılan açıklamalara göre ölüm nedeni, kalp kriziymiş.
beşiktaşlıların en özel baskanı. sana yeni kavuşmuşken bu ölüm haberi olmadı be başkan yetim bıraktın bizi. biz simdi optik baskan deplasmana otobüs kaldır diyemeyecekmiyiz , deliler gibi çıldırırken senin sırılsıklam olmus halini görüp hem gülüp hemde çıldırma dozunu kıramayacakmıyız.tüm beşiktaşlıların bası sağolsun