sibel özman romanıdır. ilk gençlik döneminde okunmuş, hatırda kalmıştır.
kitapta geçen şiir:
Her sonbaharda olduğu gibi yitirdiklerimin özlemiyle,
Tavan arasına çıktım yine,
Eski fotoraflar, geçmiş yılların öyküsünü; hatırlatsın diye...
Annem! Yüzüne baktıkça, pembe beyaz bahar dalları açardı gönlümde.
Gözlerinin maviliğinde; uçsuz bucaksız okyanustayım... Sanki yelkenli bir gemide.
Kucağında ben varken fotoğraflarda; o hep gülümsemekte,
Bahçemizde, akşamsefalarının önünde.
Sonraları... Elimden tutmuş, beni yürütmekte.
Birlikte sulardık akşamsefalarını, keyifle...
On yaşındaydım, düşünüyordumda belleğimde...
ilköksürüklerini duymuştum bir sessizlikte...
Mavi gözlere çakmak çakmak bir eda geldiğinde,
Akşamsefaları da çiçeklerini yitirmiş, tohumlarını dökmekte...
Ertesi sene dediler ki:
''Annen cennette!''
Biliyorum kokmaz akşamsefaları pembe, beyaz, sarı! Yine de...
Koklardım onları; annemin özlemiyle.
Ve Tanrı, büyüktür elbette...
Doldurdu anne kokusunu, az da olsa gönlüme...
Bir fotoğraf daha var elimde,
Okul önlüğüm üzerimde, yine akşamsefalarının önünde.
Babam yangın yüreği, soluk benzi ile,
Beni okula götürmek üzere.
Ne yazık akşamsefaları yine... Tükenmekte
Kaybolan anne kokusu ile birlikte.
Hızla geçerken seneler, babam ve ben elele...
Yine akşamsefaları, güneşe doğru bir döndüğünde
Dediler ki:
''Baban'da annenin yanında cennette!''
Ben artık genç olmuşum ama yine de
Akşam üzeri, mezarlıktan geldiğimde
Kokladım akşamsefalarını gönlümce.
Pembeleri annem, beyazları babam kokar belki diye....
istemedim sarıları, içimde biriken isyan seliyle,
Yoldum attım hepsini gökyüzüne.
Yalnızım artık fotoğrafalarda ya da sadece bir kelebekle,
Ama yine akşamsefalerının önünde, bahçemde...
Yaşamın boş bir yerinde; kalbimde hapsolmuş sevgilerle,
Bir melek gördüm bir gün, akşamsefalarının önünde.
Annem sandım belki de...
işte fotoğrafı elimde...
ONU iLK ÖPTÜĞÜMDE AKŞAMSEFALARININ ÖNÜNDE.....
Anladım ki, sarı açan akşamsefalarını yolmamak gerekmiş gerçekte.
Bir fotoğrafta, birlikte suluyoruz akşamsefalarını; eşim Melek'le,
Özlediğim mutlulukları onunla yaşıyorum birlikte.
Şu fotoğrafta ise, yavrumuz ile sevgiyle,
Ninnisini söylüyor Melek, gönlünce,
Yavrumuz büyürken geçen günlerde..
Annemle babam, görsünler diye cennette...
O, koşup oynuyor akşamsefalarının önünde,
Ben ve Melek içiyoruz demli çayımızı göz göze.
Ama yine bir fırsat gelince elime,
Kokluyorum akşamsefalarının pembelerini annem, beyazlarını babam diye...
Hem de sarılar kıskansa bile...
Yalnız, eylül geldiğinde... Kalbimde ince bir sızı ile
Tohumlarını topluyorum akşamsefalarının özlemler içinde,
Minik elleriyle, yavrum bana yardım ettiğinde
Çekmiş Melek fotoğrafımızı, işte elimde.
Galiba yine o günlerde
Akşamsefalarının açmasına daha var diye,
Bir kadeh mey elimde; efkarlar gönlümde.
Melek şikayet etse de
Artık fotoğraflarda hep bir kadeh var elimde.
Yıllar birbirini kovalıyor elbette,
Kadehleri birbiri ardına devire devire
Akşamsefalrının tohumlarını bile
Toplayamaz hale gelmişim bugünlerde.
işte bu fotoğrafta, Melek topluyor tohumları o sene...
Şimdi en güzel fotoğraf elimde...
Yavrum damat kıyafetiyle, yanında gelinimle
Bu mutluluk selinde bile
Melek artık şikayet etmese de
Kadeh yine elimde.
Bu seferde yavru kuş yuvadan uçtu diye...
Saçlarımıza aklar düştüğünde, bu fotoğrafta açıkça görülmekte,
O sıralar Melek, yavaş yavaş erimekte.
Bir sabah güneşinde, akşamsefalarının çiçekleri büzülmekte
Sanki kıvranıyorlar acı içinde.
işte o saatlerde, Meleğim göçmekte
Eli elimden düştüğünde
Dışarıdakilere dedi ki:
''O şimdi cennette...''
Şimdilerde kadehim hep elimde.
Pembeleri annem, beyazları babam, sarıları Melek diye,
Akşamsefalarını koklamaktayım yine
işte fotoğraflar elimde...
Tavan arasından inme vakti geldi de,
Gözyaşlarım kurusun diye bekliyorum belki de.
Sonra ineyim de
Akşamsefalarının tohumlarından toplayayım yine...
Gerçi vasiyetim var bilseler de...
Toplayıp tohumları, koyayım göz önünde bir yere,
Pembeleri annem, beyazları babam, sarıları Melek'se...
Ben de akşamsefalarının tohumları olacağım belki de...
Dibine kezzap dökseler bile, yeşereceğiz her sene...