"ruhun mu ateş yoksa o gözler mi alevden,
bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu.
pervane olan kendini gizler mi alevden?
sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu."
sevindiğim anda sen üzülürsün.
sonbahar uğultusu duymamışsın ki
içinden bir gemi kalkıp gitmemiş,
uzak yalnızlık limanlarına.
aykırı bir yolcuyum dünya geniş,
büyük bir kulak çınlıyor içimdeki.
çetrefil yolculuğum kesinleşmiş.
sakın başka bir şey getirme aklına.
aysel git başımdan ben sana göre değilim,
ölümüm birden olacak seziyorum,
hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.
aysel git başımdan seni seviyorum.
Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez.
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya,
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar ne yastık.
Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık.
Onun unutamadığın hayali,
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine.
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.
(bkz: ümit yaşar oğuzcan)
sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
o başkası yok mu bir yanındakine veriyor
derken karanfil elden ele...
Denize karşı bir bankta,
Omzuna başımı yaslayıp,
Sesinden şiirler dinlemek gibi,
Çocukça isteklerim oldu...
Bağışla...
- Nazım Hikmet
(bkz: bağışla sana aşık olduğum için, bağışla.)
başımda ağrısı var gülüşlerinin
en tenha cümlemde izi
razı değilim, kuru bir merhabana
felaketim olur bu sessizlik fazla
ne olur! anla
inceldiğim yerdesin koparma..