kalbe saplanmış hançerle dolaşmaktır yirmi dört saat. eski sevgiliyse ayrı acıdır, arkadaşsa ayrı... nasıl öpüştüğü, nasıl dokunduğu, nasıl seni seviyorum dediği, nasıl baktığı bilinmekteyken, bir başkasına da aynı şekilde, belki de daha derin duygularla ve daha içten bir tavırla aynı eylemleri sergilemektedir. kahrolur insan, içi yanar.
arkadaşsa eğer bu kişi, göz önünde olsalar da her an, biraz daha katlanılabilir bir durumdur. sabırla, aşkla, umutla bekler insan. belki biraz içten pazarlık da vardır, zira ayrılacakları günü bekler insan dört gözle, onun mutsuzluğunun sizin mutluluğunuza gebe olma ihtimali bulunmaktadır.
zordur hayat her halükarda hem de çok zor.
Her cümlesinde bin anlam arayıp,kendine dair bir şey bulamamaktır.Ağlamak,kahrolmak bazen kendinden vazgeçmektir.'Onun' olduğunu bile bile eskiyi arayıp bir umut geri dönmesini beklemektir.
gayet kolaydır. sevmek tek başına yapılır zaten. onun durumu insanı ırgalamaz.
ilişki dediğin iki kişiliktir.
önce ben bi seveyim de, sonrasına sonra bakarız.
ayrıca kimse kimsenin filan da değildir, yanındakini tasma ilekendine bağlamak isteyen güven sorunu olan zihniyetin, kendini iyi hissetmek için kullanabileceği bir söylemdir sadece.
aşk acılarından en büyüğüdür. fakat bir süre sonra sevginiz nefrete dönüşür.
Siz onun için o kadar üzülürsünüz, o ise başkası için...
Adil değil gibi.
Üzücü gibi.
Aşk gibi..
mantığının önüne geçmiş büyük duygu.sevgilerin en büyüğü, başka bir şeyi göz görmez olur tek umut beklemektir.
ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ŞiiRi
gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım
ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgâr aklımı alırdı
sessizce bir cıgara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felâketim olurdu ağlardım
akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felâketim olurdu ağlardım