hayatımın dönüm noktalarından ilkidir. daha müzik zevki olmayan, cahal, dünyaya yeni gelmiş bebek gibi etraftan bir şeyler kapmaya çalışan bir velediikeen, aha da bu şarkıyı kaptım. iyi ki de kapmışım, anam şimdiki gençler gibi "fark var"'ı falan kapsaydım, halim nice olurdu. neyse, şu anda böylesine bir hayatı yaşıyorsam, abartmıyorum ahan da bu şarkı nedeniyledir. tabii bir de göktuğ yüksel nedeniyledir.
çok subjektik oldu lan göte gelmesin editi:
metallica'nın en iyi şarkılarından biridir, hatta en iyi şarkısıdır.
mukemmel bir solosu olan, zamaninda ask sarkisi zannettigim metallica superligi. ask sarkisi degilse de en az ask sarkisi kadar duygusaldir, sevgiliyi hatirlatip aglatabilme etkisine sahiptir.
metallica vs. u2 kapışması söz konusudur. zira her ikisininde en baba şarkısıdır.
rivayete göre telif hakları için james ve bono telif hakları bürosunda * başlarlar kavgaya james kaslı kollarıyla bi güzel pataklarken bono'yu bono bir anda "one love, one life..." diye girer şarkıya james'i ağlatıverir. james sikerim telif hakkını ben sevgilimi özledim diye çıkıverir oradan. telif hakkıda u2'nun olur. ama gerçek şu ki metallica u2'yu döver.
bide pentagram'ın one'ı vardır... onu siktir edin.
Korn tarafından da cover yapılan, deli metallica şarkısıdır. Sabah işe uyuyarak giderken dinlenmesi halinde gün boyu dinç bir zihin sağlar size. Zıpkın gibi, fişşek gibi ediverir adamı. Yalnız işe * giderken toplu taşım araçlarını kullanıyorsanız, yanınızda yamacınızda bulunanlar size ayar olur. Kafa göz dalmaları muhtemeldir. sabahın köründa herkesi uyandırır bu şarkı.
dinlediğim ilk metallica parçası. aylar süren depresyon hallerimin tercümanı. kulağı olan kişiyi ağlatır bile. solosunda her yeri kırıp parçalamak istersiniz ve haykırırsınız:
"karanlık hapsediyor beni
görebildiğim tek şey mutlak dehşet
yaşayamıyorum, ölemiyorum
kendi içimde kısılı kaldım
bedenim beni tutsak eden hücre"
"ah ne olur tanrım-uyandır beni."
bana fade to black ile aynı duyguyu tattıran nefis parça.
ana rahmine geri döndüm fazlasıyla gerçek bu
hissetmek zorunda olduğum yaşam pompalanıyor içime
ama ileriye bakıp olacakları göremiyorum
yeniden yaşayacağım zamana bakamıyorum
içime sokulmuş borudan besleniyorum
tıpkı savaşa ait enteresan bir şey gibi
var olmamı sağlayan makinelere bağlanmış durumdayım
kesip alın bu yaşamı benden