kisisel olarak, (bkz: judas priest)'in en sevdigim parcasidir. cogu dinleyene her ne kadar olmasi gerekenden fazla hizli, gaz verici havasi olan bir parca gibi gorunse de aslinda sololarinin ahengi ve duzgunlugu, (bkz: rob halford)'un parca aralarindaki gecislerde ton farkini biraz daha azaltmasi, back vokalin mukemmelligi gibi ozellikleriyle ve bunlarin uzerine parcanin melodisinin hoslugu da eklenince ortaya (bkz: heavy metal) ya da (bkz: nwobhm)(new wave of british heavy metal) tarzlarinin en eglenceli ve dinamik parcasi cikar ortaya. ayrica (bkz: painkiller) albumunun son parcasidir. ama albumde daha iyi parcalar varken bunun lafi olmaz diyenlere de saygim sonsuz, cunku painkiller albumu gelmis gecmis en iyi (bkz: thrash metal) albumudur. yillarin verdigi birikimin meyvesidir ve istisnasiz tum parcalari birbirinden guzeldir.
göz ardı etmenin imkansız olduğu bir şarkı. painkiller albümünde painkiller'dan sonra gelen en iyi parçalardan birisi olsa gerek. bir de sabahtan akşama kadar van şad of gılorrii naraları dilden düşmüyor; işte tek kötü(!) yanı.