one minute

entry131 galeri5 video4
    126.
  1. Benim oradaki tepkim sayın perez'e değildi. Bakın bu yanlış anlaşıldı. Benim oradaki tepkim moderatöre idi. Herkes bilmem kaç dakika konuşurken -hatırlayamadım maalesef..- beni bilmem kaç dakika konuşturdu.

    Ben demiyorum bunları bizzat sayın cumhurbaşkanı söylüyor. Youtube'da videosu mevcut. Mobilim atamadım.
    2 ...
  2. 127.
  3. vay be kaç yıl olmuş... daha dün gibi...

    gramer olarak başlı başına bir hata olsa da, Hadi hadi, dürüst olun, açık konuşun: Başbakan, açık oturumun yöneticisi David Ignatius a da, Şimon Peres e de "bozuğunu atıp" toplantıyı terk edince içinizden "ulan helal olsun" demediniz mi?

    Peki, gecenin köründe onu karşılamak üzere Yeşilköy'e koşan binlerce kişiyi görünce aklınızdan "vay amk demek önemli bir hadiseydi bu" şeklinde düşünmemiş miydiniz zamanında?

    Hatta "AKP'ye oy vermeyecektim ama şimdi vereceğim" diye düşünenler de mi çıkmadı aranızdan o yıllarda?

    yalan söylüyorsunuz...

    Bu yalan, George Bush'a ayakkabı fırlatan Arap gazeteciyi alkışlayıp, şimdi de "Erdoğan yanlış yaptı" edebiyatına yatanların ikiyüzlü çıkarcılığını andırıyor...

    bu sergilenen tutum o zamanlar akp ye oy olarak geri dönmüştür. siz vermediniz belki ama verenler oldu.

    gerçi sonradan bu görüntüler de yalan oldu israil ile anlaştık falan ama şu an konu sadece bu görüntüler.

    Türk, efelenmeyi sever. Efelenen başbakan da hoşuna gider.

    Daha önce "masaya yumruğunu vurdu kalktı" balonlarını çok dinlemiş ama ilk kez gerçekten kalkıp giden bir başbakan görmüştü canlı yayında canlı canlı.

    Çünkü Türk, büyük bir imparatorluk kurmuş ve altı yüz yıl da yönetmiştir.

    En "ulusalcı" geçinenlerin bile aklına hemen yeni bir imparatorluk gelmesi, heveslerinin hemen bir Turan imparatorluğu'na yönelmesi de bundandır. Aşağısı kurtarmaz!

    "Misak-ı milli sınırları", herkesin bilinçaltında "geçici bir süre katlanılmak zorunda kalınan bir emrivakidir" bu ülkede...

    Çünkü biz israil'e de, Irak'a da, Suriye'ye de, Mısır'a da, Lübnan'a da, Arabistan'a da, hatta Yunanistan'a da, Bulgaristan'a da, Kosova'ya da, Bosna'ya da "eski vilayetimiz" gözüyle bakarız... Çünkü öyledir!

    işte bunun için, bilinçaltımızda Kuzey Kıbrıs da "üç yüz yıl süren toprak kaybı sürecinden sonra hiç olmazsa azıcığını geri alabildiğimiz bir parçadır"...

    işte bu nedenle Kıbrıs'tan çekilmek istemeyiz, çünkü bize "vermek" gibi görünür.

    işte bu nedenle "israil'e ayar veren" bir başbakan da kahraman gibi karşılanır!

    israil ile ilişkilerimizin bozulması ya da bozulmaması da, "monşer kılıklı" üç beş emekli memurdan ve onların kafasında giden üç beş karta kaçmış solcu eskisinden başka kimsenin umurunda olmamıştı zamanında kamuoyunda...

    "istanbul'u başkent yapmak istiyorlar" diye atıp tutanlar gizlice "ulan fena da olmaz ha" demişlerdi kendi kendilerine...

    siz isteseniz de istemeseniz de "Kasımpaşalı" o günden bu güne hep kazanmaya devam etti. Kılıçdaroğlu na oy toplamak için takla atanlardan başkası da yırtık pabuçla çamurda gezmek gibi ucuz "popülizm" numaralarını da o günden bu güne yapmaya devam etti.

    Çünkü orası istanbul'dur, bozkır değildir. orada bin çeşit kertenkele vardır ama hiçbirinin ruhu kalorifer dumanı kokmaz.
    5 ...
  4. 128.
  5. tevrat diyor ki: öldürmeyeceksin!
    0 ...
  6. 129.
  7. Recep Tayyip Erdoğan'ı kahramanlaştıran söz.
    0 ...
  8. 130.
  9. 131.
  10. erduvan'ın ingilizce seviyesini ortaya koyan gafıdır. daha promptersiz zonguldak diyemeyen çapsız bir gürcü ingilizce konuşmaya çalışırsa böyle tabi.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük