one flew over the cuckoo s nest

entry178 galeri96 video2
    77.
  1. daha geçenlerde izlediğim filmdir. geç olsun güç olmasın diyerek türkçe adını garipsediğimi de belli edeyim. guguk kuşu ne alaka amına koyayım. filme emek verenler duysa kahırlarından ölürler. yanlış bilmiyorsam "one flies east, one flies west, and one flies over the cuckoo's nest" şu tarz bir tekerleme var belli ki burdan esinlenilmiş. cuckoo's nest dediği de mcmurphy'nin girdiği akıl hastanesi olacak. akıl hastahanesinden biri geçti gibi bir adı var yani türkçe olarak söylersek. guguk kuşu ne amına koyayım.
    4 ...
  2. 76.
  3. Dvd'sini kapağında sırf jack nicholson'ı gördüğüm için aldığım, filmi izledikten sonra da neden bu kapağı daha önce görmedim diye üzüldüğüm filmdir. bir tımarhane filmi nasıl bu kadar duygusal olabilir diye insana derin düşünceler zerk eder.
    1 ...
  4. 75.
  5. dvd si kopyalamaya karşı çok iyi korunmuştur. en azından bir zamanlar öyleydi, yeni programlara kafa tutar mı bilmem.
    1 ...
  6. 74.
  7. yatağımın tepesinde afişi olan milos forman filmidir.izlendiği taktirde top 3ünüze girer,eminim. (bkz: iddialıyız)
    (bkz: jack nicholson)
    4 ...
  8. 73.
  9. acayip bir film. jack nicholson'ın oyunculuğuna hayran kalmamak elde değil. ayrıca filmde jack nicholson un oynadığı karakterin dünya görüşü batman daki joker ile birebir uyuşuyor. hatta filmin bir sahnesinde jack nicholson'un, o uyuz doktor hatunun camına ha ha hha! bile yazdığı görülüyor. belki de jack nicholson'un yıllar sonra joker rolünü oynamasında bu filmin önemli bir rolü vardır.
    --spoiler--
    ayrıca bana üniversite de hazırlık okuduğum yılları hatırlatıyor bu film. ''u'' şeklinde sıralar ve o uyuz doktora çok benzeyen(her yönüyle) bir ingilizce hocası... ben öldürmek değil de o hocayı iyi bir dövmek isterdim. ama gerçek hayatta jack nicholson gibi olmak yemiyor tabi. yemedi de! gerçi jack nicholson da öldürememişti.
    --spoiler--
    3 ...
  10. 72.
  11. kesinlikle izlenilmesi gereken bi film. jack nicholson'ın the shining ile birlikte deli rolünün hakkını verdiği bir başka film.
    1 ...
  12. 71.
  13. rivayete göre jack nickholson bu film için kendisini filmin geçtiği kliniğe hasta olarak yatırıp hastaların davranışlarını izlemiştir.
    2 ...
  14. 71.
  15. Oyuncu Rol:
    Jack Nicholson -Randle Patrick McMurphy
    Louise Fletcher- Hemşire Mildred Ratched
    William Redfield -Harding
    Michael Berryman -Ellis
    Peter Brocco -Colonel Matterson
    Dean R. Brooks -Dr. John Spivey
    Alonzo Brown- Miller
    Scatman Crothers -Orderly Turkle
    Mwako Cumbuka -Hizmetli Warren
    Danny DeVito- Martini
    William Duell -Jim Sefelt
    Josip Elic -Bancini
    Lan Fendors -Hemşire Itsu
    Nathan George -Hizmetli Washington
    Ken Kenny -Beans Garfield
    Mel Lambert -Harbormaster
    Sydney Lassick -Charlie Cheswick
    Kay Lee- Gece hemşiresi
    Christopher Lloyd -Taber
    Dwight Marfield -Ellsworth
    Ted Markland -Hap Arlich
    Louisa Moritz -Rose
    Philip Roth -Woolsey
    Will Sampson -Şef Bromden
    Mimi Sarkisian -Hemşire Pilbow
    Vincent Schiavelli- Frederickson
    Mews Small -Candy
    Delos V. Smith Jr.- Scanlon
    Tin Welch -Ruckley
    Brad Dourif -Billy Bibbit.
    1 ...
  16. 70.
  17. jack nicholson'a tapılası derecede yakışan bir rolle karşımıza çıkan bu kült film bütün sinemaseverler tarafından izlenmeye değerdir.
    1 ...
  18. 69.
  19. baştan sona içine çeken jack nicholson ve danny de vito'nun nefis oyunculuklarının süslediği, olağanüstü güzellikte finale sahip (finali anlamayan öküzler finaline kötü demişler) gelmiş geçmiş en iyi filmlerden biri, tamamen başyapıt. ayrıca filmde en çok deliye benzeyen oyuncu kuşkusuz back to the future'daki deli doktorumuzdu.
    2 ...
  20. 68.
  21. eğer yeni izlenmişse,insanın kendi kendine bu filmi neden bu kadar geç izledim diye sormasını sağlayan filmdir.35 sene olmuş tamı tamına. jack nicholson oyunculuğun kitabını bu filmde yazmıştır.
    1 ...
  22. 67.
  23. engin günaydın'ın ifadelerini kimden aldığını idrak ettiğim filmdir. bilhassa jack nicholson'ın kızılderili şef'le geçen muhabbetinde verdiği tepkilerde.
    jack nicholson'ın döktürdüğünü bir kere daha belirtmeye gerek yok sanırım.
    10/10
    5 ...
  24. 66.
  25. hiçbir uyarı konmadan yazılmış, spoiler'ın bokunu çıkaran entry'ler yüzünden hakkında sözlükte bir şey okunamayan filmdir.
    1 ...
  26. 65.
  27. butun oscar odullerini sonuna kadar hak etmis nadir filmlerden biridir. *
    2 ...
  28. 64.
  29. kirk douglas, 1960' ların başında kitabın film hakkını bizzat satın almış; rolü oynamak için yanıp tutuşuyormuş. Ancak şartları bir türlü oluşturamamış, stüdyoları ikna edememiş ve rol için yaşlandığını düşünüp, 1970' lerde oğlu Michael Douglas' a devretmiş.
    O sıralar ''Akıl hastanesinde geçen bir film mi? Sağol canım, alyayaım'' durumundaki stüdyo patronlarından iş çıkmamış fakat ortaya sürpriz bir isim çıkmış.
    Bağrından pek çok haysiyetli grup çıkarmış olan Fantasy Records' un, efsane plak şirketinin sahibi Saul Zaentz adım atmış ve film çekilebilmiş. Yoksa bir klasik çöpe gidecekmiş iyi mi?

    -kanat atkaya' nın yazısından alıntı-
    1 ...
  30. 63.
  31. jack abinin oynadıgı enfes filmlerden bir tanesidir. hiç entry girilmemesi şaşırtmıştır ayrıca beni. izlenilmesi gereken ender filmlerdendir.
    1 ...
  32. 62.
  33. Jack Nicholson'ın başrolde devleştiği başyapıt. bu filmi izledikçe izliyesi geliyor insanın.
    2 ...
  34. 61.
  35. "insanlar toplumun kurallarına göre mi yaşamalı yoksa gönlüne göre mi yaşamalı?" sorusunun cevabını arayan ve yargılayan bir başyapıt.

    bir insanlık dramının ve kişisel özgürlük mücadelelerininin anlatıldığı romanda; ister deli olun ister olmayın kitabı bitirdiğinizde(ya da filmini izlediğinizde) kendi iç benliğinizden dışarı doğru bakıp "gerçekten yaşıyor muyuz?", veya "yaşıyoruz ama özgür müyüz?" sorularını soracaksınız kendinize. bunları sorduktan sonra başkalarının sizin etrafınıza ördüğü ağlarla daha çok mücadele edeceksiniz.
    4 ...
  36. 60.
  37. sinema filmi nedir sorusunun kusursuz cevabı. ne ilginçtir ki; tamamlanması on yıllar sürmemiş veya yapımı için yarım milyar dolar harcanmamıştır. ki zaten oyunculuktaki emek, paha biçilmez düzeydedir.

    ve sinema böyle bir şeydir işte. kimileri milyarlarca dolar harcar ancak yaptığı sadece günü kurtarmaktır. her şeyi satabilirler hatta görselliği bile ki yapıyorlar da. lakin asla o ruhu satamazlar. daha doğrusu seyirci istese de alamaz. zira yoktur. aslında onlar bir nevi sinemanın şişme bebekleridir. onların kaynağı seyircinin zihni değil, adrenalin hormonudur. o hormonu ne kadar yüksek tutarlarsa, o kadar katlanılabilir hale gelirler. bu sinema değil, sadece mastürbasyondur.

    ancak jack nicholson' ın filmdeki o piç sırıtışı, işte bu seyircinin beyaz perde orgazmıdır. işte bu yoktan var etmedir. uzanıp dokunmak istersiniz. evet bunu sadece seyirci ister, bazılarının yaptığı gibi film değil.
    2 ...
  38. 59.
  39. sağlam insanın bile hasta edilebileceğini bir kez daha izlediğimiz bir film. changeling'de de görmüştük buna benzer bir hikaye ama orda hak eden, hakettiği cezayı alıyordu. burda ise olan mahkuma oluyor ne yazık ki.
    o hemşirenin ölmesini istemek canilik olmazdı elbette, billy'nin ölümüne sebep olan ondan başkası değildi nitekim. birde kalkmış "şimdi günlük yaptığımız şeyleri yapıcaz" falan gibi laflar ediyor. hayır bir değil iki kez ölmeliydi o hemşire.
    güldürürken sinirlendiriyor, sinirlenirken hüzünlenebiliyorsun öyle garip ruh hallerine büründürüyor ama tek kelimeyle müthiş bir film. mutlaka izlenmeli. *
    3 ...
  40. 58.
  41. shawshank redemption'da tim robbins'in canlandırdığı karakterin (andy dufresne) hapishanede yaptığını, bu filmde nicholson'un canlandırdığı karakter (r.p.mcmurphy) yapar. her iki öyküde de yöneticilere ve mahkumlara/hastalara verilen mesaj, hiç kimsenin insan olduğunun unutulmaması gerektiği, herkese insanca davranmanın önem ve zorunluluğudur. karşıt kutupları oluşturan baş hemşire ratched'la mcmurphy arasındaki film boyu süren gerilim, yazarın gerçekçi bakış açısının bir gereği olarak katı bir düzen ve disiplinin özgürlüğe, yaratılmış bir karanlığın, aydınlığa ve insan doğasına karşı zaferi ile noktalır.
    2 ...
  42. 57.
  43. oyunculukların müthiş olduğu, mizah-dram karşıtlığını harika yansıtan ve jack nicholson abimizin mimikleriyle adamın amına koyduğu über film.

    --spoiler--
    billy'nin tüm film boyunca kekelemediği tek sahne vardır ki o da, geceyi bir kadınla geçirdikten sonradır fakat bu, sinir bozucu hemşiremizin 'anne' lafını söylemesiyle sonra erer.
    --spoiler--

    eleştiri diyorsak bu film en babasını yapmış, sonrasında izlenen birçok filmi eksik bırakmıştır.
    2 ...
  44. 56.
  45. sadece jack nicholson'un değil, bütün oyuncuların -gerek brad dourif, gerek dany de vito, gerek louise fletcher, harika performans sergilediği filmdir.

    --spoiler--

    film boyu haline güldüğüm billy boy'un ölümü çok derin anlamlar taşıyordu aslında. (bkz: bu sefer güldürmedi) hoşuna giden bir kadınla birlikte olan, eğlenen, korkularını yenen kekeme billy boy, hemşirenin bu konu hakkındaki sorularını gayet akıcı bir dille yanıtlamıştı. ardından hemşirenin "bunu annenin bilmesi hiç hoş olmaz billy" demesiyle de billy boy korkularına geri döndü ve tekrar kekelemeye başladı. sonucu da biliyoruz.

    --spoiler--

    uzun lafın kısası, herkesin izlemesi gereken, harika bir film. *
    4 ...
  46. 55.
  47. the shining gibi, scatman crothers'ın çok sağlam performans sergilediği filmdir.*
    1 ...
  48. 54.
  49. çok şukela bir film. izleyin, izlettirin.
    *
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük