Bu kadar uzun olup bitmesin dediğim film yoktu şu zamana kadar. Yaklaşık 4 saat olmasına rağmen su gibi geçiyor izleyenler için. Sergio Leone'nin başyapıtlarından bir tanesi. The Godfather'dan sonra izlediğim en iyi gangster filmiydi kesinlikle.. Anlatım tarzı harika. Bilindik kronolojinin dışına çıkıp bir sondan bir baştan sahneler var ve bu insanı filmde tutuyor. Şiddete yönelik değilde bir grubun kişilik analizine ve zevklerine, yaşayış biçimlerine dokunan bir filmdi. Lâkin bolca sevişme sahnesi, abartılı sahneler (en azından normale oranla) bunun bir göstergesi. Dokunaklı sahneleri de bol. Konusu çok iyi işlenmiş. Seyirciye size bir konu veriyoruz içinde boğulun hissi değil de size bir konu verdik içine girmeye çalışın hissi veriyor. Bu çok önemli. Filmi izlerken 1001 farklı duygu yaşıyorsam eğer film beni esiri yapmış demektir. Zor iş, ama yapan yapıyor. Özellikle çocukluk sahnelerinde daha bir etkilendim nedense. Mafyaların en baştan olaya girme halleri her zaman daha çok ilgimi çekmiştir. Yaşları küçük olan oyuncular çok daha cazipti ve rollerinin altından iyi bir şekilde kalkmışlar. Jennifer Connelly'nin çocukluğunu görmek ayrı bir heyecanlandırdı beni. Çocukluğu da taş gibiymiş. Filmde 13 yaşında ki bir kızın götünün gösterilmesine kızmayın bu kadar. O götle aştı belki de bazı engelleri belli olmaz. Bu kız da bildiğin Connelly ha.. Ayrı birşey de De Niro karizmasına.. Bu adam bu filmde de yakışıklı değildi. Ama karizması dağları deliyor yahu. Bakışları filan insanı kendine çekiyor. Büyüksün be baba..
Sonuç olarak Sergio Leone imzalı olması yeter. Adamın daha önce yaptıklarını bilen biliyor. ''4 saat, aman uzak durayım.'' demeyin. Filmin sonunda değdiğini sizde göreceksiniz. Filmden bazı bilgiler paylaşmak istiyorum.
Sergio Leone, Max rolü için tam 200 aktörün seçmelere katıldığını söylemiş.
Jennifer Connelly'nin rol aldığı ilk film.
Sergio Leone'nin son filmi.
Al Pacino ve Jack Nicholson, Noodles rolü için düşünülmüş.
Filmin başında ki telefon tam 24 defa çalıyor.
imdb listelerinde üstlerde olan, bana göre ise yeri ilk 3'te olması gereken şaheser. filmdeki her kareyi çerçeveletip duvara asmak mümkündür, leone'nin tüm filmlerinde olduğu gibi. ennio morricone yine müzikleriyle leone'nin bu mükemmel filmini destekler, soundtrackler günlerce akıllardan çıkmaz. ayrıca mafyavari yeşilçam filmlerinde de birçok parçaya rastlamak mümkündür.
filmin gerçekçiliği ve ayrıntıları leone severler için bile şaşırtıcı denecek kadar devrimcidir. ergenliğin yollarını keşfetmeye başlamış bir çocuğun cinsellikle çocukluk arasındaki seçimi çok naif aktarılır izleyiciye. bir yanda pasta, diğer yanda mahallenin fingirdek kızı... bir başka sahnede ise yine aynı çocuk yanındaki aynaya gözleri dalmış kendisini inceleyip yürürken, karşısındaki aynayı son anda farkeder ve irkilir. ama o irkilme o kadar gerçekçidir ve ana konudan bağımsızdır ki hayatın içindeki detayların nasıl bu kadar dikkatle verildiğine hayran kalınabilir. filmin tarzını -bence- eşsiz kılan da budur. çehov'un "sahnede bir silah varsa patlar" ifadesinin hollywood'da vücut bulmuş binlerce filminden sıkılan kişiler için eşsiz bir hazinedir bu ayrıntılar. bizi salak yerine koyan, masadaki silahı gözümüzün içine sokan, ayrıntıları ancak bir anlamı varsa veren filmlere bir tepki gibidir bir zamanlar amerika. hayatın kendisi gibi, her olay veya nesne illa ki bir anlam taşımamalıdır.
bir kitap uyarlamasıdır, ama üzerine kitaplar yazılası bir film çekmiştir sergio leone.
nerdeyse ömrünü verdiği filmi yapımcıların zoruyla kıçından başından kesilip, kısaltılıp, kuşa çevirildikten sonra, hakkında yapılan acımasız ve haksız yergileri dinlemek zorunda kaldı. filmin büyüklüğü, tamamı izlenip yayıldığında anlaşılsa da, filmin gördüğü saygıya ve sevgiye o yaşarken tanık olamadı.
sergio leone'nin izlenesi filmlerinden biridir. 1920'lerden 1960'lara uzanan bir süreçte zaman içinde geliş gidişlerle bir suç dünyası hikayesi üzerinden bir abd portresi çizer.
bir zamanlar batı'da filminin devamı niteliğinde olan film inşa edilmiş ve paylaşılmak istenen abd'yi konu edinmiştir. bir zamanlar batıda inşa olan bir amerika bir zamanlar amerikada ise paylaşılan amerika gözler önüne serilmiştir.
en başta müziği (pek çok türk filminde de kullanıldı), sonra oyuncuları, hikayesi ve çekimlerin geçtiği mekanlarıyla sinema tarihinin en iyi, en unutulmaz filmleri arasına girmiştir.
benim de unutamadığım sahnesi, bizim ganster çetesinin bir gün o meşhur manhattan köprüsü'nü gören bir sokaktan geçerken yaşananlar olmuştu: http://www.youtube.com/watch?v=
sinema tarihinin en iyi filmlerinden biridir. sayılı en iyilerindendir. sergio leone'dir. ennio morricone'dir.de niro'dur. 30 lu yıllardır. new york'tur. acımasız hayatın resmidir.
son derece karmaşık bir filmdir. gerçek bir başyapıttır.
büyük ihtimalle bütün zamanların en acıklı filmlerinden birisidir. insanın kalbini dağlar.
noodles´ın (de niro) en son sahnede sırıtıyor olması ve bunun sebebi, filmin kilit noktasıdır, bununla ilgili söylenebilecek herşey, spoiler konusu olacaktır, o yüzden yazmıyorum.
müthiş bir dramdır bu film. dediğim gibi çok acıklıdır. seyrettiğim en dramatik filmlerdendir, konunun bu kadar çarpıcı anlatılması bütün filmi daha da acıklı yapmıştır.
once upon a time in the west in hemen ardından izlememe rağmen onun kadar ağır bulmadığım, sergio leone nin ölmeden önceki son başyapıtı.
evet, uzun bir filmdir ama bu anlatacak çok şeyi olmasından ileri gelmekte. karakterleri ve onların ilişkilerini flashbackler aracılığıyla anlatan film ağzına kadar sanatla doludur. her bir çekim, her bir sahne, her bir diyalog kendisini izletir. "acaba sırada ne var?" diye düşündürür. ennio morricone nin şahane melodilerini de es geçmemek lazım.
velhâsıl, eğer dönem filmlerine ya da gangster temasına birazcık ilginiz varsa süresi sakın gözünü korkutmasın. mutlaka izleyin.
birçok unutulmaz sahnesi ve neredeyse 4 saatlik süresi bulunan, amerikan yapımı gangıster filmidir. robert de niro abimiz dökdürmüştür bu filmde. benim aklımda en çok efsanevi müziği kalmıştır. sanırım flütle yapılan birşeydi. bir de tecavüz sahnesi vardı. ilk izlediğimde küçük olduğum için çok etkilenmiştim.
yönetmenin bir filme en fazla ne kadar etkisi olabilir ? işte bu kadar olabilir... oyunculuk, senaryo, kurgu, çekimler... gelmiş ve bence de gelecek bütün filmlerin üstünde bir filmdir. yönetmen filmin başındaki rahatsız edici telefon sesini öyle bir yere bağlıyor ki "kulağımı patlattın ama helal" olsun diyesi geliyor insanın.
--spoiler--
çocuk mahalledeki yarı profesyonel fahişeye elinde bir kutu pastayla gider. kapıyı çalar.kızın annesi kapıyı çalar ve çocuğu görünce kızı çağırmak üzere içeri girer. çocuk merdivenler oturur.pastanın kutusunu açar ve bir parça alır. sonra kapı aralığından içeri bakar. bir parça daha alır. biraz önceki acaba gören oldu mu bakışından farklı bir bakış atar bu kez. pasta daha anlamlı gelmeye başlamıştır. az sonra pastayla birlikte oradan ayrılır. işte bu sahne sergio leone nin bu adamlar daha çocuk yaşta mafya oldu cümlesini söyleme biçimidir.
--spoiler--
1. Once Upon a Time in America Ennio Morricone
2. Poverty John Zorn
3. Deborah's Theme Ennio Morricone
4. Childhood Memories Ennio Morricone
5. Amapola Ennio Morricone
6. Friends Ennio Morricone
7. Prohibition Dirge Ennio Morricone
8. Cockeye's Song Ennio Morricone
9. Amapola, Pt. 2 Ennio Morricone
10. Childhood Poverty Ennio Morricone
11. Photographic Memories Ennio Morricone
12. Friends Ennio Morricone
13. Friendship & Love Ennio Morricone
14. Speakeasy Ennio Morricone
15. Deborah's Theme-Amapola Ennio Morricone
16. Suite from Once Upon a Time in America Ennio Morricone
17. Poverty John Zorn
18. Unused Theme Ennio Morricone
19. Unused Theme Version 2 Ennio Morricone
Filmde çalınan ancak filmin müzik albümünde olmayan parçalar:
"God Bless America" Irving Berlin
"Yesterday" John Lennon ve Paul McCartney
"Amapola" Joseph M. Le Calle
"The Thieving Magpie" Gioacchino Rossini
"Summertime" George Gershwin
"Night and Day" Cole Porter