once dolandiricilar bozuldu

entry1 galeri0
    ?.
  1. Dolandırıcılık, tüm diğer suçlar içinde belki de en esprili yaklaşılan ve en çok gülmece malzemesi yapılan konulardan biridir. Üstelik dolandırıcılık, başka adi suçlarla karşılaştırıldığında en çok zekâya ve kurnazlığa dayanan alandır. Kendi başımıza gelmediği sürece başkalarının dolandırma ve dolandırılma öykülerini hep bıyık altından gülümseyerek dinler dururuz. Bizim tarihimizin en ünlü dolandırıcısı Sülün Osman, bugün nerdeyse bir halk kahramanı olup çıktı. Steven Spielberg imzalı 'Sıkıysa Yakala' adlı film, Amerika tarihinin en ünlü dolandırıcılarından Frank Abangale'yi anlatıyor. Abangale 19 yaşına geldiğinde 4 milyon dolarlık sahte çek düzenlemiş ve başka kimliklerle en az üç meslek dalından ekmek yemişti.
    Aslına bakarsanız, sahte meslekler bizim hiç de yabancısı olmadığımız bir konu. Hayatında bir kere olsun sahte doktorlar, sahte polisler ya da sahte hocalar tarafından dolandırılmayan birisi kendisini şanslı saymalı. 'Sıkıysa Yakala', ilginç konusu ve yönetmenliği ile eli yüzü düzgün bir film ve bana Cevat Fehmi Başkut'un eserinden Nejat Saydam'ın sinemaya aktardığı 'Buzlar Çözülmeden' adlı filmi anımsattı. Fikret Hakan'ın,uzak bir ilçe kaymakamının yerine geçen bir akıl hastasını canlandırdığı bu filmi beğeniyle anmadan geçmek haksızlık olur.
    1950'li ve 60'lı yıllardaki dolandırıcılıkların çok daha masum ve kabul edilebilir olduğunu düşünüyorum. Günümüz ekonomik kriz ortamlarında dolandırıcıların da komik bir yanı pek kalmadı. Yoksulluk sınırlarının iyice içerilerine çekilen insanlar, üç beş kuruşun hesabına bakmadan, yine kendileri gibi yoksul insanların üç-beş kuruşlarını dolandırmaktan çekinmiyorlar. Bir tür Robin Hood temasıyla zengini dolandırıp yoksulu sebeplendirmek romantizmi yıllar ötesinde kaldı. Zaten Yeşilçam filmlerinin tarihçesine bakarak da bu saptama rahatça yapılabilir. Sadri Alışık ve izzet Günay'ın sevimli serseriler olarak tamahkâr zenginlerin paralarını söğüşleyip açgözlü para babalarını dolandırdıkları film hikâyelerinin yerini, batak devlet kredileri ve ihale yolsuzlukları aldı. Eski Türk filmlerinin hergele ve sevimli sokak dolandırıcıları artık yukarılara ulaşamıyorlar. Zenginlik ve yoksulluk arasındaki uçurum arttıkça sokaktaki adamla, üst kattaki adam arasındaki mesafe de
    artıyor. Sokaktakiler, başka sokaktakileri küçük küçük söğüşlerken, üst kattakiler de en üst kattakilerden yüklü miktarda götürüyorlar... Ortadakiler mi? Hani şu, vergisini veren vatandaş denilen ve bir toplumun ayakta kalmasını sağlayan orta sınıf ahlak değerleriyle donatılmış, gıkını çıkaramayan kesim.Onları dolandırmak için ince planlar yapmaya bile gerek yok. Vur ensesine, çök boğazına, dal maaş bordrosuna, ne kadar istersen hortumla.

    CAN BARSLAN
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük