ona bir şey söyle

entry224 galeri17
    224.
  1. şair yine sikiyle yazıyor okudum pişmanım okumayın.
    4 ...
  2. 223.
  3. ayrılık diye bir şey yok.
    bu bizim yalanımız.
    sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
    şimdi neredesin? ne yapıyorsun?
    güneş çoktan doğdu.
    uyanmış olmalısın.
    saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi?
    öyleyse ayrılmadık.
    sadece özlemliyiz ve bekliyoruz.

    Ümit Yaşar Oğuzcan
    1 ...
  4. 222.
  5. 221.
  6. Beni dünyanın en mutlu insanı ettin yine. Sağol, var ol.
    5 ...
  7. 220.
  8. şoför abi siz belki beni unuttunuz ama ben sizi unutamadım. irem derici'nin dediği gibi; "bazı aşklar yarım kalmalı".
    1 ...
  9. 219.
  10. Tam anlayamadım da kızı skmek istiyo galiba.
    5 ...
  11. 218.
  12. 217.
  13. "Alacaksan al beni, sonra pişman olursun, sonra çüşman olursun" demiştim. almadın, çüşman ve pişman olabilirsin...
    9 ...
  14. 216.
  15. Seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğim.
    3 ...
  16. 215.
  17. Geldiğimiz son noktada birbirimizi görmeye, konuşmaya ve duymaya bile tahammül edemiyoruz. o halde neden hala gerekeni yapmıyorsun, benim yapmama da izin vermiyorsun?.
    5 ...
  18. 214.
  19. ne söyleyeyim? domino's italiano söyleyeyim mi?
    1 ...
  20. 213.
  21. 212.
  22. 211.
  23. Hep mutlu ol. Solmasın o gülen yüzün.
    5 ...
  24. 210.
  25. 209.
  26. Bazı karşılaşmalar olmamalı, bazı duygular yaşanmamalı, bazı sözler söylenmemelidir... Yaralarımı sarmaya çalışırken en derin yarayı sen açtın kalbimde. Sanki bir şeyin cezası gibiydi karşılaşmamız. ikimizin de canı yandı, ikimiz de yaralandık bu hikayede. Ben zaten yaşarken ölüydüm, sen de gömdün kendini benimle birlikte derin bir yokluğa. Bittik, ikimiz de bittik. Başlamadan, yaşamadan.

    Her an, her hatıra bir yara daha açtı içimde. Gözlerimdeki ışıltı, seninle kaybolmuş bir umudun yankısıydı. Seninle yaşadığım her an, bir yudum daha hayatımdan çaldı. Şimdi, seninle birlikte gömüldüğüm bu derin karanlıkta, yalnızlığımın sesi yankılanıyor. içimdeki acı, sanki hiç dinmeyecekmiş gibi. Hayatın bana sunduğu her yeni gün, senin yokluğunda bir yük daha ekliyor omuzlarıma. Ve ben, seni unutmak için savaşırken, her hatıra beni daha da derinlere çekiyor. Bittik, ikimiz de bittik. Başlamadan, yaşamadan. Ve belki de bu, en büyük kaybımızdır.
    20 ...
  27. 208.
  28. Beyaz bir güvercin yollamak istedim sana ancak o bile çok kızdı bana. Nasıl kırarmışım bu güzel kalbi. Sahi nasıl kırdım ben seni? Çok özür dilerim...
    1 ...
  29. 132.
  30. Sana söyleyeceğim çok şey var ama ne yeri ne de zamanı...

    Çünkü her cümle, söylenmeyenlerin ağırlığı altında eziliyor. Sözcükler boğazımda düğümlenirken, sessizliğin en anlamlı cevap olduğunu öğrendim.

    Belki de en büyük cesaret, hiçbir şey söylemeden, varlığının yeterli olduğunu anlatmak. Seninle söylenmeyen her kelime, bir parçamda yankılanıyor; ama belki de bazı şeyler en güzel söylenmeden yaşanır.
    0 ...
  31. 131.
  32. 130.
  33. Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
    En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu
    kesmemeye
    Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
    Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
    Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
    Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
    Yatakta yatmayı bildiğin kadar
    Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
    Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
    Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
    Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
    Bütün kara parçaları için
    Afrika dahil

    Senin bir havan var beni asıl saran o
    Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
    Sabahları acıktığı için haklı
    Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
    Birçok çiçek adları gibi güzel
    En tanınmış kırmızılarla açan
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü
    Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse
    değerlendiremez
    Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
    iki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
    Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
    Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna
    diziyorlar
    Bütün kara parçalarında
    Afrika dahil

    Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
    Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
    Padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok
    Aklıma kadeh tutuşların geliyor
    Çiçek Pasajında akşamüstleri
    Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
    Bütün kara parçalarında
    Afrika hariç değil.
    0 ...
  34. 130.
  35. Anlamsız kinin ve öfken kalbini yorup ruhunu kararttığı için çok üzülüyorum.
    0 ...
  36. 129.
  37. Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
    Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
    Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür;
    Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
    1 ...
  38. 128.
  39. Seninle yürüyeceğim yollar ne kadar uzun olursa olsun, o ellerini hiç bırakmayacağım.
    2 ...
  40. 127.
  41. " Sen bende neleri öpüyorsun bir bilsen
    Herkesin perde perde çekildiği bir akşam
    Siyah bir su gibi yollara akan
    yalnızlığı öpüyorsun.
    Ağzında eriklerin aceleci tadı
    Elleri bulut, gözleri ot bürümüş ekin tarlası
    Bir çocuğun düşlerine inen tokadı öpüyorsun.
    Yağmur her zaman gökkuşağını getirmiyor
    Aralık kapılarda bekleyişin çarpıntısı
    Bir kadının eksildikçe ömrüme eklenen
    Uzun gecelerini, solgun gövdesini öpüyorsun. "
    2 ...
  42. 126.
  43. seni artık hiç hatırlamıyorum ve bunu yazarken üzülüyorum galiba seninle geçirdiğim onca zamana.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük