Beş yıl önce bir arkadaşımın tavsiyesiyle keşfettiğim ve o günden beri düzenli olarak her mayıs gittiğim yitik cennet. Yalnız; dinlenmek, kafayı resetlemek, yenilenmek isteyenlere mayıs sonu yada eylül ortası gibi gitmelerini tavsiye ederim. Zira tatil sezonunda aşırı kalabalık oluyor. Orange Pansiyon'da kalınabilir. Fiyatlar makul, yemekler gerçekten harika, çalışanlar ve müdavimleri çok sıcak, kısaca portakal ve limon ağaçlarının arasında uzanıp rahatsız edilmeden kitabınızı okuyacağınız güzel bir pansiyon. Teknolojiden birkaç hafta uzaklaşmak bile insanı rahatlatıyor,yanınıza sadece mp3 playerınızı almanız yeterli. Gece yürüyüşleri ve hamak keyfi için bile gitmeye değer.
Pit10 'un studiosunun ismidir, aynı zamanda Sansar,Pusat,Deniz,Vurgu,Özgür-B,Canka gibi bir çok undergorund rapçinin zamanında bünyesinde bulunduğu şuan Pit10,Beta ve Tuhan dan oluşan underground oluşumudur.
boku çıkmış yer. bundan 5 yıl önce belki gidilebilecek ve sahilinde yayılarak güneşlenilebilecek olan doğanın ve tarihin iç içe geçtiği kayıp cennetlerden biri iken şu anda saat 19,00 da dahi sahilinin tıklım tıkış dolu olduğu ve bokluk getiren çokluk`tan geçilmeyen mekan.
en objektif yanım: dağ, kaya, orman içindesiniz hemen hemen. orman dediysem öyle jungle falan değil tabiki. ağaç evler, bungalovlar var. üç beş market var. müze ilan edilmiş örenler var. sahil var. gençlik var. rockçı var tikky var.
+ eğlenebileceğin bi yer yok. bull bar fena değil gibi sadece. road house bar da ise bıraktığımda iki kişi vardı. doktor yok. eczane yok. bi market var üç beş ilaç satan. pansiyonlarda yemekler vasat. kestirmeden tanrılar yaşıyor diye medeniyet içeriye girememiş efendim.
ve subjektif yanım: hani üç beş bişey okusan hakkında burası neresiymiş diye sanarsın ki çok sofistike, çok saklı, çok antik. hani sen yatıcaksın sahile de tam gökyüzüne baktığında zeus şeklinde bulutlar sana gülümsüyor olacak. örenlerden lahitlerden geçip sahile, serin sulara giriceksin sessizliği geldiğin yerde bırakarak. hiç de öle değil arkadaş.
bildiğin kelli felli sübyancı adamlar türemiş bu olimposta, hani yeni midir önceden var mıydı onu da biliyor değilim. sahil dediğin yer taş, kayalık. güneş tepende geziyosun bütün gün bi kaya dibi bulamadıysan eğer. mekanlarsa öyle sofistikedir, retrodur falan değil bildiğin serdar ortaç falan çalıyorlar arada. git gel 2 günde daralıyor insan. örenler zaten gez gör işi değil, üç beş yıkık taş kalmış sağda solda. bi bakirliği varmış buranın güzel olan, o da kalmamış, vıcık vıcık sahil, yürürken birini ezmekten korkuyorsun. deniz de gününe göre temiz hani, tekneler gelip onu da paralıyor çoğu zaman. salaşlığı rahat evet, ama altında araba yoksa öyle uzun vadeli tatile göre değil. 3 gün kal bas direk başka bir yere. tekne turu, rafting olayları var. bak onlar pek eğlenceli pek güzel. koylar mis. hee bir de çiftler karanlık çöktümü ortadan kayboluyor arkadaş. aldığım bir duyuma göre kayalıkların dibine gizleniyormuş sevimli casperlar.
sadece kafa dinlemek için gidilecek mekan.
tarihi kalıntıları, lahidleri, tapınakları ve el değmemiş ören yeri olması ile insanın içine geceleyin ürperti, gündüzleyin huzur veren çok güzel tatil yöresi.
tatlı suyun denize boşaldığı yerde bir sahili vardır.
sahile giderken sol tarafta kalan 5 derece soğukluktaki su kaynağı sıcak yaz gününde hem hararetinizi, varsa güneşten yanan sırtınızdaki yanığın acısını alır.
gideceklere tavsiye olarak,
** öyle kalabalık gruplar ile gitmeyin. te başta söyledik kafa dinleme yeri.
**cadır ile gidip yıkanma sorunu ve yemek sorunu yaşamaktan ziyade, bazen sisteme ayak uydurmak gerekir. her ikisinide yapmış birisi olarak tavsiyem pansiyonda kalmaktır. pansiyonların ağaç evlerinde sıcak su, klimalı odalar, sabah kahvaltı ve akşam yemeği olarak geceliğine pazarlık yaparak 30-35 ytl ye yer bulabilirsiniz.
**öyle kız avı için gelmiş erkekler hiç heveslenmesin. geneli yerli turisttir ve macera aramaya gelen değil kafa dinlemeye gelen insanlardan oluşmuştur.
**giderken kesinlikle yanınızda bulundurmanız gereken en önemli şey el feneridir.
1 kilometrelik sahile giden yolda tarihi dokuya zarar vermemek için elektrik yoktur ve küçük su yollarından, taşlık yollardan geçerken el feneri çok iş görür.
**karetta kaplumbağalarının yumurtalarını bıraktığı sahildedir. şemsiye dikmek yasaktır. o yüzden sabahın erken saatlerinde gidip, sahilin bittiği yerde yükselen dağın hemen dibine doğru iki havlu koyup yer parsellemek, güneşin altında kalmamak için akıllıca bir davranıştır.
**sahil taşlıdır. her daim terlik kullanmak gerekir. denizi temizdir.
**herhangi bir entstruman çalmasını biliyorsanız, götürmenizi şiddetle tavsiye ederim. sadece ay ve yıldızların aydınlattığı ve derenin denize boşaldığı yerdeki su şırıltısından başka ses olmayan güzel sahilde arkadaşınız ile çok güzel vakit geçirebilirsiniz.
aslında hakkında yazmak istediğin tonlarca şey varken hiçbirşey yazamamaktır. ilk gidişinizde tepkiniz şaşırmak olur. ruhuna ayak uydurmaya çalışırsınız. her gittiğinizde daha çok bağlanır, her gittiğinizde ''olympos bitmiş abi'' dersiniz, yine de hep tekrar gidersiniz. aşık olursunuz, ya da olympos doğasında aşık olduğunuzu sanırsınız. gündüz sahilin kuytularında dinlenir; gece dans eder, içer, sarhoş olursunuz. köprüsünden ayaklarınızı sallarken bira kutunuzu aşağıdaki çöplüğe atarsınız. ilerleyen saatlerde karanlık yollarından sahiline gidersiniz. yanınızda sevdiceğiniz varsa bir köşeye çekilir güneşin doğuşunu beraber izlersiniz.bu böyle sürüp gider. giderken çok üzülür,yukarı çıkarken dolmuşçu amca benzin almayı unutmuş olsa keşke dersiniz.ve her yıl yaz gelsin diye dua edersiniz.
tavsiyem giderken birşey unutmayın zira orada bulmak çok zor olabiliyor. mutlaka gece sahile inin, yıldızları görün.road house'a gidip dem'i dinleyin. bol bol fotoğraf çekin kışın bakıp hasret giderirsiniz.ha bir de mayıs-eylül gibi aylarda gidin. tadı damağınızda kalacak.
insan olympos'a tatile gittiğini sanır ancak bir de bakmış ormanın arasında bir pansiyona gelmiş... denize 4 km uzaklıktadır, markete gitmek için araba gerekmektedir. ama lafa gelince "tatili olympos'ta yaptım" olur.
antik lykia'nın en önemli liman kentlerinden olan olympos, tarih boyunca mitolojiye konu olmuştur. konumunun elverişliliği nedeniyle korsanların barınağı olan olimpos, bugün sahip olduğu tarihsel değerleri, 3200 m'lik muhteşem sahili, endemik bitkileri, caretta caretta'ları khimaira'sı, tüm sportif etkinliklere olanak veren muhteşem doğası ve pansiyon olarak kullanılan meşhur ağaç evleri ile tüm dünyaca bilinmektedir.
arkadaşlarınızla bir arabada toparlanıp yönünüzü güneye verdikten sonra gidilmesi gereken yerlerin arasında ilk sıraya tırmanır. ucuzdur, gençtir hemde yaşlıdır.
fazla gelişmeye başlamıştı ,atv ,scooter,kano ,bisiklet hertarafta ayri bi sinema ...tarihin başından beri olan oldu ,aldı vurdu. denize kadar tertemiz oldu .tam kıvamında oldu .