hayatımı oluruna bıraktım. sevgilimi, ailemde ki sıkıntıları, okulu, uğruna o kadar uğraştığım mesleğimi.. bir boşvermiş havasındayım.. o kadar çok savaştım ki bazı şeyler için gücüm kalmadı artık. oluruna bıraktım gitti..
hayat oluruna bırakılmayacak kadar kısa... ölümcül bir hastalığı olan, çaresiz bir derdi olan insan söylese, anlaşılabilir bir durum. ki bu insanlar bile, bir şekilde hayatın ucundan tutup mücadele ediyor. işleri oluruna bırakmak; kendisine olan saygınlığını kaybetmek demektir. zamanla kendisinden, kendi kişiliğinden taviz vermek demektir... şu ana kadar yaşanılan şey tanıma ve tanımlamadan ibaretti!.. zaten kırılma noktası da buradan başlar. kimi zaman en sert dibe vuruşların, kimi zaman karmakarışık duyguların tepe noktasıdır. şüphe edilir her şeyden! şüphe iyidir, şüphe dosttur çoğu zaman.
"şüphe bizi basite götüren yoldur." demiş Protagoras, sonra da eklemiş: "karmaşık hale getiren şüphe değil, insanın içinde uyuyan kurttur."
okul. hemde üniversite son sınıfta bu kararı almışsanız çok taşşaklı bir neden ihtiyacınız vardır. aksi takdirde götünüze girer o oluruna bıraktıklarınız.