thanatophobia
bilinmeyen insanı korkutur her zaman. sadece bize anlatılanlardan biliyoruz ölümün ne olduğunu. hiç yaşamadık, ama bir yaşayacağımızı bilmek bile bizi bir gerginlik, bir strese sokuyor. köşe bucak kaçmaya çalışıyoruz ondan, ölümün var olduğunu bilmek bile tam bir panik nedeni.
gidilecek yerler var, okunacak kitaplar, sevgi sözleri var söylenmedik, intikamlar var alınacak...ya bunlara zamanım yetmezse endişesi...
"yok olmaz, erken daha
biraz geç kalın ne olur
hiç hazır değilim henüz
ne olur baharlarımı bırakın bir süre daha
tanıdık değil bana güz" sözleriyle vaktiyle (bkz: göksel)tarafından dile getirilen bir şarkıdaki *endişe...
şahsım için her zaman içimde barındırdığım korkudur.sözlük psikoloğu asiti kaçmış kolasayesinde latince adınıda öğrenmiş bulunuyoruz.her insanın içinde barındırdığı ama benim gibi bazılarının daha sık aklına gelen korkudur.bence korkulan ölümden öte ölümün erken gelmesidir.insan yaşlandıkça daha bir olgunlukla karşılar ölüm fikrini.
ölümden kaçış olmadığı, zaman, mekan ve yaş ayrımı gözetmeksizin her an her yerde karşılaşılabileceğini bilenlerin yaşayabileceği ve ölümden sonrasının bizler için tam bir muamma olması nedeniyle hissedilen korkudur.
en yaygın fobilerden bir tanesidir. 60 yaşlarından sonra insanlarda daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmaya başlar. insanın yaşadığı müddetçe var olduğu kabul edilirse, ölümden korkulması kadar normal bişey yoktur. ne demiş nazım usta:
-ne ölümden korkmak ayıp,
-ne de düşünmek ölümü..
"her canli bir gun olumu tadacaktir" sozunu hatirlatti. Kulaga korkunc gelebilir, ama yalnizca fiziki bir bedenden olusmadigimiz ve ebedi bir ruha sahip oldugumuza inandiginizda cok da urkutucu gelmiyor. merak edenler icin Sylvia Browne "ote dunyada yasam" (bir medyumun olum otesine yolculugu) ipucu olabilir.
ölüm her aklına geldiğinde, ah edip vah ediip inleme. Bu halinle Tanrıyı incitmiş olacaksın.
ecel kapını çaldığı zaman evi telaşe verme. O geldiği zaman sen gitmiş olacaksın.
gereksiz bir korkudur. zaten gelecek bir şekilde tırsmanın bir anlamı yoktur. üzülmek korkmak yerine daha güzel işlerde bulunup insanları kırmayalım. diğer tarafta mutlu olalım bari.
ecel kapını caldıgında evi telasa verme o geldiginde sen gitmis olacaksın. ahmet kaya nın bir sarkısında geciyordu. her ne kadar nefret edilse de kendisinden yaptıgı sarkılar gercekten olagan ustudur.
ölüm hayatın gerçeklerinin basında yer alır. ondan korkmak ya da korkmamak sonucu değiştirmez. ölümü kabullenebilmek, ölümsüz olmadığımızı kavramaktır en zoru.
belkide asıl önemli olan ölmek değil de ölümü nasıl karşıladığımızdır?