inanç. Safi inanmaktan söz ediyorum. Neye olduğu mühim değil. Hiçbir şeye inanmayan insanların hayattan neyi umut edip yaşama sarıldıklarına anlam veremiyorum.
Hayat yeterince zor, somut ve soyut gerçekleriyle. insanın bu zorluklara katlanması için bir şeye inanıp ona sarılması lazım.
babam cocukken bize kral lear'ı biraz degistirerek anlatmıştı:
baba kral lear üç kızına kendisini ne kadar sevdiklerini sorar.
en büyüğü dünyalar kadar der.
ortanca güneşve yıldızlar kadar der.
en küçükse tuz kadar der.
bunun üzerine kral küplere biner ve en kücük kızını evden kovar.
sonrasında gelişen olaylar tuzun degerini anlamasına ve kücük kızından af dilemesine neden olur.
babam sayesinde uzun süre kral lear'ın konusunun bu olduğunu sandım. ahah ilahi baba.
eskilerin dediği gibi, "gökten ne yağmış da, yer kabul etmemiş".
o kadar güçlü ki yaşama isteğimiz, ne olursa olsun ayakta kalıyoruz.
olmazsa olmazımız kendi bedenimiz ve yaşama enerjimiz.