araba, bilgisayar, telefon. aralarından araba öncelikli toplu taşıma araçlarında milletin ayağını, sabah yediği salatayı ve terini koklamaktan nefret eden birisi olarak.
gözyaşları.ağlamak da diyebiliriz.
size zayıf gelir belki ağlayan insan ama ben ağlamanın, ağlayabilmenin büyük bir nimet olduğunu düşünürüm.aksi halde içime ata ata aşureye dönerdim.~ ~
babam cocukken bize kral lear'ı biraz degistirerek anlatmıştı:
baba kral lear üç kızına kendisini ne kadar sevdiklerini sorar.
en büyüğü dünyalar kadar der.
ortanca güneşve yıldızlar kadar der.
en küçükse tuz kadar der.
bunun üzerine kral küplere biner ve en kücük kızını evden kovar.
sonrasında gelişen olaylar tuzun degerini anlamasına ve kücük kızından af dilemesine neden olur.
babam sayesinde uzun süre kral lear'ın konusunun bu olduğunu sandım. ahah ilahi baba.
inanç. Safi inanmaktan söz ediyorum. Neye olduğu mühim değil. Hiçbir şeye inanmayan insanların hayattan neyi umut edip yaşama sarıldıklarına anlam veremiyorum.
Hayat yeterince zor, somut ve soyut gerçekleriyle. insanın bu zorluklara katlanması için bir şeye inanıp ona sarılması lazım.