aminci: hollanda ya gidiyorum bi isteğin var mı?
fincancay: hollanda?
aminci: hee.. monlayt la gidecez. (monlayt diyo bildiğin)
fincancay: monlayt la?
aminci: bişey değil ya topu topu beş gün.
fincancay: topu topu..
aminci: heee.
fincancay: july4th u nasıl okuyosun sen?
aminci: cülidört.
doğruyu söyleyen ve dokuz köyden kovulmaması umut edilen yazardır.
türkiye deki sorunların çözümünün yıllardır zaten yapılmakta olan ve çözüm getirmeyen şeyleri tekrar yapmak olmadığını hatırlatmıştır.
ver ver diyenlerin iki gün sonra vermedi deyip dağlara koşacağı, olmadı verilenlerle yetişip, bir yerlere gelip terörist yandaşlığı veya açılım yapacağı aşikardır.
megaloman olduğunu düşünmeye başladığım bir yazar. hem internet sitesi açıp "bokunu yiyim bir yardım et, iki eleştir beni" diyor; eleştirince de oturup ağlıyor. ne yapsak bilemedik ben ve kendim.*
3 uzatmaya gerek yok kısaca istanbul zirvesi kapsamında nihayet oturup da sohbet edilebilmiş yazardır. hani ölmeden önce görmek, tanışmak istediğiniz insanlar vardır hayatınızda(liv tyler, charlize theron, eva mendes gibi değil, yanlışlık olmasın)... öyle bir anlamı vardı bu adamın şahsım açısından ve subjektif olarak. en son toplu taşıma aracında harvırd'ın ne boktan bir eğitim kurumu* olduğundan bahsederken bulduk kendimizi...
"deli, deliyi; imam, ölüyü severmiş" düsturundan yola çıkarsak... ve ikimizden birinin imam olmadığını göz önünde bulundurursak bu duruma şaşırmamak gerekir diye düşünmekteyim.