Yeniden olması gerektiği yerdeyim,
Hiç kimsenin anlamlandıramadığı,benim bile anlamlandıramadığım,
Yok olan ben olmayan.
Ovaları bilirsin ne de güzel yaşarsın sen oralarda...
Sen mutlu,keyifli,insancıl,rabıtalı nimettesin.
Bense yüksek tepelerin soğukluğunda savunmasız.
Karlar yükseklerde zor erir.
Şaibeli ufunetli hayat zor geliyor içimdeki benden kopan,
Ama hala içimde yaşamak zorunda olan şahsıma.
Ne zorum vardı benim,şimdi anladım
Taş yerinden sökülünce yosun tutmuyormuş.
Hayasız seviştik, yapmamamız gerekti bir zamanlar.
Sonradan gözlerimiz nasıl bakacaktı birbirlerine.
Beni kaldır ve tavan arasına at naftalin kokan andaç mekâna.
Bir daha da o kapıyı açma.
Çırılçıplak indiğim her nokta bîtap ve yılgın duruyor hissettiğim her şey.
Ne haldeyim?
Beni içinden söküp attığında yarattığın muktedir sahiyim.
Nesirlerim enkazdan arta kalanlar maalesef,
Bulabildiklerimi yazıyorum sana.
Yıkıntıların arasında kalan birkaç anı yumağı sadece...
çok uzakta bir silüet
varla yok arasında,
çok uzakta bir çıkış noktası
tüm tıkanıklıkların ötesinde,
çok uzakta bir ses
yeni bir hayatın eşiğinde,
çok uzakta bir çocuk
çocuk kalmakta ısrar eden,
çok uzakta bir zaman
birikmiş tozların aynasında...
olmak istenilen kişiden çok uzakta olmak,
uzaklarda aramak kendini
kırık bir salın kırık tahtalarında,
olmak istenilen kişiden çok uzakta olmak,
uzaklarda buluşmak kendinle
dizginlenemeyen bir atın ayak seslerinde,
olmak istenilen kişiden çok uzakta olmak,
uzaklarda yarışmak kendinle
kabuğuna sıkışmış bir kaplumbağanın
ağır adımlarındaki ağır yürüyüşlerde...
bazi sozler karanlikta soylenir, diyorum uykularimin birinde
bazi sozler hicbir zaman, diyorum kendi sesime uyanirken
bazi sozler karanlikta soylenir
bazi sozler hicbir zaman
diyorum armalarin birinde
oyledir, iki yani agacli yollar, arasindan
gecip gitmektir siir
agacla, yolla, ne tarafa
ve hangi zaman