doğru önermedir.sadece türkiye için de geçerli değil her yerde bu böyledir.zira olimpiyatların anlam ve heyecanı genelde düşman devletlerin birbirlerine meydan okuma siyasetlerinin tezahüründen öteye gidememiştir. 1936 berlin olimpiyatları hitlerin ve ona karşı duran cephenin çekişmelerine 1980 ve 1984 oyunları sırasıyla usa ve sscb tarafından boykot edilerek olimpiyatlar siyaset mücadelesinin bir parçası olarak ilgi çekmiştir.olimpik ruh öyle çok güçlü bir ruh da değildir zira önce amerika sonra rusya oynamıyorum işte banane demişler zamanında ve bunun olimpiyat ruhuna ne denli zarar vereceği kimsenin sikinde olmamıştır. yine bu iki mızıkçılar sayesinde 80-84 öncesi ve sonrasında da iki blokun madalya adedi üzerinden siyasi üstünlük taslamasından başka bir numarası olmamıştır olimpiyatların.günümüzde de işte olimpiyatların en büyük heyecanı suudi kızın türbanı phelpsin aldığı madalyalar ve büsbüyük britanyanın olimpiyatlardan maliyesini biraz düzeltme umudundan başka izleyene bir heyecan vaad etmemektedir.ha bir de keriz azerbaycan parasıyla rezil oldu boksta bir nebze renk kattılar tatsız tuzsun bu organizasyona.
hıncalgiller türedi epeydir. yok atletizmde yokmuşuz da yok adam gibi sporcu yetiştiremiyormuşuz da. böyle ibnelerin ağızlarında önüne gelen eleştirileri savuşturmak için entel kimliği(duvarı) vardır. halbuki sizin tüm entel çapınız şarapovanın ıhh ahh sesindeki parçalayıcı tınıya tapınmak.
türkiye için geçerli durumdur. millet yakınıyor şimdi "yahu bir madalya alamadık yahu" ama aslında sikinde değil çakma entelin. oturup izlediği bile yok.
