efendim bunlar hep telif hakkı yüzünden olan şeylerdir. yazarı olsun, şairi olsun, ressamı olsun ölünce kime bırakır eserlerini? hele ki ünlü değilse... kimseye bırakamaz. en fazla ev sahibi bilir ne iş yaptığını. işte bu anda çıkan bazı sivri akıllı sanat simsarı kişiler, alır bu eserleri, bir güzel reklam kampanyası ile milyon dolarlara satar. da vinci niye ünlü oldu sanıyorsunuz.
işin sırrı; ölmeden önce, adam gibi bir yatırımla onları bırakacağı kişileri seçmek ve bırakmaktır. olmadı yaşarken bu simsarlığı kendi yapmaktır. hiç bir sanat eseri saklanamaz, eğer gerçekten sanat eseri ise. hee bu arada; benim eserlerim de evin bodrumunda. nü olanları bırakın, kalanı sizin olsun *
franco cehenneme gider. başka bir alternatifi yoktur zaten!
-oooo kimler gelmiş.
-merabaa, franco ben.
-methinizi pek bir duymuştuk burada.
-öyle mi?
-tabii. ispanya'nın ebesiyle ilgili çalışmalarınız takdire şayan.
-hadi ya? nereye düştüm ben yahu? takdire şayan diyor.
-kendi kendinize konuşmayın sayın franco, burada size hayran çok kişi var. isterseniz biraz dinlenin, sonra imza günü düzenleriz.
-bugün çok yorgunum, yarın inşallah. kaynar kazanımı getirin de, bir duş alayım.
Birgün haberlerde birinin öldüğünü duyarsınız, adını ilk defa duyuyor olursunuz, hakkında çok iyi şeyler söylenir, genellikle de ne kadar az değer verildiği hakkında konuşmalar yapılır. Açık konuşmak gerekirse nerdeyse her zaman olduğundan fazla değer verilir, eskideki umursamazlığı affettirmeye çalıştırırcasına. Bana her zaman samimiyetsiz gelir bu tavır, sahte gibidir.