intikam filmlerinin babası.film ayrıca insanın beyninde değişik bir psikoz oluşturur ve kime hak vereceğinize karar veremezsiniz.herkes kendine göre haklıdır.
gercekten ilginc bir senaryoya sahip kore filmidir. kacırılan bir adamın neden kacırıldım ben sorusuna cevap araması ve cevabı güzel bi sekilde bulmasını anlatır film. izlenip sonunda abou denilesi bi filmdir.
ikiyüzlü ahlak anlayışına vurulan pek sanatsal darbedir.
--spoiler--
biz her şeye rağmen birbirimizi sevebilmeyi başardık, bakalım siz de bunu yapabilecek misiniz derken intikamcınız kızınızla yatmış olmanın azabından nasıl kurtulabilirsiniz, ve bir canavardan daha kötü olsanız da yaşamaya hakkınız yok mudur?
--spoiler--
--spoiler--
rahatsız edici senaryosu ve çekimlerine rağmen insanın emeği geçen herkesi takdir etmesini sağlayan bir film. anlatmaya çalıştığı şey zaten normal insanların hayatı değil; size yabancı olan ve farklı gelen insanların hikayesi. normal insanların düşünmekten bile tiksineceği bir tür aşkı bilinçli ve bilinçsiz olarak yaşamış insanların verdiği tepkilerin karşılaştırması gibi. bilinçsizce yaşayan adamda kendinizin benzer bir tuzakta vereceği o aşırı tiksinme ve dehşet dolu tepkiyi görebiliyorsunuz; zaten en kötü hissettiren şey de bu.
--spoiler--
2003 yapımı bir Chan wook Park filmi. filmde intikam duygusu ve şiddet ön planda tutulmakta. ama yalın bir film değil kesinlikle. şiddeti tarantino gibi uç noktalarda anlatmıyor çünkü, hayatın bir parçasıymış gibi yorumluyor. izlendikten sonra kişi üzerinde ciddi bir etki bırakması mümkün.
"intikam nasıl alınmalıdır?" sorusunun cevabı. filmografi açısından bir başyapıt. kurgu, hikaye ve kahramanların oyunculuk yeteneği filmi çok üst seviyelere çıkartmakta. aynı zamanda chan wook park'ın üçlemesinin ikinci filmidir..
bir insan bu kadar mı güzel, allah ne verdiyse girişebilir. adam yaşamış hakikaten canı çekiyor insanın izlerken. bazı kısımarından da kusası geliyor. tüm duyguların zirvesinde.
(bkz: koreliler bu işi biliyor)
bittikten sonra rahatsız ediciliğini uzun süre hissettiren film.
insanın bazen boş boğazlığının nelere mal olduğunu göstermiştir, hem de çok uç bir örnekle.
insanı dumur eden filmdir.
her saniye bir şeylere şaşırır kalırsınız ama hiçbiri son sahnelere doğru açığa çıkan gerçeklerdeki kadar sizi şaşırtamaz heralde.
kült filmlerden... yalnız gerçekten hassas ve psikolojisi çok çabuk etkilenen kişilerce izlenmemeli...
şansen ben filmi izledikten sonra psikolojim bozuldu ve finallere 1 hafta kala 3 günü yataktan kalkmamak üzere ağır hasta oldum tesadüf müydü bilemiyorum artık.
insana sinemayı sevdiren filmlerdendir oldboy. ya güzel senaryolar, sağlam kurgular iyi filmler çekiliyor dedirten en azından insanda sinema sevgisine dair küçük de olsa o ümidi barındıran filmdir. sinema rahat rahat izleyeceğiniz birşey olmamalı, sizi dürtmeli içinize bir kor düşürmeli ufak ufak yakmalı. düşündürmeli film bittikten sonra da. ya ile başlayan cümleler kurdurmalı. işte oldboy'da tam böyle bir kanımca. yıllar geçse de daha da değerlenecek bir film.
bu zamana kadar yapılmış en iyi intikam filmlerinden biridir. senaryonun yanı sıra yönetmen de çok başarılıdır.sadece tek seferde çekilmiş kavga sahnesi için bile izlenmelidir ayrıca kusursuz bir kurgu vardır filmde.
izlerken hep birlikte nefret ettiğimiz, sonunda daha da nefret ettiğimiz film*. entryleri okuyunca acaba bir daha mı izlesem diye kafamdan geçirdim lakin hayır, o işkenceye bir kez daha katlanamayacağım.
edit: eksileyenleri görünce anladım ki herkes her filmi beğenmek zorundaymış efendim. süper film, herkes izlesin, mükemmel lan bundan iyisi yok. klasik hatta ne diyorsunuz siz, bak hala duruyo ya gidip izlesene kardeş.*
işte filmin ana fikrini tek kelimeyle verebilmek böyle birşey olur. Yapım en fazla bunun üzerinde yoğunlaşmış ayrıca başrolünde Oh Desau'yu oynayan oyuncu inanılmaz bir performansla filmi yönetmenlik, senaryo ikilisinin ardından kült bir film mertebesine ulaştırmış gibi gözüküyor bana göre. intikam temasını işleyen en iyi film diyebilirim ama çok genel bir yargı olursa uzak doğu filmleri arasında intikam temasını işleyen en iyi film derim yine kendimce.
dae su oh'nun filmin bir sahnesinde çekiçle birlikte, uzun bir koridorda 10-15 kişiyi dövdüğü sahne klasik bir dövüş oyunu manzarasını andırmaktadır. hafızlara kazınmıştır o sahne.
ayrıca, dae su oh'ya gerçekten yazık olmuştur yahu.
intikamcısı, yani kardeşine aşık(!) olmuş olan ve kardeşiyle birlikte olurken "dae su oh" tarafından yakalanmış kişi ciddi ciddi psikopattır. ona göre "dae su oh" yüzünden çıkan dedikodulara dayanamayıp intihar eden kardeşine karşı da aşk değil, sevgi değil hasta bir tutku beslemektedir. yemeyip, içmeyip kardeşinin intikamını almak istemektedir. ama bir şeyi unutmuştur ya da bilmek istememektedir; kardeşinin başını yakan "dae su oh" değildir, ta kendisidir. ensest ilişkiye girmiştir sonuçta, bunun ne kadar yanlış olduğunu 40 yaşına bile gelmiş olsa hala kabul edememiştir. belli ki cidden hastadır. "dae su oh" da bu adamın belki sızlayan vicdanını rahatlatmak ya da üzerindeki suçluluk duygusunu atmak için uydurduğu suni bir suçludur aslında. gerçek suçluysa kendisidir; sonuçta kardeşiyle ilişkiye girendir o.
ve hain planlar izleyerek, dae su oh'dan aklınca öc almıştır. ama bir nokta vardır, o da: "dae su oh" "mido" denen kızla birlikte olurken hipnoz altındadır, o kızın kendi öz be öz kızı olduğunu bilmemektedir. zaten hipnotize bile olmamış olsa, sokakta görse tanıyamayacaktır mido'yu.