old and wise

    1.
  1. dönem dönem delicesine dinlediğim bana cok özel seyler anımsattıran hiç bir zaman sıkmayacagına inandıgım alan parsons sarkısı
    4 ...
  2. 36.
  3. Düğünümde giriş şarkım idi.
    4 ...
  4. 2.
  5. As far as my eyes can see
    There are shadows approaching me
    And to those I left behind
    I wanted you to know
    You've always shared my deepest thoughts
    You follow where I go

    And oh, when I'm old and wise
    Bitter words mean little to me
    Autumn Winds will blow right through me
    And someday in the mist of time
    When they asked me if I knew you
    I'd smile and say you were a friend of mine
    And the sadness would be lifted from my eyes
    Oh when I'm old and wise

    As far as my eyes can see
    There are shadows surrounding me
    And to those I leave behind
    I want you all to know
    You've always shared my darkest hours
    I'll miss you when I go

    And oh, when I'm old and wise
    Heavy words that tossed and blew me
    Like Autumn winds that will blow right through me
    And someday in the mist of time
    When they ask you if you knew me
    Remember that you were a friend of mine
    As the final curtain falls before my eyes
    Oh when I'm old and wise

    As far as my eyes can see

    şeklinde sözleri olan muhteşem parça
    3 ...
  6. 22.
  7. türkçesi;

    gözlerimin görebildiği kadar
    gölgeler yaklaşıyor bana
    ve arkamda bıraktıklarımı
    senin bilmeni istiyorum
    sen benim her zaman en derin duygularımı paylaştın
    nereye gidersem beni takip ettin

    şimdi yaşlı ve olgunum
    acı sözcükler bana küçük geliyor
    sonbahar rüzgarı içime doğru eserken
    ve zamanın mistiği içinde
    seni tanıyıp tanımadığımı bana sorduklarında
    gülüyorum ve senin benim eski bir arkadaşım olduğunu söylüyorum
    ve mutsuzluk gözlerimi kaplıyor
    ah yaşlı ve olgunum

    gözlerimin görebildiği kadar
    gölgeler yaklaşıyor bana
    ve arkamda bıraktıklarımı
    senin bilmeni istiyorum
    sen her zaman benim en karanlık saatlerimi paylaştın
    gittiğimde seni özleyeceğim

    ve evet yaşlı ve olgunum
    ağır sözcükler beni yaraladı ve itti
    tıpkı sonbahar rüzgarının esmesi gibi
    ve zamanın mistiği içinde
    seni tanıyıp tanımadığımı bana sorduklarında
    senin bnm eski bir arkadaşım olduğunu hatırlayıp
    final perdesi gözlerime düşmeden..

    ah yaşlı ve olgunum

    görebildiğim kadar..
    3 ...
  8. 24.
  9. the alan parsons project'ın müthiş şarkılarından birisidir. sadece yıldızların aydınlattığı berrak bir gecede uykusu tutmayan ve gökyüzünü seyre koyulan bir insanın dinlemesi gereken tek şarkı bence.* o kadar sakin, o kadar etkileyici.

    hatırlıyorum da; orta okul zamanlarında dinlediğimde vurulmuştum bu şarkıya. eskiden üst üste dinleme sabrını bu şarkıda fersah fersah gösteriyordum. kasedi şarkı bitince geri sarmak, şarkının başını kaçırmak durumları çılgına çevirirdi ama bu şarkıyı dinlemek için bıkıp usanmadan aynı işlemleri tekrar tekrar yapardım. * *
    2 ...
  10. 5.
  11. 39.
  12. düğünde dans müziği olarak çalındığına şahit olduğum şarkı. yabancılarda ise genellikle cenazede çalınıyor. sözlerine bakacak olursak bu anlamlı bir hareket gerçekten. üzerine dans edilecek şarkı değil bana göre. dans edilebilir belki ama sonrasında gitmek gerekir hakkını vermek için.
    1 ...
  13. 20.
  14. şarkı çalarken hiç bitmemesini dilersiniz, her sözcük de şarkının sonuyla hüzünlenirsiniz. defalarca dinledikten sonra bile "As far as my eyes can see, There are shadows surrounding me" cümlesine sıra geldiğinde içiniz titrer, belki de elleriniz.
    dinleyin bu şarkıyı, duygu ruh haliniz ne olursa olun dinleyin.
    1 ...
  15. 18.
  16. fazla bir yorum yapılmayacak şarkı. müzik, zaten fazla anlatılmaz sözcüklerle, ki, mükemmel bir şarkı demek kâfi.
    birçok benzeri olmasına rağmen akıllarda kalıcı, hüzünlü bir şarkı.
    1 ...
  17. 10.
  18. hayatın kenarından aşağıya doğru sarkarken, gördüğün küçük erkek çocuğu suratı, aldatmışlık, aldatılmışlık ve sefaletle kanlanmamış henüz ortalık.. bir de aynan var karşında, belki o anda bir su birikintisi, pis, kirli, suratın gibi kalbin gibi.. bir tabutun başında dua ediyorsun, gözlerinden yaşlar sessizce iniyor, herkes dua ediyor içinden, birisi bilinmeyene gidiyor..
    anlıyorsun ki hayat aslında ölüme doğru yapılan ürkütücü bir yolculuktan ibaret, ne zaman o tabutta olacağını merak ediyorsun, oraya girdiğinde şu old and wise^ı söyleyeceğin birisi olacak mı merak ediyorsun..
    her şey bitince geriye ne kalacak, ölünce ne düşüneceğim diyorsun..
    ama aklının bir yerinde, hep o lanet yerde old and wise çalıyor..
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük