hayır, yanlış anlamayın, terörist olmadım. şaman şifacı berkecan, doğuda arkadaşlarıyla beraber dağda yaşıyor. bayır köyü minibüsçüsü ormanı gösterip 'aha şurdan' diyo. baya bir yürüyosun. ağaç ev, keçi, şifalı bitkilerle yaşanıyor. yaş 50 ama 30 dersin. beni sevsin diye hemen yogaya başladım, güldü. yörük kültürünü anlattı. göçer konar, doğada yaşayanlara türkmen denirdi. kağanın en fazla çadır bezi bi metre olurdu halktan. "avatar gibi" dedim, izlememiş. "avrupa'nın binaları güzel çünkü bizim gibi çadırda yaşamadılar" deyişlerim aklıma geldi, utandım. anladım ki ihtiyaç duymadığımız şeylerine köle olmuştuk sistemin. kızılderili gibi bir toplumu şehirlere hapsettiler. aşırı şehirli, zengin ablamın "mutluluk abartılıyo" lafı geldi aklıma şelaleden atlarken, mutluydum. gece kalkıp berkecan'ı dürttüm. "niye senin bezin bi metre oluyomuş?" dedim, dedi, "çünkü ben gerçek bi solcuyum" .