erdal demirkıranin da anlattığı gibidir. önünüzde bir poşet varsa ve içinde 10 tane top varsa, bunlardan dördünün sari, ucunun kirmizi, ikisinin mavi ve birinin yeşil olduğunu düşünün. cekmeniz istenen top yeşil ise matematiksel olarak şansınız ilk seferde yüzde 10dur fakat bu mantığa gore aslinda hala yüzde 50dir. çünkü aslinda sadece iki seçenek vardır. cekeceginiz top ya yeşildir ya da değildir.
pozitif düşünme adina kulağa guzel gelir fakat pratikte sansin yüzde 10 olduğuna inanmiyorsan bir siktir olup gitmende fayda var.
bir şey olur yada olmaz mantığıdır. mesela 1-10 arası bir sayı tut dendiğinde tuttuğun sayının 8 olma olasılığı %50'dir. Çünkü ya 8'dir ya da değildir.
bütün ayrıntıları işin içinden atma gibi bir aptallık yapılırsa ulaşılacak sonuç.
örneğin bir 1 tl nin ağırlık merkezi tura kısmına daha yakın olduğu için havaya atılan bir liranın tura gelme ihtimali %50 değil %50.01 denilebilir. işin içine rüzgarı, paraya temas edilen noktaları, ve atış şiddeti vb. de girerse gerekli işlemler yapılarak para yere düşmeden* yazı mı tura mı geleceği söylenebilir. yani aslında rastgele sadece kontrol edilemez kaosa verilen bir isimdir.
olmayan ya da olan her şeyin olasılığı yüzde ellidir. yüzde elli şans sıfırdan başka bir şey değildir. düşününce yüzde elli olan aynı zamanda yüzde elli olmaz. bütün olasılıklar yüzde ellidir bir bakıma; ya olur ya olmaz... önerme doğrudur.
doğru olma ihtimali yüzde elli olan önermedir, diye kendi düz mantığına uygun tanımı yapıştırıp hemen terk edilmesi gereken bir...bakış açısı, evet.
göründüğünün tersine çok da karamsar bir önermedir bu. bir an için gerçek olduğu düşünülen bir yüzde elli dünyası, öyle bir risk ihtiva eder ki, değil sayısal lotodan zengin olmayı düşünmek nefes bile alamaz akıl sahibi insan, allah muhafaza!
bir bakış açısıdır. pragmatizm'e de dayandıranlar vardır. bir olay ya olur ya olmaz denilir. bence mantıklıdır da. bu nedenle olay ne olursa olsun gerçekleşme ihtimali evrensel olarak %50'dir.
