Demokrasi ve bir arada yasama kulturunu icine sindirememis, kendini asli unsur gorup kendinden olmayanlari otekilestiren; seckin zumre oligarsi heveslisi, baas tarzi bir yonetimi halkina reva goren insan soylemi.
bir donem "ordu goreve" pankartiyla kendi hayal dunyasinda buyutup, etrafini sarip sarmalayan atmosferde gokyuzune bakip ay isigi'nda guttugu sarikiz'larin hayalini kuranlar icin bir nevi kendini dari ambarinda zannetmek gibi bir sey.
12 mart ve 12 eylul bunlar icin lanetli oldugundan pek dokunmazlar ama ne hikmetse 27 mayis kutsanir hep. ne de olsa eski ittihatci kafa icin cuntaci olmak hayatin gayesidir. halka ragmen iktidar olalim, bizim dedigimiz olsun da ne olursa olsun. demokrasi dedigin bizim icin olsa da olur olmasa da.
bunlar oyle yobazlardir ki, sirf kendi iktidar ve cikarlari icin bu milletin sinesinde ozel yeri olan butun kavram ve kisileri kendi vesayetlerine alip ogutmekten cekinmezler. onlar, en hatta tek ataturkcu, laik, cumhuriyetci, ozgurluk savascisi bire kahramandirlar. geri kalanlar ve istekleri yigindan ibarettir.
icabi halinde din, millet, devlet hep onlarindir (bkz: din de bizim devlet de bizim millet de bizim). fakat ne hikmetse bir kere bile o millet bunlara mesruiyet kazandiracak bir iktidar olma sansi tanimamistir. dolayisiyla isleri darbeye kalmistir. bir askeri darbe olsa da soyle bir rahat etseler ama ne var ki asker bir turlu yanasmiyor darbe yapmaya. su an gundemde yargidan beklenen bir darbe var. belki islerine yarar. o da olmadi diyelim; ergenekonumuz ne gune duruyor. iki faili mechul cinayet, bir iki bombalama. allah'in izniyle(!) islem tamam. ver elini kaos, istikrarsizlik ve sonra asker de bos duracak degil ya, dusunur bir iyilik benim postal yalayicilarima...!
ülkesinde darbe yaşanmamış birinin analizini yapsa anlayacağım durumdur..
ama ikide bir darbelerle domino taşı gibi yıkılan bu ülkenin insanları boylarına fazla gelen konulara dondan çıkar gibi girsin hele de yanlış yere girsin aklım almıyor..
bi kere bi darbe olsa şunun durumu ne olur gibi öngörülere gerek yok , zira burda yapılması gereken şey ön görülerle bezeli yorumlar değil , geçmişi okumak..
ee okuduk diyel,m o zaman ne görürüz:
bi kaç polis ellerinde bazı kitap adları bazı kilit isimler bunları söyleyeni hapiste sikerler..
bi kaç polis , tam yetki sahibi , anlamadıkları şeylerden konuşanları toplayıp hapiste sikerler..
bi kaç öğrenci sözüm ona protesto yapıyor , sağ ya da sol..bunları öğrenciler diye önce stripriz yaptırır sonra sikerler..
kimi dangalakları da itham etsinler onu bunu postal yalayıcısı diye , solucan misali yem olarak kullanırlar..düüüt bunu yapan polis değil işte..bunu yapan silak satıcıları , ülkede kağıdı olan büyük baş borsacılar..
birine postal yalayıcısı demek ben , darbe sevmem demektir..ben darbe sevmiyorum deyip de , mütemadiyen şartlı reflekse yol açacak kadar darbe muhabbeti yapmak da, ne dediğimi bilmiyorum bi şeyler duydum yazxıyorum idare et demektir..
olsun ama seni de böyle seviyoruz..senin gibileri de sevmesek kim kalır bi söyle..bi osman bi ben..
Gerçek yobazlar; zaten darbe şakşakçılığı yaptıkları için müreffeh bir hayat standardına kavuşurlar, ülke kan ağlarken onlar çağdaş* yaşamın kıyısında piknik yaparlar. Kullandıkları piyonlar kolluk kuvvetlerince beklemedikleri bir muameleye tabi tutulur, hayat normale dönünce duygu sömürüsüne malzeme olurlar.
Dayatılmış yobazlar; ülkenin kötü durumunun sorunlusu olarak gösterildiklerinden her türlü muamele reva görülür. Çağdaş * yaşama uyum sağlayamamanın cezasını çekerler.
daha da köklenirler. darbelerin yobazlara hiçbir etkisi olmadığı aksine daha fazla çoğalmalarına yol açtığı tarihte görüldü. önemli olan insan, insanı değiştirmek. kafa yapısını, bakış açısını değiştirmek. bu nasıl olur? eğitimle. nereden başlamalı? aileden tabiki...
abd ve ab ülkelerinin elçiliklerinin kapılarını zorlmalayıp kırmaları kanımca düşecekleri en hafif durumdur ki kendilerini elçiliğe atamayanların durumunu düşünmek bile istemiyorum.