Gerçekleştiğinde istanbul ve çevresine büyük hasar verecek olandır. Yüksek ihtimalle bu depremden sonra istanbulun ve türkiyenin toparlanması 10 yıl alacak.
Ben diyim 1 milyon siz deyin 2 milyon ölümle sonuçlanacak olan deprem. hersey ortada çarpık kentleşme binaların eski ve birbirine yakın olması,lan her yere istanbul yardım ediyordu. istanbula kim yardım etcek amk.
Muhtemelen bizim binanın yıkılmasına neden olucaktır ki , maltepe sahil de oturuyosun ve de çürük binadasın hani yürürken yerleri sallanan cinsten .
(bkz: Kelime-i Şehadet)
kimsenin .kinde olmayan depremdir.
eski ibb başkanı ali müfit gürtuna 1999 depremi sonrası bir gazla deprem master planı yaptırdı, sonraları bütün binaların röntgeni çekildi dendi ve hatta simülasyon raporları açıklandı. bazı sokaklara, mahallelere haftalarca girilemeyecek yıkıntıdan falan dendi ve sonra susuldu.
galiba nasıl olsa düzeltemeyeceğiz yıkılsın yeniden yaparız mı diyorlar nedir?
istatistiklere göre bu yıl içinde beklenmektedir ve şiddeti 7den fazla olucaktır bu demek oluyor ki büyük kayıplar vericez ve hiç önlem yok allah yardımcımız olsun demekten başka elden bişey gelmez.
dünyanın neresinde bir sallantı olsa hemen akabinde istanbul'u etkiler mi tartışmaları başlıyor.
olası bir depremin istanbul'u nasıl yıkacağı, büyüklüğünün ne kadar olacağı, kaç kişinin öleceği vs. istatistikler bir bir uzmalar (!?) tarafından ayrıntılarıyla kamuoyuna açıklanıyor.
en son elazığ'da deprem oldu yaklaşık 50 vatandaşımız hakkın rahmetine kavuştu, gözler hemen istanbul'a döndü.
istanbul'u tetikler mi?
Neden bu kadar konuşuluyor peki istanbul? Türkiye'de sadece istanbul mu var?
Çünkü herşeyden önce ülke ekonomisinin yüzde 70'i istanbul.
En büyük nüfus yoğunluğu istanbul.
Başkent olmamasına rağmen türkiye'nin kalbi istanbul.
Bunlardan çok daha elim ve vahim olmak üzere, istanbul'da en üst makamdaki yetkiliden en alt kademedeki sıradan vatandaşa kadar istanbul'da olacak bir depremin ne kadar yıkıcı olacağı ve dahası sadece kendisine değil bütün ülkeye vereceği zarar herkes tarafından biliniyor.
Hiç kimse istanbul'a güvenmiyor.
Bir megakent olmasına, türkiye'nin ekonomik, sosyal, kültürel ve benzeri her konuda kalbi olmasına rağmen, istanbul'un altyapısının ne kadar bozuk olduğunu, büyük bir depreme dayanamayacağını beş yaşındaki çocuklar bile biliyor.
Bunun yanında istanbul'un yıkılıp yerle bir olmasının sadece istanbulluyu değil karslıyı, diyarbakırlıyı, antalyalıyı ve izmirliyi de bir o kadar etkileyeceği biliniyor.
istanbul'da deprem olma olasılığı yeni bir keşif değil.
Asırlardır büyük depremler geçirmiş bir bölge istanbul.
Buna rağmen kimsenin şimdiye kadar tedbir almamış olması, herkesin kulağının üzerine yatmış olması da acı bir gerçek olarak önümüzde duruyor.
Böylesine duyarsız bir milletin kalkıp da depremin olası sonuçlarından tırsması tarihe geçecek ironilerden olsa gerek.
çok korkuyorum sözlük ben bu olasılıktan. belediye başkanı zat-ı muhterem çıkıp da rahatlıkla otuzbin insanın öleceğini söylüyor, neticede şehitlerimize de kelle diyen bi zihniyetin bayrağını taşıyor, şaşırmamak gerek.
şiddetinin 7'den büyük olacağı düşünülen deprem. 99 yılında aşağı yukarı aynı şiddette olan depremde meydana gelen kayıp düşünülürse, türkiye'yi santim santim sarsacak depremdir. bu milletin insanı yok yere ölüyor, bu kadar duyarsız kalınırsa ölmeye de devam edecektir. acı ama gerçek...
dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen büyük bir depremin ardından türkiye'de meydana gelen normal dereceli bir depremin ışığında yıllarca ülkemizde tartışılagelen deprem.
yetkililerin vurdumduymazlığı ve saçmalaması da cabası. misal;
Elazığ depremi akıllara yeniden istanbul depremini getirdi. istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Kandilli Rasathanesi ve diğer üniversitelerle yaptığımız araştırmalar sonucunda çıkan verilere göre, 30 bin insanımız hayatını kaybecek. Hasarlı yapı sayısının 50 bin olacağı ortaya çıkıyor dedi.
--spoiler--
bir allahın kulu bana 50 bin hasarlı yapıdan nasıl oluyor da 30 bin kişi zarar görüp ölüyor, bunu anlatabilir mi? yani istanbul'da her yapıda 1.666 kişi mi oturuyor?
"eli kulağında" depremdir. şahsımı felaket tellalı olmakla suçlayacaklara internette yayınlanan jeolojik araştırmaları, yerbilimcilerin söylediklerini gözden geçirmelerini tavsiye ederim. efendim iki yerinden kırılmış fayın 10 yıl dayanması ilginç bir durumdur, 2009 yılına sağ salim çıkabildiğimize şükretmemiz gerekir. marmara'yı boydan boya yardıran fay hattının ege bölümü 1912'de, asya bölümü de (izmit körfezi) 1999'da gölcük depremi'nede kırılmıştır. fay kırılmak için bir bahaneye bakmaktadır ve dayanabileceği maksimum süre 30 yıl olarak belirlenmiştir; bu da en geç 2029'da dehşetengiz bir depremle sarsılacağımız anlamına gelir, tabi kim öle kim kala, bilinmez de...
"olmayası" olması için ise tek bir ihtimal vardır ki o da fayın parçalanarak kırılmasıdır. bu durumda 3-4-5 şiddetinde minik depremlerle tehlike savuşturulacak, başka bir 250 yıllık periyotta deprem tehlikesi bizleri kucaklayacaktır lakin tarihte henüz böyle bir örnek görülmemiş, iki tarafından kırılan fayın ortası büyük gümbürtüler eşliğinde felaketlere sebep olmuştur.
bu depremle ilgili en çarpıcı nokta ise, 7.4'ün, hatta 7.7'nin bile "fazlasıyla" iyimser olduğu düşüncesidir. istanbul ve tekirdağ gibi çok büyük binaların yükseldiği şehirlerde 7.7 şiddetinde bir deprem dahi bütün binaları domino taşı gibi devirebilir.
tedbir namına yapılan tek bir şeyin olmadığı, 10 küsür milyon kişinin koyun gibi olmasını beklediği depremdir.
bütün yollar kapanacak, yardım ekipleri koca istanbul'da yaya olarak koşturacak ve sevgili büyüklerimiz taziyelerini iletecek, bizler de takdir-i ilahi diyeceğiz. ***
merkez üstü asla istanbul olmayacak olan depremdir. çünkü istanbulun bulunduğu yer avrupa ve asya kıtaları ( kıta hareketleri ve fay yönleri bir depremin yönünü belirler ) arasındaki kayma nedeniyle bir macunun iki tarafından basınç yaptığınız nokta gibidir istanbulun yeri. büyük ihtimalle istanbul'un yani marmaranın güneyinde kırılacak olan bir fayın etkisiyle 5'ün üzerinde olabilecek sarsıntılarla sallanmasıdır.
olası ölümümüz, olası evliliklerimiz, boşanmalarımız, olası kaybedilmiş işlerimiz, olası zengin oluşlarımız gibi aynı. tek farkı ise kendimizi kurtarma şansımızın olmasıdır. o da istanbul gibi bir şehirde uygulanması zor olan işlemleri karşımıza çıkarır.
"sakat" olarak mimlenmiş semtlerde yapılacak iyileştirmeler, başka bir semte taşınmaktan daha etkisiz. o kesin. büyükçekmece sahilinde oturan adamın ölüm ihtimali ile daha iç kesimlerde ikamet eden adamın ölüm ihtimali arasında büyük farklar var. üstelik bu sadece lokasyon kısmı durumun. istersen kolonlar ekle, istersen sıvalar at, bu gerçek değişmeyecek. tam tersi de olabilir tabii, öküzlemesine örnekleme yaptığıma bakma sen...
yapacak tek şeyin aslında, beklemek. hepimiz de bunu yapıyoruz. yarın işten kovulmayacağın ne kadar garantiyse, bu depremin olma ve hayatta kalma durumun o kadar garanti. (teknik verilerle yaklaşık zaman dilimi hesaplanabiliyor olunca bile)
o beklemek dediğim şey de var ya, dünyanın en zor şeyi bazıları için. ince düşünen adamı yiyip bitiren kurtçuk üreteci resmen. üstelik kendi hayatın da değil sadece, hanen içindeki diğer yaşam ortakların da göt altına gidiyor.
eşeği sağlam kazığa bağlayayım da bekleyeyim dediğinde, "olası istanbul depremi" söyleminin bir anlamı kalmıyor be. "ben yarın sevgilimden ayrılabilirim" desen benim için aynı şeydir. olunca olacak. olunca öleceğim yada hayatta kalacağım.