taşkın tuna'nın big bang teorisini anlaşılır bir dille anlattığı kitabıdır.
evren sahnesinin perdesi açıldığından bu yana varız. hem izleyicisi hem de oyuncusu olduğumuz bu sahnede bizden önce olanlar ve bizden sonra olacaklar üzerine pek çok teori ortaya atıldı. taşkın tuna bilimin ışığında evrenin serüvenini ele alırken, bizi keyifli olduğu kadar düşündürücü bir yolculuğa çıkarıyor. uzay-zaman kavramı, kara delikler, atomun derinlikleri ve daha pek çok konu bu kez inanç felsefesinin ve islâmın ışığıyla aydınlanıyor. bu kitabı, âyetleri doğrulamak için değil, bilimin gerçeklerini islâmın bakışı ile değerlendirmek üzere kaleme aldığını önemle vurguluyor tuna.
evrenin doğumunu açıklayan big bang teorisinin ayrıntılarıyla incelendiği çalışmada; elektronun hareketinden yıldızların oluşumuna, kuasarlardan bir bitkinin damarlarında yürüyen özsuya kadar sayısız bilgi arasında bir yolculuğa çıkıyoruz. 14 milyar yıl öncesinden günümüze kadar uzanan, roman tadında bir yolculuk...
bilimsel gerçeklere, inanılır gözlemlere, test edilmiş bulgulara dayanarak güvenilir delillerle, doğruluğu tartışmasız denklemlerle kanıtlanan ve tüm bilim çevrelerince desteklenen ve ispatlanan yaratılış mucizesinin öyküsü...
taşkın tuna, evrenimize ve insanlık maceramıza hayret dolu bir bakış atarken, bizlere de hayret etmeyi öğretiyor. hayretten yoksun olan, yazık ki maceramızı anlamayacak!.. *
yüksek fizik mühendisi prof. dr. taşkın tuna hocamızın yazdığı big bang'i kainatın oluşumunu tasavvufi bilim ile anlatan 2 ciltten oluşan kitaptır. okunmasını şiddet ile tavsiye ederim.
Allah'ın yaratma sıfatı olup ayeti kerimede şöyle izah edilmiştir;
''Göklerin ve yerin yaratanıdır. Bir şeyin olmasını isteyince ona sadece «ol», der, o da oluverir.'' (bakara 117)
Ayrıca diğer kaynaklar; Al-i imran 47, Enam 73, Nahl 40, Meryem 35, Yasin 82, Mümin 68 'dir.
Kadir-i Zülcelâl ve emr-i Künfeyekün'e mâlik bir Hâkim-i Zülkemal gözümüzün önünde kemâl-i hikmet ve intizam ile Kamer'i Arz'a bağlamış; azamet-i kudret ve intizam ile Arzı Güneş'e rabtetmiş ve Güneş'i seyyârâtiyle beraber arzın sür'at-i seneviyesine yakın bir sür'at ile ve haşmet-i rububiyetiyle, bir ihtimale göre Şems-üş Şümûs tarafına bir hareket vermiş ve donanma elektrik lâmbaları gibi yıldızları, saltanat-ı rububiyetine nurani şâhidler yapmış; onunla saltanat-ı rububiyetini ve azamet-i kudretini göstermiş bir Zât-ı Zülcelâl'in kemâl-i hikmetinden ve azamet-i kudretinden ve saltanat-ı rububiyetinden uzak değildir ve kendisinde küfeyekün yani ''ol dedi ve oldu'' vasfı hikmeti mevcut ola ki bu hikmetinden sualde olunmaz.
huzur veren düşünce. bazen diyorum ki "boşver", "ol dedi oldu" de ve gözlerini kapatıp arkana yaslan. sıkıntı şu ki bu şekilde en fazla beş saniye durabilirim.