okyanusa kıyısı, adası, yarım adası yahut da jeopolitik konumu olan ülkelerde sıklıkla kullanılan bir tanımlama bu. hakikaten de hayatında okyanus yüzü görmemiş, teninde, skinin'de, vücudunda, ayak parmaklarının arasında okyanus tandansı hissetmemiş insanın benim için bi sikim değeri yoktur. kaile almam. muhatap olarak görmem. bir şey paylaşamam sonuçta onla. farklı dünyalarda, amellerde, kudreti ahkamlarda yaşıyoruz çünkü. birbirimizi anlamamız imkansız.
bunu yargılamak, hava atmak ya da küçük görmek için söylemiyorum. fakat bu tip insanlarla öylesine farklı kanallardayız ki anlatamam. geçen gün bir arkadaşımla watsapta konuşuyorum. bir an geldi, dumur oldum valla, öylesine kopuk, parça pikçik bir muhabbet oldu ki anlatamam. olaylara farklı bakıyoruz. dahası ilgi alanlarımız, tutkularımız, insanı insan eden duygularımız o kadar birbirinden değişik ki anlatamam. it gibiydi karşımda, bildiğimiz it. acıdım ona. kulak arkasına tavuk sperm sürülmüş bir mimardan farksızdı. en yakın arkadaşımdan utandım. göt olduğunu düşündüm. bunu kavrayınca, üzüldüm de ayrıca, bu insanımsı varlıkla nasıl aynı dünyayı paylaşıyorum? bana mesela akp'den söz ediyor, benim aklıma atp, telefon şirketi
geliyor.
hayatında hiç okyanusa girmemiş insanla ne konuşacağım ki ben? ona nasıl saygı duyacağım?
atlantik, pasifik ve son olarak hint okyanusunda yüzmüş biri olarak şunu söylemeliyim, bunun şakası olmaz, amele gibi denize girip öyle ölenin burun deliklerine nuddle sokmak isterdim. nedeni açık.
golf stream akıntısına kapılmamış bir erkeğin iktidarı, sperm kalitesi düşük olduğu gibi, oğlanlığa yatkınlığa oldukça fazladır. okyanus suyu testisleri sertleştirir, erkeğin vücut ısısını dengeler, meni oranında önemli derecede artık sağlar. macellan'ın okyanus üzerinde defalarca balıkların ağızlarına boşaldığı söylenir.