okunası entryler

entry1 galeri0
    1.
  1. bazen okumanın zevk olduğu,ve özgün olarak yazarın bizzat kendisine ait olanlarının makbul olduğu entrylerdir.
    örnek:
    kırlangıçın öyküsü

    her sabah bir kırlangıç konardı penceremin pervazına.ürkek ürkek içeri bakardı camdan.girmek ister gibi yanaşırdı hep usul usul.oysa ki biliyorum açsam pencereyi girsin diye,uçup kaçacak.o hep platonik yaşardı içeri girme sevdasını,iş gereçeğe binince ise!...onun için gerçek yoktu belki de ,hayat bir hayalden ibaretti.o kadar çok değişik yeri ve şeyi,o kadar kısa zamanda görme şansı vardı ki.kimbilir bu özgürlük onu gerçeklerden uzaklaştırmıştı.sırtında bulunan iki minik kanat, ona her türlü gerçekten kaçma imkanı veriyordu,her icap ettiğinde.belki de hiç ağlamamıştı bu yüzden.çünkü ağlatan şeyler,ya hep gerçekleştiği için ya da gerçekleşmediği için ağlatırlar ya.

    belkide tüm sevdalarını hep içinde yaşıyordu o küçücük bedeninin,hem de hiç dışarı vurmadan , belli etmeden.kimbilir kaç pencereye konuyordu,hangi diyarlarda.ne acılara,ne kahkalara tanık oluyordu defalarca.ama hep insanlardan kaçtığına göre,daha çok hüzünlere,acılara rastlamış olacak ki,özgürce göklerde uçmak varken,insanların arasına girip dertlerine ortak olmak istemiyor olmalıydı.ama belki de hep acılardan, dertlerden kaçmakla;mutluluğu yani gerçek mutluluğu da tanımamış,paylaşmamıştı hiç.içinde en sevdalı fırtınaları da yaşasan,en büyük heyecanları da duysan,bunu birilerine belli etmeden gerçekten mutlu olunabilir miydi acaba?gerçek acı da olsa,acımasız da olsa ondan sürekli kaçmak mutluluk mu demekti acaba?o, hep nerin ve sıska bedeninin içinde,dev sevdalar,binlerce hayaller sığdırarak kaçtı,kaçtı,kaçtı!

    nice mevsimler gördü,gece sokaklarda üşüyen çocuklar,elleri nasırlı ama yürekleri kendi bedeninden bile hafif yalnız ihtiyarlar,mutsuz insanlar,mutluyum sanan insanlar;hepsinden korktu,hepsinden kaçtı.

    bir soğuk şubat günü uyandığımda pencereye baktım,yine oradaydı.karlı pervazın üstünde duruyordu.yine hareketsiz içeri bakıyordu.camın kenarına kadar gittim,bu sefer ürkek değil daha kararlı,daha sabit bakıyordu içeriye.biraz bekledim bakmaya devam ediyordu.neden sonra pencereyi açtım kaçmadı.elimi uzattım hareket bile etmedi.sanki ilk defa meydan okuyordu hayata,bıkmıştı gerçeklerden kaçmaktan sanki.ve az sonra onun buz gibi bedenini avucuma aldığımda anladım;o hep bütün gerçeklerden kaçan narin beden , hayatın en acımasız gerçeğine yakalanmıştı kar dolu pervazda.belli ki gece o en soğukta konmuştu,o hep ürkek ürkek konduğu yere ve bir daha ayrılamamıştı oradan.

    o hep gerçeklerden kaçtı.hiç acı yaşamadı ömrü boyunca belki de bu yüzden ama kimbilir hiç mutlulukta tatmadı.ve hayatındaki belki de ilk ve de son gerçekle çok hüzünlü bir karşılaşma yaşadı,ümitler ve hayaller içinde son kez uçtu ve gitti.ama bu sefer ki uçuş kaçmak için değildi!.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük