Genelde kitabı okuduktan sonra filmine gitmek filmini beğenmemenize yol açar ancak Aynı yıldızın altındanın kitabını her ne kadar beğenmesem de filmi kitaba nazaran daha başarılıydı.
hep eğlencelidir. sizin kafanızda kurduğunuz tip, mimikler ve jestler ses tonu vs. bunları kıyas etmek gerçekten zevklidir. ama bazen kafanızdaki imajı ve karakteri tamamen yıkabilir.
Lotr dısinda genelde hayalkırıklığıdir..ama film lotr gibi kitabın hakkını veriyorsa filmden aldığınız zevk katlanır..buna rağmen lotr'da bile ciddi eksiklikler var..
Dan brown da vinci şifresinde yapmıştım böyle Kitab okuyup filmini izleyince insan hayal kırıklığına uğruyor o yüzden kitap kitap olarak Kalsın filime gitmeyin.
genelde hayal kırıklığıdır, insan herşeyin kendi hayal dünyasındaki gibi olmasını bekler ama çoğunlukla oldukça farklı olur... "ulen bu kitabın da filmini ben yapaymışım daha güzel olurmuş" dedirtir insana...
kitap okunmuş beğenilmiş hatta aşık olunmuştur.bir süre sonra filminin çıkacağı duyulur heyecanlanılır.gün gelir,koştura koştura sinemaya gidilir.film ile kitap arasında alaka yoktur.siz ya herşeyi yanlış anlamışsınızdır ya da filmde herşey değiştirilmiştir.doğal olarak hayalinizi yansıtmaz zaten buna da hayalkırıklığı denir.genelde başarısızlıkla sonuçlanır.
şu ana kadar hiç yapmadım,pişman değilim,bidaha olsa bidaha yapmazdım sözlük.
kitaba okuyan kişinin dünyasından bakılmadığı için genelde hayal kırıklığı yaratan durumdur. bazı uyarlamalar yazarı intihar ettirecek kadar kötüdür.'betty mahmoody- kızım olmadan asla' de film kitaba göre yavan *kalmıştır. ama yüzüklerin efendisi sinemaya uyarlama açısından fena değildir.
genelde okunan kitap kadar sevilmez bunun nedeni sonunu bilmek falan değildir asıl nedeni kişinin o karakterleri ve mekanı farklı hayal etmesinden gelir e haliyle beyazperdeye aktarılıncada beğenilmez ve eksik bulunur.bu yüzden ya kitabı okuyun yada filme gidin ikisini bir arada yapmayın benide çıldırtmayın.*
her insan okuduğu kitabı kendi hayal gücüyle bir yandan canlandırarak yaşamaktadır zaten. belli bir süre sonra okuduğu kitabın filminin çakilmiş olduğunu duymak ve filmi izlemeye gitmekte çok farklı duygular içerir. beyinde durmak bilmeyen hep bir soru işareti, hepbir acabalar ( acaba nasıl, acaba hayal ettiğim gibimi, ya hayal kırıklığına uğrarsam vb.) genizir. tabiki bunun önüne geçebilmenin tek yolu izleyerek görmektir. sonuç olarak ise kimi zaman hayal gücünün zayıf kaldığını ve mükemmel bir yaratıcılık içerisinde yapılmış bir eser olduğunu görebilmek, kimi zaman filmde yer alan konuları bilmenin verdiği rehavetle filmden tad alamamak, kimi zaman ise kendi hayal gücünde yarattığı kişi karakter ve aksiyonların yerini tutamadığını görüp hayal kırıklığına uğramak gibi olası durumlar doğurabiliyor.
karşılaştırılması yapılır. ve hangisi daha keyifliyse bir sonraki kitabında * hangisinin önce yapılacağına karar verilir. hem ikisi de aynı olmaz genellikle, küçük ayrıntılar yakalanır. bazen de cümlesine kadar apaynı olur *. filmi izlerken anaa kitapta da böyle dediydi dersiniz.
bildiğin kötüdür abi. bu zamana kadar kitaptan uyarlanmış filmin güzelini görmedim, göremedim ben. genellikle şöyle olur çünkü;
+kitabın yarısını kırpıp biçerler.
+kitaptaki karakterlere uymayan adamları oynatırlar. sarışınlıktan güneş gibi parlayan kızın yerine taş kömürü oynattıklarına şahit oldum, o derece.
+kitapta adamlar içinden düşünür, filmde o düşünceler seyirciye yansıtılamaz.
falan filan...
en kötü yanı da, hayallerinizdeki mekanların, olayların, insanların içine etmesidir bu filmlerin.
fakat önce filmi izleyip sonra kitabı okursanız tüm karakterleri filmdeki hareketleri ve çizilmiş karakter özellikleriyle hayal etmekten kendinizi alıkoyamazsınız. pek hoş olmuyor öyle olunca da.