akıllı ve seçiçi olmalarıdır pembe hayaller onlara göre değildir, toz pembe bakmazlar hayata gerçekçidirler, ayrıca baba evinin rahatlığının hiç bir yerde olmadığını bilmektedirler.
onu bunu begenmemeleri yanında türk erkeklerinin bir çoğunun okumuş bir kadınla evlenmek istememeside nedenlerden bir tanesi olabilir... onları yönetmesi zor oluyor çünkü...
her kadın gibi çok konuşup boş konuşmalarıdır.
müşkülpesent olmalarıdır.
kendilerini her konu hakkında illa ki fikir sahibi olmaya zorlamaları, öyle görmeleridir.
dünya bir gündür, o da bugündür mantığıyla bir el yağda bir el balda yaşamak istemeleridir.
okudukları için tepeden bakmalarıdır.
okudukları için illa ki ataerkil düzene karşı olmaya, erkeği kendinden aşağıda tutmaya, köpek etmeye eğilimli olmalarıdır.
her normal kadın gibi duyguları ön planda tutmak yerine materyalist olmalarıdır.
aile yapısına fazla önem vermemeleridir.
plaza kadını olmayı ev kadını olmaya yeğlemeleridir.
annelik gibi kutsal bir iş yerine kariyeri ön planda tutmalarıdır.
para konusunda devamlı ukalalık yapmalarıdır.
40 yaşına kadar deli gibi çalışmayı marifet sayıp, iş kadınlığını kendine kimlik görüp sonra aptal gibi keşke evlenseydim,yuva kursaydım diyecek kadar salak olmalarıdır aslında.
Büyük ihtimalle kendisini taşıyabilecek birini bulamamıştır keza erkek milletine göre kadının aptalı makbüldür. Kadın dediğin kafası fazla çalışmaz mazallah sonra erkeğin işlerine burnunu sokar rahat vermez falan ne gerek var dimi her şeyden bir haber biriyle evlenmek varken işleri karıştırmaya.*
eğer bir kadın okuduğu için evde kalmışsa bu onun tercihidir size ne!!
tanım: erkeklerin yanlarında kendilerinden bilgili, kültürlü, oturup kalkmasını bilen ve onunla yarışabilecek hatunları istememeleridir. bunu farkedince türlü şerefsizlikler yapıp hatun kişiyi aşktan ve ilişkilerden soğutmalarıdır. yapana değil, yaptırana bakmak lazım. asıl erkeklerin egolarını aşmaları gerekir.
dünyadaki erkek sayısının yüzde 150'sinden fazla kız olduğu verisine bakılınca gayet doğal olduğu ve tartışmanın saçma olduğu durum.tabi piyasada artan gayliğide katarsak bu fark dahada artar.
kızlar evde kalmış değil evde bırakılmıştır. bu kaba tabir ne kadar hoş olmasa da böyledir. hoş bunun sebebi özellikle erkeklerin kendisi kadar bilgili kadınlarla birlikte olmama isteğidir. vur kafasına, al ekmeğini!
bu tür hatunlar genelde kendi ayakları üzerinde durabilme düşüncesiyle dolup taşmışlardır. kimseye muhtaç olmamak adına okurlar, mezun olurlar, işinde yükselmek için kıçlarını yırtarlar. buraya kadar bi lafım yok. takdir edilmesi gereken bi hadise. mevcut dünyada başka seçenek bırakılmıyor biz insanımsı yaratıklara.
ama bir de olayın çok fazla abartılan bir yönü var: bu tipler işleri ve şansı yolunda giderse belli bir zaman içinde kendi evlerini, bağımsız olarak kendi hayatlarını kuruyorlar. bir-iki ciddi ilişki yaşayıp ağızları yandığında daha da bencil olup; sadece kendi ego tatminleri için farklı boyutta ilişki yaşıyorlar. karşı tarafa bağlanmamayı, sadece saniyelerini daha huzurlu geçirmeyi yeğliyorlar. 'olmadı, boşveeeer' mantığıyla hayatlarına devam ediyorlar. nasıl olsa işler yoluna girmiştir. artık ağlayacak, başını yaslayacak bir omuza ihtiyaç duymamaktadırlar. o saf yönü tamamıyla kaybetmişlerdir. kariyeri var, evi var, bi de altına araba çektiyse işlem tamamdır. dilediği gibi tek başına tatiline gider, eğlenmeye vakit ayırır, kendi tarz düşünen bir sürüde bayan arkadaşı eteğinde birikmektedir.
aşk mı nerede? yok, onu ağzına alan bile yok. seçim özgürlüğü işte..
anne olmak mı? yok canım, daha erken. hem spor salonlarına, vücut bakımına onca para harcarken, bir çocuk için o güzel vücüdun şeklini bozmak olur mu hiç? nıç nıç..
evlilik mi? etrafta onca erkek varken, bir ömrü aynı erkekle geçirmek nedendir ki?
işin mantığı kısacası budur ne yazık ki.. canım babannemin bir cümlesi geliyor aklıma bunları yazarken: çok seçme; seçilirsin!!*
kültürlüyüm, gencim, güzelim, okul okudum boşuna mı, elimi sallasam bilmemkaçı * benden iyisi şamdak ayısı ** gibi hayallere kapılan kızımızın en az kendisi kadar mükemmel(!) birini bulacağım diye eline geçen tanışma fırsatlarını harcaması sonucu gerçekleşebilecek bir durum olabileceği gibi, okul okumaktan balataları sıyırmış, cinsellikten bihaber kızımızın "aman zamanı gelince olur nasılsa" tembelliğiyle içine düşebileceği bir durum olarak da kendini gösterebilen üzücü hadisedir.
