tamirci çıraklığının bize izletilen ve öğretilen en b.ktan meslek olduğu şeklinde anlatımlardan sonra okulu s.ke s.ke de olsa , daha çok sevdirmeyi amaçlamış bir nevi felsefi öğreti. bu felsefeye göre tamirci çıraklığı ;
yaşıtlarının cicileriyle gezdiği saatlerde ya da eşofmanlarıyla 6 devre 12 biter geyikleri çevirdikleri anlarda , senin üstünde kir pas içinde iş elbisesi, elinde 14-16 anahtar, gözlerinde iki damla yaş ile arkalarından bakma ihtimalin olan. ustanın seslenmesiyle '' hassittir ! '' diyerek daha 11 yaşında cem karaca felsefesini yutmuş bir halet-i ruhiyeye girmememen , kafana çekiçle vurulma potansiyeli yüksek bir yaşam formuna dönüşmemen için okumalısın evlat.
toplumda, içine dü$ülen büyük bir yanlı$... nedeni ise basit; eğer bir çocuk okumuyor, okumak istemiyorsa bu, o çocuğun problemli bir ki$ilik yapısına sahip olduğunu gösterir. bu problemin yok edilmeye çalı$ılması yerine, hiç üstüne gidilmez, "bari eve üç be$ bir $eyler kazandırsın" mantığıyla herhangi bir i$e sokulur. okulda mutlu olmayan bir çocuğun bir tamircide veya bir çay ocağında veya ba$ka bir i$ yerinde mutlu olma ihtimali nedir? bunun sorgulanıp, değerlendirilmesi gerekir. bunu sorgulayacak eğitim düzeyinde ebeveyn var mıdır, bence her ebeveyn dü$ünebilir, evet vardır...
öyle derlerdi biz de ne yaptık çalıştık adam olacağımızı zannettik ama yanılmışız gene tamirci çırağı değilse bile tamirci olmaya mahkumuzdur. (bkz: makina mühendisliğinde okumak)
çoğu kez tehditten öteye gidemeyen, uygulanmaya koyulduğu an geri dönüşü olmayan bir yola girmeye sebep, eğitim görmek istemeyen çocuk sahibi ailelerin akıllarına gelen klişe eylem.
çocuğun en azından bir zanaat öğrenip ileride geçimini bileğinin hakkıyla sağlamasına yardımcı olan durmdur. okumaya niyeti yoksa yapılması en mantıklı harekttir.