pek de yadırganacak bir durum değildir. ermeni meselesiyle ilgili çalışmalar arasında maalesef ideolojik maksatları kenara koyacak ciddiyette bir çalışma yoktur. üstelik türkiye dışında meselenin tüm taraflarının (fransa, ermenistan, rusya, amerika) arşivlerini hala dünyaya açmadıklarını ve tarihi ortaya koymak yerine siyasi tezgahlar ardında koştuklarını düşünürsek yazılmamış şeyin neyini okuyabilir diye sormamıza bile sebep olabilecek bir yargı. merakla bekliyoruz erivan'ın arşivlerini açmasını. yazsalar da okusak.
"hayat kadını ile sevişip parasını vermemek" olayına benzer, bunu yapmayın!
ayrıca bir de şöyle bir bakış açısı var; kırdığımız her soyun hesabını vermek zorunda değiliz ki.
okuyanında red ettiği durumdur.
(ben okudum red ediyorum mınakoyum varmı)
(edit: keşke harbi soykırım yapsaydık pezevenklere öyle 30-60 binde bırakmasaydık yapmadan yaptı olacağım ıza alayını kaldırıp öyle olsaydık)
(bkz: biz kırım yapsaydık soyunuz olmazdı)
tarihin anadolu coğrafyasında aydılatamadığı o kadar çok konu var ki binlerce kezde okunsa yine sapmalara uğrayıcak bir tarihimiz var.
genelde anadolunun dışında yaşayan tarihçilerin anadolu toplumu için yazdığı tarihten ne olur.
gelelim ermeni meselesine ortada inkar edilmicek bir katliam vardır.
bu iki iki dört.
ama buna soykırım demek ve üzerine kalkıp özür dilemek açıkcası herşeyi götümüzden anladığımız gibi bunuda götümüzden anladığımızın kanıtır.
almanlar özür dilemiş, ulan almanlar dilemesin de kim dilesin adamları sabun yaptılar bütün dünyanın gözü önünde.
bende köken olarak o yöreden olduğum için, büyüklerden çok dinledim, ermenilere yapılanları ama bizlere yapılanlardan da bahsettiler onlar.
ruslarla ermenilerin bitlis'e girdiğinde neler yaptığından da; bu kadar aymazlık olmaz. evet savaş koşulları içerisinden bir çok acı olay yaşanmıştır ki bundan
atatürk de bölgede açlıktan onca insanın hayatını kaybettiğini günlüğüne not olarak düşmüştür.
olayın siyasi boyutu ise bir kafa tascı zihniyetin degil dönemin koşulları gereği bir tecrit politikası izlenmiştir.
ittihat teraki'yi kafa tascı diye adlandırmak yine yanlıştır.
o dönemde ermeniler çeteleşip kuzey cephesinde ruslarla birlikte olup osmalıya karşı savaşmışlardır.
tabii savaşmıyan ermenilerde olmuştur ama kurunun yanında yaşta yanmıştır.
bakalım o dönemin dünya üzerinde ki gerçeklerine osmanlı kafkas cephesinde 90 bin askeri kaybetmiş ve diğer cephelerde her gün binlerce asker hayatını kaybetmektdir.
ingiltere alıp anzakları dininizi korumak için yalanını atıp kandırıp,çanakkaleye getirtip orda katliam daha dogrusu soykırımın ağa babasını yapıyor ama günümüzde dahil kimseden ses çıkmıyor.
o dönemde emperyalist ülkelerin yaptığı soy kırımda degildi neydi.
birinci dünya savaşında 10 milyon insan öldü. ne için petrol için.
daha dün abd ırakta bir milyon insan öldürdü o soy kırım değil mi?yani herkes gücü yetene mi?
anlamıyorum ki...
ibnelerin şimdiye kadar katletmediği,sömürmediği halk kalmadı adamlar hala soykırım diyor.
"bak dediklerimizi yapmasanız soy kırımı kabul ederiz"
fransa nın cezayir'e yaptığı neydi?
neyse fazla saldırgan bir yazı oldu, evet kardeşim anadoluda ermenilere yönelik türkler ile kürtler katliam yapmışlardır bunlar bilinen gerçekler.
ermenilerde ruslarla birleşip bölge halkına karşı katliam yapmıştır.
şahsi fikrim bu emperyalist düzende ne alıcak vardır ne vericek!
Aslında kabul eden tipleri hocalı'ya karabağ'a götürüp bırakması gereken insanlardır. Muhtemelen devrimci veya sosyalistim diye geçinirken ADAM SMITH ismini leeds united dan futbolcu sanan tiplere ders vermeleri gerekir...
soykırım tanımının yapılabilmesi için bir uluslararası mahkeme tarafından karar verilmesi gerektiğini bilen kişidir. hiç bir uluslararası mahkeme de böle bir karar vermediğine göre, aynı zamanda ermenilerin de bizi mahkemeye vermekten kaçtıkları için böyle bir konuyu okumaya bile gerek duymayan insandır. (he ben okumayı severim okurum o ayrı)
yine işgalden sonra fransızların soykırım suçlusu olarak yargılayıp idam ettiği 3 osmanlı bürokratının hakkındaki suçlamaların, paris'teki bir ermeni grubunun düzmecesi olduğu bizzat ingiltere tarafından ortaya çıkarılmıştır.
evet okumadan çok şey konuşuluyor. ermeniler bile soykırım hakkında iddiadan öte bir ley söyleyemezken , içimizden birileri artık ne oluyorsa kabullenilmiş havasına girmiş çoktan. yazıklar olsun bu vatanın size yedirdiği ekmeğe.
Tarihsel bir olayı siyasi çıkar malzemesi olarak kullanmak isteyenlere siktir git diyen tiplerdir.
soykırım olsa da olmasa da sikinde olmayan tiplerdir aynı zamanda. Soykırım yapmışız diye ağrı'ya göz dikecek, tazminat talebinde bulunacak salaklar olduğu sürece soykırım yapılmışsa da iyi yaptık diyebilecek insan da olabilir.
Bu Milletten toprak talebinde bulunmak en büyük namusunu istemek bu kadar sert tepkiyle karşılaşır.
Aksi goruse sahip bir cok bilim insaninin ermeni diasporasi ve kimi zaman akademik cevreleri tarafindan baski *, hakaret ve siddete maruz kalmalari neticesinde bende basitce derim ki 'psikoloji okuyanlar daha iyi bilir gerci ama' saniklari ortadan kaldirmak, susturmaya calismak yada bu yonde tesebbuste bulunmak bir nevi sucu kabul etmektir *...
Justin Mccarthy, Bernard Lewis, Guenter Lewy kitaplarini okuduklarim arasindadir ve daha pekcok farkli kaynak incelemisligim de vardir. Okuduklarimdan cikardigim sonuc ise yasananlarin soykirim olmadigidir. Bunlari, okumadan reddeden/kabul eden tiplerden kendimi ayirmak icin yaziyorum, okumus cahilleri de hesaba katarak. Ancak bizim acimizdan en fenasi propaganda malzemesi haline geldigini bilmeden kendi milletine haksizlik yapan insanlardir ki bu tipler biraz okudum diye kendilerini bir milletin tarihine kara calacak dirayette gorururler...okuma yazma bilmek ne de olsa peygamberlik mucizesi...analiz'e hacet kalmiyor.
daha da kötüsü insanın ermeni soykırımına ılıman yaklaşarak, onu kabullenerek kendini modernize ettiğini sanmasıdır.
hadi o aydın diye geçinenler parayla ruhlarını satıyor, sana ne olmakta, boğaz havası mı çarptı?
hepsinin evveliyatında bir türk için; ermeni çetelerini, onların yaptıklarını okumak ar duygusuna önem vermek, vatanından utanmamak daha temel bir yaklaşım ve erdem olur...
ingiliz himayesindeki Ermenistan devleti kurulduğu zaman, 1918 Temmuz ayından 1919 Ağustos ayına kadar hükümeti yöneten, ilk başbakan Kaçaznuni,1923 yılında Bükreşte toplanan Taşnak Partisi Kongresine sunduğu raporunda, şu saptamalarda bulunuyor:
- Savaştan önce ve savaş koşullarında Rus Çarlığına kayıtsız şartsız bağlandık.
- Emperyalistlerin önümüze koyduğu Denizden denize Ermenistan gibi hayali bir amacın peşine düştük.
- Silahlı gönüllü birlikleri oluşturmamız hataydı.
- Terör eylemlerimiz batı kamuoyunu kazanmaya yönelikti.
- Karşılıklı Müslüman ve Ermeni kırımları oldu.
- Güç dengesi Türklerin lehineydi, macera yaptık.
- 1915 yılı yazında ve güzünde uygulanan tehcir (zorla göçettirme) Avrupalı diplomatların bize söz verdiği bağımsız Ermenistan hayalimizi suya düşürdü. Türkiye ne yaptığını çok iyi biliyordu. Bugün pişmanlık duyması için hiçbir
neden yok.
- Sevr Antlaşması gözlerimizi kör etmişti. Türklerin anlaşma önerilerini
reddederek vahim hata işledik. Sevr yerine, Türklerle anlaşsaydık, çok şey
kazanırdık.
- ingilizler karşılıklı katliamları kışkırttı.
- Müslüman bölgelerinde düzeni sağlayacak idarî önlemler alamadık, silaha sarılmak zorunda kaldık, ordular gönderdik, yıktık ve katliamlar gerçekleştirdik.
- Türkler savunma güdüsüyle hareket ettiler. Ermenistanın ilk başbakanı Rus çarlığının ve ingiliz emperyalistlerinin
kışkırtmasıyla Müslümanları katlettik diyor
- Övünülecek hiçbir işimiz yok. Kendi dışımızda suçlu aramayalım
- Evet, intihar etmeyi öneriyorum, Taşnak Partisinin artık yapacağı hiçbir şey yok. Partiyi dağıtalım. Bu kararı almazsak, bizi yıkım ve şerefsizlik bekliyor. *
bunları yazdım diye nobel alamayacağımı biliyorum. neyi okuyor bu insanlar da ermenistan soykırımı var diyor onu da anlamıyorum. ben de vaktiyle konuyu araştırmış biri olarak cahil gördüm şimdi kendimi. nobelini satan bilge.
