peygamber'in eline kitap verip ''oku'' denildiğini sanan zevatın edebileceği cümledir.
hz. muhammed'e gelen ''oku'' emri gayipten okumak anlamındadır ki hz. muhammed de ''ben gayipten okuma bilmem'' diyerek aslında görünmeyen varlıklarla bir iletişim celsesi yapmayı bilmediğini belirtmiştir.
okuma bilseydi, o yazmıştır diyecektiniz. okuma bilmiyodu şimdi götünüzden neler uyduruyosunuz.
ben hayatımda bu sözlükteki kadar dini diyaneti savunmuyorum, savunmak zorunda kalmıyorum.
ne malsınız yav!
dine, allah'a(c.c.), h.z. muhammed'e ya da böyle kutsallarla ne alıp veremediğiniz var anlamıyorum, cidden anlamıyorum arkadaşlar sizin nasıl bir sorununuz var ya? isteyen istediğine inanabilir, tamam bunu savunuyorum ama en azından sözlükte bile şu ilgi çekme olayını yapmayın ya.
--spoiler--
ama ticaretle uğraşan bir tüccarın okuma yazma bilmemesi pek inandırıcı gelmiyor.
--spoiler--
Muhtemelen osmanlı da okuma yazma oranının düşük olduğunu kabul edersiniz peki atalarımız okuma yazma bilmemesine rağmen ticaretle uğraşmadı mı? Başka bir örnek olarak da kendi babaannemi örnek verebilirim. Babaanem okuma yazma bilmez buna rağmen paradan anlar parayı saymasını da bilir, belki ticaretle uğraşmamıştır ama bu para alışverişinden anlamayacağı anlamına da gelmez, bal gibi de anlıyor kadın.
Okuma yazma olayına gelince her şeye gücü yeten tanrının kuluna okuma yeteneği vermeye mi gücü yetmeyecek? Tabi eğer tanrıya inanmıyorsan orası başka. şunu da eklemek isterim, Madem o kadar akıllısınız zamanında arapların belagatta o kadar ileri olmasına rağmen yıkamadığı kuranın itibarını siz tekrardan bir kitap yazarak yıkın.
ilk emir olan ikra , sadece “okumak” olarak çevrildiğinde gerçek anlamını yitirmektedir. Türkçede sadece üzerinden okumak olarak algılanan şey Arapçada tilavet kelimesi ile karşılanmaktadır. Oysa ikra , “karea” kökünden gelir ve yapısında anlayarak düşünerek okuma anlamı vardır. Kıraat en kısa tanımla okuduğunu manalandırmaktır