okulun ilk günü öğrenciler okul bahçesinde -öğretmenlerin ısrarla düzgün olması gerektiğini düşündüğü bir sıra halinde- toplanmışken müdürün yaptığı konuşmadır. öğrencilerin tam olarak toplandığından emin olan müdür bey, bayrak direğine yakın bir yerde konumlanarak hizmetlinin mikrofonu getirmesini bekler. başı dik, göğüs dışarıda-karın içeride bir vaziyet alır. hademe mikrofonu uzatır, müdür bey bir iki "ses deneme"den sonra başlar konuşmaya. bir taraftan, öğretmenlerde müdürün annesiymiş gibi gurur duyan bir mağrur yüz ifadesi vardır. kimi emekliliği yakın 50'liklerin yüzünde birkaç damla gözyaşı bile bulabilirsiniz, mümkündür.
müdür beyin çatlak sesiyle yankılanan sözlü metin dahilinde "yeni eğitim-öğretim yılı", "uzun ve zorlu maraton", "başarı", "saygı ve sevgi çerçevesi", "parlak gelecek" gibi sözcükler dolanır durur.
o sırada birbirini haftalarca görmemiş bazı öğrenciler derin mi derin bir sohbet içerisinde müdürü dinlememekte iken müdür bey "saygı ve sevgi çerçevesi"nin camlarını kırıp "parlak gelecek"in en az bir yılını karartacağına dair bazı işaretler verir. kısa süren bir sessizlik sonrasında görülür ki müdürün konuşması da uyarısı da siklenmiyor, öğrenci sınıflara alınır, eğitim-öğretim yılına işte o an başlanmış olunur. olay budur.
edit: eksilemelerden anlıyorum ki aramızda bu konuşmaları yapan okul müdürleri var. alınmayın ama konuşma falan da yapmayın yani. gereği yok.
sevgili öğrenciler ve çok değerli hocalarımız diye başlayan bitmek bilmeyen insanı cıldırtan konuşmadır. okullu arkadaşlarımıza allah sabırlar ihsan eylesin (bkz: amen)
eğitim öğretim yılının ilk günü müdürün bahçede yaptığı konuşmadır. müdür sene içinde uyulması gereken kuralları hatırlatacak ve bunları kesinlikle yapmayın diyecektir.
örneğin:
+saçlarda jöle olmayacak
+kızların saçları toplu olacak
+makyaj yapılmayacak, takı takılmayacak
+saç sakal traşı olmayan erkek öğrenciler hiç okula uğramasın
+arabaların olduğu yerde top oynanmayacak
+tuvaletlerde sigara içilmeyecek.
toki başkanı nın tt arena açılışında yaptığı konuşmadır. toplamıştır koyunları nı vaaz vermektedir. devletin okullara gerekli yardımı yapmadığı ve velilerin gerekli desteği yapması gerektiği son cümledir.
default olarak iki saat on üç dakika süren konuşmadır. ya da beş dakika sürüyordu da einstein zamanın göreceliliği konusunda haklıydı. hangisi doğruydu bilemem, bizimki hep uzun konuşurdu.
Okulun 1970'li yıllardaki başarılarından söz eden, ayakta dinlenirken işkenceye dönüşen gereksiz konuşmadır. Ama müdürün bu konuşma için aylar öncesinden hazırlandığı kanaatindeyim. Sonuçta göt de olsa müdür müdürdür, o da bir insandır.
Onun için ilk gün okula gitmemelidir öğrenci. Yoklama olayı da yok. Okulun ilk günü hiç çekilmez, boşuna stres. ilk gün herkesin üst baş tertemizdir. Bu beni aşırı geriyordu. okulun ikinci, üçüncü gün oldu mu kirlenen kundura ayakkabıları, ceketsiz öğrencileri görünce rahatlıyor insan. öğrenci olduğunu anlıyor.
şimdiden nasıl atlatacağımı kara kara düşünmeye başladığım konuşmadır.zira dilinden soykalar,zıkkımın kökü sözleri düşmeyen bir müdürün ilk gün konuşması nasıl olur ki...